| Heyecanlandığı zaman suratı morarır ve ne bulursa ısırmaya başlardı. | Open Subtitles | عندما يتحمّس وجهه يتحول للون الأرجواني ويبدأ بعضّ الأشياء |
| Biricik ülkesini ne zaman hatırlasa gitarını alır ve şarkı söylemeye başlardı. | Open Subtitles | وعندما تذكر بلده العزيزة كان يأخذ غيتاره ويبدأ بالغناء |
| Gözleri anlamsızca bakar ve yavaşça ileri doğru yürümeye başlardı. | Open Subtitles | تفقد عيناه ضوأهما ويبدأ بالتحرك ببطء شديد |
| Seher vakti uyanır soymaya, doğramaya ve kabuğunu çıkarmaya başlardı. | Open Subtitles | الطريقه الذي تنهض بها عند الفجر وتبدأ بالتقشير والتقطيع والتقشيّر... |
| Sonra seyircilerden biriyle konuşmaya başlardı. | Open Subtitles | وتبدأ بالحديث إلى واحد من الجمهور |
| Biraz daha güçlü olsa insanlar şüphelenmeye başlardı. | Open Subtitles | لن يفلح التحكم العقلي مع أي شخص قوي لكن هناك رسالة بداخل الإيقاع |
| Biraz daha güçlü olsa insanlar şüphelenmeye başlardı. | Open Subtitles | لن يفلح التحكم العقلي مع أي شخص قوي لكن هناك رسالة بداخل الإيقاع |
| Diğer zamanlarda da biyolojik yedekleme kendiliğinden etkinleşir ve etraftan güç çekmeye başlardı. | Open Subtitles | الدعم الحيوي يتنشط عفوياً... ويبدأ في سحب الطاقة من البيئة |
| Gözleri kararır, o yüzüğü döndürmeye başlardı. | Open Subtitles | عيناه تصبح شاخصتان ويبدأ بلف هذا الشيء |
| Pantolonunu tekrar tutar, tekrar koşmaya başlardı ama pantolonu düştükçe geride kaldı. | Open Subtitles | ويعاود رفعه للأعلى! ويبدأ الركض مجددا... ولكن البنطال يسقط ثانية... |
| Benim âşık olduğum Rachel başını sallar ve çığırmaya başlardı. | Open Subtitles | فقط تهمس إلى الفرقة وتبدأ بالصراخ. |