İkisini de ıssız bir yere çekmeye başarmış, demek ki ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | لقد تمكن من إستدراج كلتاهما إلى مكان معزول مما يعني انه ناجح بالإغواء |
William başarmış fakat hikâyedeki iki değişkeni düşünelim. | TED | نجح ويليام، ولكن لنتخيل حدوث متغيران بهذه القصة. |
Bu dünyanın hemen hemen tüm habitatlarında yaşamayı başarmış aynı biz insanlar gibi, kuşlar da bu dünyayı fethetmiştir. | TED | ومثلنا تمامًا نحن البشر الذين نجحوا في استيطان كل البيئات تقريبًا في هذه الأرض، نجحت الطيور أيضًا في غزو العالم. |
Ağır kayıplara uğramışlar ve çok azı kaçmayı başarmış. | Open Subtitles | عانينا من خسارات فادحة. تمكنت بضع وحدات فقط من الانسحاب. |
Şey. İlk olarak, buradan senden fazla kaçmayı başarmış tek adama gittim. | Open Subtitles | حسناً، في البداية، توجهت للشخص الذي استطاع الفرار من هنا أكثر منك |
Teknik ekip, ATM videosunu büyütüp iyileştirmeyi başarmış. Yolluyorlar. | Open Subtitles | تمكّن القسم التقني من تعزيز فيديو جهاز الصرّاف الآلي، إنّهم يرسلونه الآن |
O başarmış. Artık "hazır yemek" yiyordur o. | Open Subtitles | لقد فعلها هو انه يأكل طعام الأشخاص الذين فعلوها |
Neyse ki çalışmalarının çoğuyla Naziler iktidarı ele geçirmeden Almanya'dan kaçabilmeyi başarmış. | Open Subtitles | ولله الحمد، قد تمكن من الخروج من ألمانيا قبل تولي النازيين السلطة. |
ve sağdaki de dişi. Şimdi, erkek rengini ikiye bölmeyi başarmış, bu sayede dişi onun sadece daha kibar daha nazik tarafını görüyor. | TED | و أنثى على اليمين تمكن الذكر من تقسيم لونه حتى ترى الأنثى جانب الحبار اللطيف فقط |
Bu solucanların ucunu kapmayı başarmış. | TED | لقد تمكن من الاستيلاء على غيض من هذه الديدان. |
Ama kadını kapıdan yatağa boğuşmadan götürmeyi bir şekilde başarmış. | Open Subtitles | في النهاية لكنه بطريقة ما نجح في أخذها من الباب للسرير بلا مقاومة |
Eğer birilerine bundan bahsetmişse, bu sayede başarmış olabilir. | Open Subtitles | واذا ما كان قد اخبر شخصا ما حولها فمن الممكن انه قد نجح في ذلك |
İticileri çalıştırmayı başarmış. | Open Subtitles | يبدو أنه نجح في الحصول على محركات الدفع لا سلكيًا. |
Burada sana benzemeyen tek kısım, senin başarmış olman. | Open Subtitles | الجزء الوحيد الذي هو ليس أنت هو أنك نجحت |
Yani burada, benim başarmış olduğumu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لعامين أعني ألا يمكننا تقبل وحسب أنني نجحت بالأمر |
Gizlenmeyi çok iyi başarmış. | Open Subtitles | لقد تمكنت من البقاء بعيداً عن الرصد تماماً |
Birleşmiş Devletler'de son beş yılını fark ettirmeden, terörist bir örgütün parçası olarak yaşamayı başarmış. | Open Subtitles | لقد تمكنت من الحياة هنا في الولايات المتحدة لخمس سنوات بينما كانت جزءاً من خلية إرهابية غير مرصودة |
İlk olarak, buradan senden fazla kaçmayı başarmış tek adama gittim. | Open Subtitles | في البداية.. توجهت للشخص الذي استطاع الفرار من هنا أكثر منك |
Emirlerinize müteakiben o sırada sokakta hiçbir polis memuru olmadığından kolayca kaçmayı başarmış ve şu anda kaçak. | Open Subtitles | لعدم توافر أفراد شرطة في الشارع في ذلك الوقت تنفيذاً لأوامرك تمكّن من الهروب بسهولة و هو الآن حر طليق |
Bir şekilde bu kasabada pislik gösterisine karışmamayı başarmış tek kişi. | Open Subtitles | إستطاع أن يكون الشخص الوحيد الغير متورط في هذه الأحداث الغامضة. |
Her nasılsa bu kız bütün köyün dokuzuncu sınıfa kadar okumayı başarmış tek kız çocuğuydu. | TED | وقد تصادف أن تكون هذه الفتاة الفتاة الوحيدة في القرية بأكملها التي قد استطاعت الوصول .إلى الصف التاسع |
Dünya genelinde 55 kişi dünkü o kodu kırmayı başarmış ama senin adın aralarında yok. | Open Subtitles | وجدتُ أن من بين كل سكان العالم، 55 شخصاً تمكنوا من فك الشفرة البارحة ولكن المدهش في هذا هو أنك لست من بينهم |
Bugün başarmış olduğun o kadar şeyden sonra. | Open Subtitles | لا يمكنهم فعل ذلك ليس بعد كل شىء حققناه اليوم |
Nanitlerden birkaçı hayatta kalmayı başarmış.. | Open Subtitles | عدد قليل من الوحدات المهجرية نجت |
Kablo yönetim sistemini çizmeyi başarmış! Bunu biliyorum. Çekme ve kaldırma oranları! | Open Subtitles | لقد أتقن نظام توجيه الكوابل ونسبة الرفع والسحب |
Benden daha az şey başarmış ve hiçbir işi olmamış tanıdığım tek kişi. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الاخر الذي أعرفه أنجز أقل مما انجزته هو أيضاً لم يحظى على عمل |
Neyse ki kaçmayı başarmış ve bize tarifini verdi. | Open Subtitles | حسنا , لحسن الحظ إستطاعت الهرب و أعطتنا الأوصاف |