ويكيبيديا

    "bakır" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • النحاس
        
    • نحاس
        
    • نحاسية
        
    • النحاسية
        
    • نحاسي
        
    • النحاسي
        
    • للنحاس
        
    • بالنحاس
        
    • النحاسيه
        
    • نحاسيتان
        
    • نحاسًا
        
    • والنحاس
        
    • من النّحاس
        
    • الروثينيوم
        
    • النحاسِ
        
    bakır madeni kapandıktan sonra, âdeta kasabanın çoğu da onunla gitti. Open Subtitles في الحقيقه عندما اغلق منجم النحاس اخذ معه معظم السكان معه
    DOPA Karboksilaz üretimi normal ayrıca serüloplazmin ve bakır seviyeleri de normal. Open Subtitles حمض دوبا ديكاربوكسيليز كان طبيعياً و معدلات السيرولو بلازما و النحاس طبيعية
    Ona göre bakır ya da bant kullanmaya karar vereceğim. Open Subtitles حتى أقرر إن كنت سأستخدم النحاس أم الشريط اللاصق هنا
    Orada yaşayan insanlar sakladıklarından iki bakır çıkaracak olsalar derini yüzerler. Open Subtitles من يعيشون هناك لسلخوك حيًا لو استطاعوا صنع نحاس من جلدك
    Işık direğindeki bakır teli çalarken elektrik mi çarptı yoksa? Open Subtitles صعق نفسه وهُو يُحاول سرقة أسلاك نحاسية من عمود إضاءة.
    Bu ev yapımı fişe takılı ev yapımı bakır kablolardan 240 volt elektrik geçiyordu. TED وكان يسري تيار 240 فولت بتلك الاسلاك النحاسية المصنوعة باليد وعبر قابس مصنوع باليد
    Burada çok değerli insan eserlerinden oluşan bir yığın buldu: mücevherler metal işlemeler ve iki taç ile bakır bir kalkan. TED وهناك اكتشف مخزونًا من التحف الثمينة والمجوهرات والأشغال المعدنية بما فيها إكليلين ودرع نحاسي.
    Böylelikle, kâğıt, bakır şerit, ampul ve bir pille insanlar bu projeyi bir dolardan daha az maliyetle tamamlayabilir. TED فمع وجود الورق والشريط النحاسي والمصباح والبطارية، يمكنُ للاشخاص انجاز هذا المشروع بأقل من دولار
    bakır ve çinko kaplı metal kullanılan binalar sudaki iyon hareketliliğinin yol açacağı deliklere ve paslanmalara karşı hassastır. Open Subtitles المباني التي تستخدم مواسير النحاس الممزوجة بالحديد المجلف هي أكثر عرضة للثقوب والتآكل الناجمة عن حركة الأيونات في الماء
    Ve bunlar çelik, mika, plastik, bakır ve nikel idi. TED سوف ابدأ بالفولاذ .. البلاستيك .. النحاس النيكل و معدن الميكا
    Kaçtılar ve saklandılar. Labirent yapıdaki kanyonlardan oluşan örümcek ağı sisteminde, bakır Kanyonlar'da. TED رحلت واختبأت في تلك المتاهات المتشعبة من الازقة التي تدعى ازقة النحاس
    -- Ve hulahop vücuduna çarptıkça, iki küçük bakır şerit birbirine bağlanıyor ve bir ses çıkarıyor, ve başka bir ses daha ve aynı sesleri bir döngü halinde çıkarmaya devam ediyor. TED و كل ما تضغط الطارة على الدائرة الكهربية، تتوصل قطعتان من شريط النحاس و تصدر صوتاً، و يتكرر نفس الصوت كل مرة
    Ayrıca bazıları spermi etkisiz hâle getirirken rahimdeki yumurta implantasyonunu zorlaştıracak bakır içerir. TED بعضها يحتوي على النحاس أيضًا، الذي يعطل حركة الحيوان المنوي كما يجعل زرع البويضة في الرحم صعبًا.
    Bu resimde gördüğünüz herşey ticari nitelikte: bakır, kurşun, gümüş, çinko ve altın. TED كل ما ترونه في الصورة هو منتجات صالحة للإستخدام في التجارة النحاس ,الرصاص ,الفضة ,الزنك والذهب
    Birinin bir madene girip bu mikrofon için bakır aldığını ki böylece son teşekkürümü edebileyim ve bu teşekkür sizin için. TED وأن هناك شخص دخل إلى المنجم، ليجلب لنا النحاس الموجود في هذا المايكرفون. لكي أتوجه إليكم بالشكر، فشكرًا لكم.
    Yine, bu maden bir zamanlar dünyadaki en büyük bakır madeniydi. TED ومرة أخرى .. الى المنجم وقد كان هذا اكبر منجم نحاس في العالم
    Bölgenin en büyük bakır madenine sahip olduğu konuşuluyordu. Open Subtitles الكلام على انه يملك اكبر حصة نحاس في المقاطعه.
    Patlama burayı büyük ve sert bir bakır çanağa dönüştürecek. Open Subtitles سيؤدي الانفجار والحرارة إلى تحويل هذا المكان إلى قطعة نحاس كبيرة
    O uluslarının birçoğu toprağa hiç bakır hat döşemeden günümüzde kusursuz telekomünikasyonlara sahipler. TED إن العديد من هذه البلاد تمتلك اتصالات ممتازة اليوم دون وضع أسلاك نحاسية في الأرض أبداً.
    Bu ucuz bir gözlük çifti bunu Venice Beach Boardwalk'ta satın aldık, biraz bakır kablo ve Home Depot ve Radio Shack'tan biraz malzeme. TED هذا هو زوج من النظارات الشمسية الرخيصة التي اشتريناها من ممر شاطئ فينيسيا ، وبعض الأسلاك النحاسية وبعض الاشياء من هوم ديبوت وراديو شاك.
    İkinci namlu: 9 milimetre bakır kovanlı. Open Subtitles الطلقة الثانية: عيار 9 ملم ذات غلاف نحاسي
    Bir makara bakır telimiz var 520 metre uzunluğunda. Open Subtitles لدينا بكرة من السلك النحاسي طولها 520 مترا
    E'si, o ihtiyar, bölgenin en zengin bakır madeninin sahibi. Open Subtitles مافي ذلك انه يملك اغنى منجم للنحاس في هذه المقاطعه.
    bakır sikke için altın ve gümüş sikke yapımını durdurdu. Open Subtitles أوقف عمل العملات الذهبية و الفضية وابدلهم بالنحاس
    Bir tuzağın üzerinde yaşıyorsunuz. Gelecek bakır kablolarda. Open Subtitles انت تعيش في فخ معرض لاطلاق النار ان المستقبل بالاسلاك النحاسيه
    Aslında iki bakır, Sokka. Şu düdüğü almadan duramadım. Open Subtitles (قطعتان نحاسيتان, (سوكا فلم أستطع مقاومة هذه الصفاره
    Elimizde bakır yok. Open Subtitles لسنا نملك نحاسًا.
    Minerallerden eser miktarda demir, bakır, çinko ve sodyum da beyin sağlığı ve erken bilişsel gelişim için temel niteliğindedir. TED إن الكميات الضئيلة من الحديد والمعادن والنحاس والزنك والصوديوم مهمة أيضا لصحة الدماغ وبداية التطور المعرفي.
    Uydu erişimini engelleyen koruyucu bakır kaplı duvarlar var. Open Subtitles حماية مُتصلة بالقمر الصناعي حيطان من النّحاس
    Altın, çinko, argon nitrojen, paladyum bromür, rutenyum... ..cıva, bakır, talyum, ununtriyum... Open Subtitles أرجون نيتروجين,البلاديوم البروم,الروثينيوم
    Yeşil renk alaşımda bakır olduğunu gösterecek. Open Subtitles يُؤكّدُ الأخضرُ حضورَ النحاسِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد