Çünkü eğer kendi ayakları üstünde durmayı başarabilirse, alıp başını gidebilir demek. | Open Subtitles | لأنّها إذا استطاعت أنْ تقف على قدميها، هذا يعني أنّها يمكن أنْ تغادر. |
Çünkü eğer kendi ayakları üstünde durmayı başarabilirse alıp başını gidebilir demek. | Open Subtitles | لأنّها إذا استطاعت أنْ تقف على قدميها، هذا يعني أنّها يمكن أنْ تُغادر. |
Daisy başarabilirse, diğer tarafı göreceğiz. | Open Subtitles | لو استطاعت (دايزي) كبحه سنرى ما على الجانب الآخر |
Lisbeth, mâli kayıtlardan iz sürmeyi başarabilirse bulduğu makbuz ve faturaları delil olarak gösterebiliriz. | Open Subtitles | إن استطاعت (ليزبيث) أن تقتفي أثر أعماله خلال الحسابات... فسيكون لدينا أدلة ضده. إيصالات استلام, فواتير |