ويكيبيديا

    "büyüyen" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ينمو
        
    • النمو
        
    • يكبر
        
    • نمو
        
    • نشأ
        
    • تربى
        
    • المتزايد
        
    • ترعرع
        
    • متزايد
        
    • نمواً
        
    • تنمو
        
    • نما
        
    • ينموا
        
    • يكبرون
        
    • مزدهر
        
    Ama geniş kraterinde büyüyen devâsâ bir kaya konisi var. Open Subtitles لكن بداخل فوّهته الواسعة، ينمو مخروطٌ بركانيٌ ضخمٌ من الصخر.
    Karnının içinde büyüyen bebeğin babasıyım, ve saklanacak güvenli bir yere ihtiyacım var. Open Subtitles أنا الأب لهذا الطفل الذي ينمو بداخلها و أحتاج لمكان آمن لأختبئ فيه.
    Benim önem verdiğim tek şey sen ve hızla büyüyen ailemiz. Open Subtitles أنت وهذه العائلة السريعة النمو لنا هي اشيئ الوحيد المهم لي
    Size, onların paranoya büyüyen ne demek buysa Onlar, hala hayatta. Open Subtitles مازالوا أحياء ، إذا كان هذا ما تقصده شكهم يكبر
    Bugün benim gördüğüm, giderek büyüyen bir alt kültür var. Çıplak ayaklı koşucular, ayakkabılarından kurtulmuş insanlar. TED وما اراه اليوم هو نمو ثقافة رديفة عن العدائين حافي الاقدام ..
    O evde büyüyen tek çocuk sen değilsin Cory. Open Subtitles أنت لست الوحيد الذي نشأ في ذلك البيت ، كوري
    İnternetle büyüyen bir nesildenim. TED أنا من الجيل الذي تربى في عصر الانترنت.
    Bak, ben rahatım, ve içinde büyüyen bir insan olan kişi benim. Open Subtitles انظر إلي، أنا مُسترخية رغم أنني من يملك إنسانا ينمو بداخل أحشائي
    Uyuyacak bir yer ve içimde büyüyen küçüğü yaşatmak için yiyecek bulmaya koyuldum. Open Subtitles وبدأتُ في البحث عن مكان للنوم وطعام ليُغذي الشخص الصغير الذي ينمو بداخلي
    Aynı zamanda başınızda büyüyen lifler anlamına da gelebilir. TED انها يمكن ان تعني الألياف الذي ينمو من الراس
    büyüyen bir mimariyi, TED يمكنكم أن تروا هذا التكوين الهندسى ينمو ويملأ الفراغ.
    Bugün sizlere yükselişte olan, tartışmalara açık ama bir o kadar da heyecan verici, hızla büyüyen bir bilim alanından bahsetmek istiyorum. TED أود أن أطلعكم على مجال علمي ناشئ، والذي مازال قيد التأمل و لكنه مفعم بالإثارة، و بالتأكيد فهو ينمو بسرعة قصوى.
    Bu gökdelen insan türünün günlük büyüyen hırsının bir bedeli. Open Subtitles فناطحة السحاب هذه تدل على الجشع البشر ، الذي ينمو يومياً
    Televizyonun ilk günlerinden beri, paylaşan, gösteren ve büyüyen değişmemiş bir çizgi olmuştur. Open Subtitles منذ الأيام الأولى للتلفاز ،كان هناك خط متواصل من المشاركة العرض و النمو
    büyüyen ve küçülen mikrotübüller ile birleşebilir. TED انه قادر على التقولب مع النمو والاهتزاز للميكروتثبول.
    Ben de düşünmeye ve merak etmeye başladım: Acaba büyüyen Amerikan ekonomisinin en iyi günleri mazide mi kaldı? TED وهكذا بدأت أتساءل وأتأمل, هل يمكن أن تكون أفضل سنوات النمو الاقتصادي الأمريكي هي وراء ظهورنا؟
    İstisna olarak değilde, hayatın bir gerçeği olarak boşanmanın gölgesinde büyüyen bir nesil. Open Subtitles هذا أول جيل يكبر مع الطلاق ليس كاستثناء و لكن كحقيقة حياة
    Çünkü başlangıçta, büyüyen mahremiyet çok güçlü değildi ki bu arzuyu azalmaya götüren aşıl şey. TED لأنه في البداية ، نمو العلاقة الحميمة لا تكون قوية جدا بعد إنها في الواقع تؤدي إلى إنخفاض الرغبة.
    Bağımsızlık döneminde büyüyen müthiş bir nesil bu. Open Subtitles ياله من جيل مذهل هذا الذي نشأ أثناء عدم الإستقلال
    Şunu anlamanız lazım babasının, beyaz aslan hakkındaki hikâyeleriyle büyüyen genç adam için bu kutsal bir yaratıktı, ve ona dokunmaya cüret edemezdi. Open Subtitles عليك ان تفهم بالنسبة لشاب تربى على قصص والده
    Mikro kredi ile düzenli yatırım ve büyüyen düzenli yatırım arasında tam bir tezat yapıyorsun. TED إنك تقر بوجود اختلاف كبير بين القروض الصغرى والاستثمار المنتظم والاستثمار المنتظم المتزايد.
    Doğru ama benden 480 km uzaklıkta büyüyen birinin Güney Amerikalı uyuşturucu satıcısı adi bir katili neden bu kadar önemsediğini anlamaya çalışıyorum. Open Subtitles صحيح، كلا، أنا فقط فقط أحاول أن أفهم لم رجل ترعرع على بعد 300 ميل عني يهتم كثيراً حول ،تاجر مخدرات خسيس قاتل
    Özellikle gelişmekte olan piyasalarda insanlar arasında büyüyen bir şüphe var, şimdi insanlar inanıyorlar ki, demokrasi, ekonomik büyüme için bir ön koşul olarak görülmüyor. TED بالتحديد هنالك شك متزايد حول الناس في دول الاسواق الناشئة حيث يعتقد الناس الان بأن الدمقراطية لا يجب ان ينظر لها كشرط اساسي للنمو الاقتصادي
    Eğer güncel trendlere bakarsak, eğer size, ABD'de en hızlı büyüyen göçmen nüfusu sorsam; kim olduğunu sanıyordunuz? TED إذا نظرنا إلى الاتجاهات السائدة، إن سألتك: أي ديموغرافية أسرع نمواً بين المهاجرين في الولايات المتحدة، من باعتقادكم؟
    Kanada Hükûmetinin bilimcisi Dr. Max Bothwell, 1992'den bu yana kayaların üzerinde büyüyen bir tür yosun üzerinde çalışıyor. TED منذ عام 1992، الدكتور ماكس بوثويل، عالم في حكومة كندا، قام بدراسة نوع من الطحالب التي تنمو فوق الصخور.
    Dördüncü sınıfta herkes bana kaba davranıyordu çünkü göğüsleri büyüyen ilk kişi bendim. Open Subtitles منذ الصف الرابع عندما كان الجميع لئيما معي لأني كنت الفتاة الأولى التي نما لها ثدي
    Neden vücudumun içinde katlanarak büyüyen bir organizma isteyeyim ki? Open Subtitles لِمَ قد أرغب بكائن ينموا بشكل طردي في داخل جسدي
    Çalışmalar gösteriyor ki, köpeklerle büyüyen çocukların bağışıklık sistemi daha güçlü oluyor. Open Subtitles تشير الدراسات أن الأطفال الذين يكبرون مع الكلاب يملكون نظاما مناعيا أقوى.
    - Evet. Hem yeni araç satışlarının büyüyen bir ekonominin göstergesi olduğunu söylüyorlar bize. Open Subtitles يُقال لنا باستمرار أنه تحقيق إقتصاد مزدهر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد