ويكيبيديا

    "büyüme" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • النمو
        
    • نمو
        
    • للنمو
        
    • النضوج
        
    • وترعرعت
        
    • يكبر
        
    • ينمو
        
    • والنمو
        
    • النموّ
        
    • ونشأت
        
    • تنضج
        
    • وتربيت
        
    • نموّ
        
    • المراهقة
        
    • ترعرعت
        
    Ve bu kök hücreler kan akımında yüzerek tamir edilebilmelerini sağlayacak büyüme faktörleri salgılamak için hasarlı organlarımıza yerleşir. TED و هذه الخلايا الجذعية تسبح في مجرى الدم. ثم تستقر في الأعضاء التالفة. لإطلاق عوامل النمو لإصلاح النسيج التالف.
    Bu karşılaştırmaya bakınca demokrasinin ekonomik büyüme açısından oldukça iyi olduğunu görüyoruz. TED وفي هذه الحالة, تتأرجح الكفة لصالح الديمقراطية فيما يتعلق بتحقيق النمو الإقتصادي.
    Sorun şu ki bu büyüme motorunu daha henüz ısıtıyoruz. TED المشكلة هي أننا فقط في مرحلة تسخين محرك النمو هذا.
    Eğer doğru oynarsak, tüm ekonomilerde sürdürülebilir bir büyüme göreceğiz. TED إذا لعبناها بشكل صحيح سنرى نمو ثابت في جميع اقتصاداتنا
    Hala güç alanının ilk deneyle arasındaki büyüme oranını kıyaslayamayız. Open Subtitles لكن مازال لا يمكننا مقارنة معدل نمو الحقل بالتجربة الأولى
    Seçenekler: kapsayıcı yeşil büyüme, akıllı büyüme, dirençli büyüme, dengeli büyüme. TED يمكن أن تحقق النمو الأخضر، النمو الشامل، النمو الذكي والمرن والمتوازن.
    Daha da önemlisi, kapitalizm tarafından yönlendirilen sadece ekonomik büyüme değil. TED والأهم من ذلك، لم يكن النمو الإقتصادي هو الوحيد المُتأثّر بالرأسمالية.
    Ve büyüme ile ilgilenen kişiler de gözlerini Asya'ya çeviriyorlar. TED والأشخاص الذين يرغبون في النمو بدأوا يصوبون أنظارهم صوب آسيا.
    Kan oluşumu için gerekli, sinirsel işlev ve büyüme için de. Open Subtitles و هى اساسية لتكوين الدم و لعمل الجهاز العصبى و النمو
    Sanırım şansımıza hala büyüme döngülerinin çok erken bir safhasındalar. Open Subtitles نحن محظرظون لأن هذه المخلوقات في الطور الأول من النمو
    Test sonuçlarına göre kanında yüksek miktarda HGH var. büyüme hormonu mu? Open Subtitles أثبتت نتائج الفحوصات أن لديكِ مستويات عالية من هرمون النمو في الدم
    Çocukluğumuz yazları Washington'un Puget Sound'unda ilk büyüme ve büyük büyüme arasında geçti. TED فصول الصيف في فترة طفولتي كانت في منطقة بحر بوجيت بولاية واشنطن، بين النمو الأول والنمو الكبير.
    ama bu toplam enerji ihtiyacını çok artırmayacak. Esas konu ekonomik büyüme. TED ولكن بدون زيادة في الاستهلاك فيما يخص الطاقة ماذا سيحدث فيما يخص النمو الاقتصادي
    Tamamen eriyene kadar karıştırıyoruz ve büyüme banyosuna döküyoruz. TED نمزج هذا حتى يتحلل بالكامل وثم نصبه في حوض النمو.
    Karınızı muayene ederken frenolojist, orta beyinde bir büyüme teşhis etti. Open Subtitles عندما فحصنا زوجتك وجد المختصين نمو قوي في الفص الأوسط للجمجمة
    Ve doktorum beni hemen tüm vücudu kapsayan bir kemik taramasına gönderdi. Sol bacağımda biraz büyüme saptandı. TED وقال طبيبي انه يجب ان اخضع لفحص عظام شامل اظهر ان هناك نمو جسم غريب في رجلي اليسرى
    Son 30 yılda, GSMH büyüme değerleri açısından, Çin, Hindistan'ın iki katı kadar büyümüş. TED عبر الثلاثين عاماً الأخيرة, وفقاً لمعدلات نمو إجمالي الناتج المحلي, فإن نمو الصين قد تجاوز نمو الهند بضعفين.
    Bu yüzden ekonomik ilerlemenin de tıpkı evrim gibi sürekli yükselen bir büyüme çizgisine sahip olacağına inanmaya hazırız. TED لذا، لا عجب من أننا نؤمن وبسهولة بأن التقدم الاقتصادي سيأخذ ذات المنحنى، هذا الخط المتصاعد للنمو.
    Biliyor musunuz,bunda negatif yönden yaklaşılacak bir şey göremiyorum, yani, o büyüme çağında, bu çok doğal bence. Open Subtitles أتعرف، أرى أنه يجب ألا نسئ تفسير الأمر إنها في مرحلة النضوج. و هذا طبيعي
    Doğma büyüme Pawnee'li olan Leslie, aslında Pawnee'de doğmamış. Open Subtitles ليزلي نوب , ولدت وترعرعت في الحقيقه لم تولد في مدينة باوني
    Belki de bunca sikik zaman sonra babacığının büyüme zamanı gelmiştir. Open Subtitles ربما من المحتمل بعد كل هذا الوقت أن يكبر رجلك العجوز
    Yani kemikteki büyüme viral değil. Open Subtitles هذا يعني الذي ينمو داخل العظم ليس فيروس.
    Doğaya bakın, büyüme harika bir şey, yaşamın sağlıklı kaynağı. TED نعم، انظر إلى الطبيعة والنمو شيء رائع، ومصدر صحي للحياة.
    Ekonomik büyüme, birey için çok önemlidir. TED إن النموّ الإقتصادي مهمّ جدّا بالنسبة للفرد.
    Ben doğma büyüme Londralıyım, o köylü. Open Subtitles لقد وُلدت ونشأت في لندن أما هو فمن هذه القرية
    Sam, artık büyüme ve sorumluluk alma zamanın geldi. Open Subtitles يجب أن تنضج الآن يا سام و تتحمل المسؤولية
    12 yaşıma kadar doğma büyüme buralıydım. Open Subtitles نشات وتربيت هنا منذ ان كان عمري 12 سنة
    Teknenin titizlikle temizlenmesi mercanların üzerinde büyüme ihtimalini yükseltiyor ve denizin kirlenmesini önlüyor. Open Subtitles تنطيف المركب بالكامل يزيد من فرصة نموّ المرجان عليه وضمان عدم تلويثه للبحر.
    İşte bu bölgenin gelişimine bakan MR çalışmaları büyüme çağında değişimin oldukça çarpıcı olduğunu gösterdi. TED لذا أظهرت دراسات التصوير بالرنين المغناطيسي بالنظر لهذه المنطقة بأنها تخضع لتطورات مهولة خلال فترة المراهقة.
    büyüme çağındayken futbol benim her şeyimdi. Open Subtitles كانت كرة القدم كل شئ بالنسبة لي حينما ترعرعت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد