"büyükbabam" - ترجمة من تركي إلى عربي

• جدّي
• جدى
• جدي
• جَدّي
• الجد
• جديّ
• الجدّ
• وجدّي
• جدِّي
• جدّى
• لجدي
• وجدي
• أجدادي

Çişim yok. Tek Büyükbabam ile sen ikide bir yapıyorsunuz.
لا أستطيع الذهاب بدونك , جدّي يذهب كلّ 30 ثانية

Ailem öldükten sonra beni o yetiştirdi. Büyükbabam da gardiyanmış.
لقد ربّاني بعد موت والديّ، جدّي كان حارساً هناك أيضاً.

İlk başladığım zaman kendime, bunu Büyükbabam için yaptığımı söylüyordum.
عندما بدأت هذا، أقنعت نفسي أن هذا من أجل جدّي

Benden, tıpkı babam, Büyükbabam, amcam ve büyük amcam gibi, hâkim olmamı istediler.
أرادوا أن أكون قاضي مثل أبى و جدى و عمى و عمى الأكبر

Büyükbabam Avatar'ın içgüdülerine saygı duyardı. Ben de öyle yapacağım.
جدى سوف يحترم رغبة الافاتار . لذلك سأفعل أنا أيضاً

Yaratıcı çabalarımı desteklediler, çünkü Büyükbabam sıfırdan başlamış bir insandı.
ودعموا جهودي الإبداعية، لأن جدي كان شخص كون نفسه بنفسه

Bu evi Büyükbabam yaptı. O ağaçlar içinde yaşamayı severdi.
جدّي قام ببناء هذا المنزل هو احبّ العيس بالقرب من الأشجار

Büyükbabam sihirbazdı, cebinde hep bir tavşan olurdu.
جدّي كَانَ ساحراً أمضى كامل حياته مَع أرنب في جيبِه

Tekrar ziyarete gelmelisin.Büyükbabam ve diğerleri bundan çok mutluluk duyacaktır.
عليكِ معاودة الزيارة جدّي والآخرين سيسعدون لذلك

Büyükbabam beni gezmeye götürürdü. Bana bildiği her şeyi öğretti. Şu an ölü.
‫كان جدّي يصطحبني معه ‫علّمني كل ما يعرفه أو كان يعرفه

Bu Büyükbabam, 2. dünya savaşında Nazi'lere karşı savaşmış.
ذلك جدّي وقد قاتل في الحرب العالمية الثانية ضدّ النازيين

Kargaşanın olduğu yerde Büyükbabam babasından hazine haritasını duymuş biliyorum, sonra ne yapmış veya ne söylemiş?
جدّي سمع والده يقول خريطة الكنز وكان هناك ضجيج أنا أعلم كل هذا .. ألا يوجد شيء آخر قد يكون ذكره أو فعله

Babam, Büyükbabam ölür ölmez işin başına beni getirdi.
والدي وضعنى في العمل بعد وفاة جدّي مباشرة

Büyükbabam dışişlerinde çalışıyordu. Birlikte dünyayı dolaştılar.
جدى كان يعمل فى السلك الدبلوماسى لقد جابوا العالم

Büyükbabam ihtiyaçları olduğunda her ikisine de giriş izni verirdi.
جدى أعطاهم كلاهما دائماً يدخلون اليه حينما يحتاجوه

- Bay Kont,Büyükbabam, Bay Noirtierde Villefort.
سيدى الكونت جدى السيد نورتييه ديفيلافورت

Büyükbabam neden başka bir adama gidip de yardım isteyemedi ki?
لذلك لماذا لم يستطع جدي الوصول إلى رجلٍ آخر وطلب المساعدة؟

Büyükbabam cesaretini toplamış ve onu öpmüş.
فى عشيّة حفلة عام جديدِاً ما، جَدّي أخيراً إمتلك الشجاعة وقبّلها.

Büyükbabam ayaklarının fena halde kesildiğini söylemişti.
الجد قال أن أقدامها جُرحت بصورة سيئة جدا

Büyükbabam sana II. Dünya Savaşı'nda sıhhiyeci olduğundan söz etmiş miydi?
أأخبرك جديّ من قبل أنّه كان مسعِف فى الحرب العالميّة الثانية؟

Büyükbabam gerçekten çok kızmıştı Bunun doğru olmadığını söylüyordu.
الجدّ أُزعجَ جداً، قالَ بأنّه كَانَ غير عادلَ.

Kanser hakkında her zaman endişelenmiştim çünkü hem büyükannem hem de Büyükbabam kanserden vefat etti.
لطالما كنتُ مهتماً بالسرطان لأن كِلا جدّاي وجدّي ماتوا بالسرطان.

Ben çocukken Büyükbabam bana hikâyeler anlatırdı.
كان جدِّي يقُص عليَّ القصص عندما كنتُ صغيراً

Büyükbabam bana bu eski radyo programlarını dinletirdi.
جعلنى جدّى أعشق تلك البرامج الاذاعيّة القديمة هنا

Büyükbabam Zev'in kemikleri sızlardı eğer üzeri başka kemiklerle kaplı olmasaydı.
لكان لجدي أن يتقلب بقبره جراء هذا لو لم يكن ضيق عليه

Geçitten oraya ulaşmamız beş ya da altı saat sürdü, ama ben daha bir çocuktum ve Büyükbabam yolun büyük bir bölümünde taşındı.
ستأخذ منا حوالي خمسة أو ستة ساعات للوصول إلى هناك من البوابة لكني كنت طفلا وجدي كان لزاما علية أن يحملني معظم الطريق

Ama Büyükbabam ve büyükannem vardı, anne tarafından olan, Joseph ve Shirley. 3. doğum günümden önce beni evlat edinip yanlarına aldılar, hâlihazırda 5 çocuk büyüttükten sonra.
لكن كان لدي أجدادي جدي الأموميين جوزيف و شيرلي، الذين تبنوني قبل ميلادي الثالث بقليل و أخذوني كحفيد حقيقي لهم، بعد أن كانوا قد ربوا خمسة أطفال.