Dünyayı birbirine bağlamak, ailemi güvence altına almak gibi mi? | Open Subtitles | مثل ماذا ؟ ربط العالم ؟ تأمين صحي لوالديّ ؟ |
Ayakkabı bağını bağlamak ve karşıdan karşıya geçmek gibi şeyleri tek başımıza yapabiliyoruz. | TED | فيمكننا ربط أحذيتنا وعبور الطريق معتمدين على أنفسنا. |
Sonunda, koca bir duvarı farkediyorlar küçük deliklerle dolu ve bir zeplini park etmek için ideal, çünkü onu bağlamak için bir yerleri var. | TED | اكتشفوا في النهاية حائطا ضخما مليئا بحفر صغيرة تفي بهذا الغرض لانه لديك مكان لربط المنطاد |
Yepyeni kotunuzu kafalarına bağlamak iyi bir fikir olurdu bence. | Open Subtitles | أعتقد أنها فكرة رائعة أن تربط بنطالك الجينز فوق رؤوسهم |
Kanun gereği kemerleriniz bağlamak zorundasınız. Şimdi ikiniz de. Bağlayın. | Open Subtitles | أنتما مُلزَمان من قِبَل القانون بربط أحزمة مقاعدكما، أنتما الاثنان.. |
Bir adama yapabileceğin en kötü şeyden de beter sandalyeye öyle bağlamak. | Open Subtitles | أسوأ شيء في العالم يفعلونه لرجل هو تقييد في كرسي كهذا |
Ama eninde sonunda yapmayı istediğimiz bir şey olduğunu düşünürsek eğer şuanda kendimizi bir finansal yatırıma bağlamak doğru olmayacaktır. | Open Subtitles | و أرى أن ذلك أمر نريد أن نقوم به آخراً لذا لست متأكد اذا كننا نريد أن نربط أنفسنا بإلتزامات مادية |
Bay Bond planım seni Dünya'ya atılacak bir nükleer bomba taşıyan bir uzay gemisine bağlamak ve seninle beraber insanlığı yok etmek. | Open Subtitles | (حسنا يا مستر (بوند خطتي هي أن أربطك في سفينة فضائية تحمل قنبلة نووية |
Eğer birine bağlamak istiyorsan, bana bağla. | Open Subtitles | وإن كنت تريد ربط أحداً بهذه القنبلة، فاربطني أنا |
Cenova'da yemeğe gelen konukları eşarpla bağlamak geleneksel midir? | Open Subtitles | جدتي ؟ هل من المعتاد في جنوفيا أن يتم ربط الضيوف بأوشحة اللصوص إلى المقاعد ؟ |
İki domuzu birbirine bağlamak Günün Bayanı yarışmasını kazanmak için yeterli bir yetenek değil. | Open Subtitles | ربط خنزيزين معاً ليست موهبه مناسبه للفوز بالمسابقه |
İki domuzu birbirine bağlamak Günün Bayanı'nı kazanmak için yeterli bir yetenek değil! | Open Subtitles | ربط خنزيزين معاً ليست موهبه مناسبه للفوز بالمسابقه |
Çünkü beyne herhangi bir elektrik bağlantısı olduğunda bunu beyni bilgisayara bağlamak için kullanabilirsiniz. | TED | لأنه وبمجرد أن يكون لديك توصيل كهربائي مع الدماغ، فبإمكانك أن تستخدمه لربط الدماغ بالكمبيوتر. |
Kâğıtları bağlamak için ip almaya gittiğimde harcadığım benzinin parasını bile karşılamıyor. | Open Subtitles | هذا لا يعوّض ثمن الوقود المستهلك للذهاب إلى المتجر، الذي اشتريت منه الحبل لربط الحزم. |
Ellerini koli bandıyla bağlamak zor olmamıştır. | Open Subtitles | لن يحتاج إلى قوة كبيرة لربط يديه بالشريط اللاصق |
Öyleyse ben sosyal psikologum ve ahlak üzerine çalışıyorum, ve ahlaktaki en önemli prensiplerden biri de şudur ahlak gözleri bağlamak ve kör olmaktır. | TED | حسناً، انا سايكولوجي اجتماعي، و ادرس الاخلاقية او المعنوية و احد أهم اعمدة العلوم المعنوية هو ان المعنوية تربط و تُعمي |
Yani kim beynini bilgisayara bağlamak ister ki? | TED | ما أعنيه هو من يريد أن بربط دماغه بأجهزة الكمبيوترالخاصة به؟ |
Yoksa başka insanları bağlamak seni tahrik mi ediyor? | Open Subtitles | أو أنّ الأمر يتبين أنّك تحب تقييد الآخرين؟ |
Planım şu, bombaları bir karganın üstüne bağlamak ve onu yahudi ve pisliklerle dolu gökdelenlerinden birine doğru uçurmak. | Open Subtitles | فكرتي أن نربط قنبلة بـ غراب و نجعله يطير بإتجاه أحد ابراجهم المليئة باليهود و غيرهم من الخبثاء |
Sizi bağlamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أربطك |
Eğer "Başöğretmen" mantığın sesine kulak vermiyorsa, ayakkabını bağlamak isteyebilirsin. | Open Subtitles | إذا لم يستمع الناظر لصوت العقل فربما نود تقييدك |
Koltuk. Tabii ki koltuk. Sorun onu Jumper sistemlerine bağlamak olacak. | Open Subtitles | بالطبع ، كيف يمكننا ربطه بأنظمة المركبات ؟ |
Orijinal plan, Calypso'yu bağlamak için dokuz gümüş parayı kullanmaktı. | Open Subtitles | نعم. الخطة الأصلية كَانتْ أَنْ تَستعملَ تسعة مِنْ القِطَعِ مِنْ ثمانية لرَبْط كاليبسو. |
Plastik kelepçeler de güzellik salonundaki güvenliği bağlamak içindi herhalde. | Open Subtitles | ورباط السحاب الذي إستخدمته لتقييد الحارس الأمني في المنتجع |
Seni indirmek için salam gibi bağlamak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | لقد اضطروا لربطك مثل المقانق حتى ينزلوك |
Birini döverken, güvende olmanın yolları vardır mesela ellerini arkadan bağlamak gibi. | Open Subtitles | عندما تضرب شخص ما, تكون هذه طريقة جيدة لحماية نفسك, اليس كذلك ؟ أن تقيد يديه خلف ظهره |
Eğer sorun çıkarırsa, onu bağlamak için iki kere düşünme. | Open Subtitles | إن أثار المتاعب، لا تتردد فى أن تقيده. |