Birini görebilmek için Dünya boyunda bir teleskop yapmanız gerek çünkü baktığımız kara delik çok radyo dalgası yayıyor. | TED | لكن لرؤية أحدها، ستحتاج لبناء تلسكوب بحجم الأرض، لأن الثقب الأسود الذي ننظر إليه تنبعث منه موجات إشعاعية وفيرة. |
Başka bir deyimle,şimdi baktığımız milyonlarca yıl önce evrimleşmiş yaratık embiryosu gibidir. | Open Subtitles | بمعنى آخر ،ما ننظر إليه الآن هو مثل جنين لمخلوق الذي طورناه منذ ملايين السنين |
Ancak şu anda baktığımız, çok çok daha büyük bir şeyin küçücük bir parçası. | Open Subtitles | لكن ما ننظر إليه هو فقط جزءاً ضئيلاً من شيءٍ أكبر بكثير. |
Ona baktığımız gerçeğini nasıl algılar veya karşı çıkar ve buna karşılık verirdi? | TED | كيف يمكن أن تستجيب ، بطريقة ما ، لنعترف أو نخرب حقيقة أننا نبحث في ذلك؟ |
Batıdan gelen insanların demografik değişimlerine baktığımız zaman öyle görünüyor ki şimdi şahit olduğumuz şey üzümlerin gazabı. | TED | عندما ننظر إلى التغيرات في الإحصائيات الديموغرافية للأشخاص القادمين من الغرب، يتبين أنه ما نراه الآن هو غضب العناقيد. |
Şimdi, bu üç fikre birden baktığımız zaman, beş duyu teorisine dikkat edeceksiniz biz bu ürünlerin sadece kullanım yolunu değiştirmedik aynı zamanda görünüşünü de değiştirdik | TED | والآن, إذا نظرنا الى هذه الأشياء الثلاثة جميعها, سنلاحظ أن نظرية الحواس الخمسة لاتغير من طريقة استخدام هذه الأشياء فقط بل تغير أيضا من مظهرها وشكلها. |
baktığımız her hastalıkta Amerikalılar İngilizlerden önde. | Open Subtitles | لكل مرض ننظر إليه الأمريكان عندهم أكثر منه من الإنجليز |
Burada baktığımız şeyde gördüğümüz, bir çok insanın en iyisi olduğuna inandığı şeyi yaptığı. | Open Subtitles | ما ننظر إليه هنا نحن نرى بأن العديد من الناس يفعلون ما يعتقدون بأنّه اﻷفضل. |
Bu koni şeklindeki ışın, baktığımız ve güzel geometrik doğrusal çizgiler ile tanımlanmış şeyleri aydınlatır. | Open Subtitles | هذا الشعاع المخروطي ينير ما ننظر إليه ويُعرَف بخطوط هندسية مستقيمة |
Ben önemli olanın eser değil, bizim ona nasıl baktığımız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد ما يهم ليس العمل بل كيف ننظر إليه النظرة التي نراه بها |
..çünkü şu an baktığımız şey olmuş | Open Subtitles | و هذا ما ننظر إليه الآن إذا لمْ يَكونوا بِالفِعْلِ |
Özel bir yere. Çok özel. Her gün baktığımız bir yere. | Open Subtitles | بمكان مميز كأثر معلمي شيء ننظر إليه كل يوم |
Şeytanın en güçlü ânı başka tarafa baktığımız zamandır. | Open Subtitles | الشيطان يكون في أقوى حالاته عندما لا ننظر إليه |
Yani, baktığımız şey, eşitsizlikle ilişkili genel sosyal bozukluktu. | TED | لذا ما ننظر إليه الآن هو تعطيل مجتمعي مرتبط بوجود عدم المساواة الإجتماعية . |
baktığımız ifade de bu. | TED | وذلك هو نوع التعابير الذي ننظر إليه. |
Burada baktığımız kişi Sayın Yargıç, bir hayvan. | Open Subtitles | ما نحن نبحث في هنا، الشرف الخاصة بك، هو حيوان. |
Gözlemlere baktığımız zaman, bir şeyi fark ettik: Bulutlar hareket ediyor. | TED | حين ننظر إلى الملاحظات، يبرز لنا شيء واحد: الغيوم تتحرك. |
Yıldız kümesine baktığımız zaman | Open Subtitles | أننا لو نظرنا الى مجموعة من النجوم |
- Bu baktığımız da böyle birşey mi? | Open Subtitles | -هل ذلك ما نبحث عنه هنا ؟ |
baktığımız her şeyi değiştirdi. | Open Subtitles | إنها تقوم بتغيير الطريقة التي نرى بها الحياة |
Bu baktığımız ev Porfırio Madrigal'e aitti. | Open Subtitles | هذا البيت الذي تنظر إليه هناك إعتاد أن ينتمي إلي بورفيريو مادريجال |