Şey, kahraman babasını seviyor, ama Scooter'ın Fıstık Ezmesi'ne bayılıyor. | Open Subtitles | حسناً .. إنه يحب والده البطل لكنه يحب زبدة سكوتر |
Ressamıma yüklenme şekerim. Kocan kaktüslere bayılıyor. | Open Subtitles | لا تلقي اللوم على الفنان عزيزتيي زوجك في الأساس يحب نبتة الصبار لقد أخبرني بذلك |
Bu tip şeylere bayılıyor... İtiraf edeyim ben de seviyorum. | Open Subtitles | نحن كنا غريبين، هي تحب تلك الأشياء وسأعترف وأنا ايضاً |
Fakat Ejderhaların Annesi adında biri olduğunu biliyor ve kendisine öyle seslenilmesine bayılıyor. | TED | لكنها تعرف أنه توجد واحدة تلقب نفسها بأم التنانين، وهكذا تطلق على نفسها وهي تحب هذا. |
Herkes çok narin ve masum olduğumu düşünüyor. Erkekler buna bayılıyor. | Open Subtitles | كل شخص يعتقد أنني هشة وبريئة الرجال يحبون هذا |
- Beni mutlu etmek için. - Max alış veriş yapmaya bayılıyor. | Open Subtitles | لكي تشعرني بالامتنان ماكس يحب شراء الأشياء |
Yani,insanların ayakkabıları sevmesine bayılıyor. -Tatlım,burası New York. | Open Subtitles | انه فقط حقا يحب ذلك عندما يحب الناس الأحذية. |
Onlara gülüyorum. Kızlar, erkeklere böyle şeyler yapmaya bayılıyor. | Open Subtitles | يحب الفتيات أن يجعلونا نقفز من خلال الأطواق. |
O şeylere bebek deniyor, sen sadece yürüyerek salla yürüyerek sallanmaya bayılıyor. | Open Subtitles | إنهم أطفال و هُم يحبّون طريقة، المشي و الهزّ إنه يحب هذه الطريقة أيضاً |
Herhalde müzik. Çıkardığın işlere herkes bayılıyor. | Open Subtitles | و لكن الجميع يحب أعمالك و أنت تعرف ذلك ، أليس كذلك ؟ |
Bakın, "Evcimen bir kız ama sosyete alemlerine bayılıyor. " | Open Subtitles | ... إنها فتاة جميلة مألوفة لكنها تحب أرجوحة المجتمع الراقي |
Uğramaya bayılıyor. Habersiz uğramasından nefret ettiğimi kaç kere söyledim. | Open Subtitles | هي تحب الزيارات القصيرة، أخبرتها بمدى كرهي للزيارات القصيرة |
Şov işine bayılıyor. Ormanın vahşiliğinden çok daha hoş değil mi? Ormanın vahşiliğinden çok daha hoş değil mi? | Open Subtitles | إنها تحب العروض أكثر من عشقها لحياتها البريّة السابقة |
Ve o buna bayılıyor. O da iyi düzüşüyor. | Open Subtitles | انها تحب ذلك أيضا انها كذلك تضاجع بشكل جيد |
Bu adamlar savaşa bayılıyor ve bu da harika bir savaş. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يحبون الحرب وهذه حرب رائعة، |
Bu Amerikalılar korna çalmaya bayılıyor. | Open Subtitles | هؤلاء الأمريكين يحبون منازلهم أليس كذلك ؟ |
Evime o topuklularıyla apar topar girmeye bayılıyor. | Open Subtitles | أنها فقط تُحب ترقص الفالس في بيتي في تلك الحذاء الكعب العالي |
Sen benim koşmamı istemiyorsun ama o bayılıyor. | Open Subtitles | , أنتِ لا تُحبين مُمراستى للجرى . لكن هى تعشق ذلك . أنظرى إلى هذا |
Yine de kasaba halkı ona bayılıyor gibi, yani belki hekimliğinde bir şeyler vardır. | Open Subtitles | يبدوا أن سكان المدينة يحبونه لربما شيء ما متعلق بأدويته |
Çenesinin altının okşanmasına bayılıyor. | Open Subtitles | حكّ ذقنه قليلاً من الأسفل، إنّه يحبّ هذا |
Aptalca olduğunu biliyorum ama öyle. Melodisine bayılıyor. | Open Subtitles | أعلم بأنه سخيف لكنه حقيقى انه يعشق النغمة بالتأكيد |
Evet, herkes bayılıyor. | Open Subtitles | و لا يمكن أن تكون قانونية حقاً يبدو أن الجميع يحبها |
Hastalarım ona bayılıyor. | Open Subtitles | والمرضى يحبونها انها تجعل الاستقبال يعمل بكفاءة وانتظام |
Babalardan bahsetmişken Bev, seninki artık endişelenmiyor; erkek seçimine bayılıyor. | Open Subtitles | بيفي،أَبّكَ لَمْ يُقْلَقُ. يَحبُّ إختيارَكَ في الرجالِ. |
Kadınlar yara izi severler. Maddy'nin annesi buna bayılıyor. | Open Subtitles | هذا حقيقى.النساء يحببن الندبات .هذه جننت والدة مادى.تفحصوها |
Zaman zaman duvarların arasından kanıyor ve öldürüldüğü gün kucaklaşmaya bayılıyor. | Open Subtitles | انتِ تعرفِ هي نزفت من خلال الجدران في بعض الاحيان وتحب العناق في اليوم الذي قتلت فيه |
Politik olara doğru değil ama, veletler bayılıyor. | Open Subtitles | انها ليست صحيحة سياسياً.لكنها تعجب الحقراء |