Ne beklediğinizi biliyorum, bilimden karşılığını aldığımızı. | TED | أعلم ما تنتظرون كلكم، نتيجة هذا البحث العلمي الكبيرة، |
Selam, çok beklediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | مرحباً، أعلم أنكم تنتظرون منذ فترة طويلة |
Bir bebek beklediğinizi biliyorum, ama halihazırda bir kardeşi var. | Open Subtitles | ، أعلم أنكم تنتظرون مولوداً جديداً لكنها بالفعل لديها أخ صغير |
Önemli bir mektup beklediğinizi bildiğim için yazıyorum belki adresi gözden geçirmek istersiniz. | Open Subtitles | أعرف أنك تنتظرين رسالة مهمة لذا قد ترغبين بتفحص العنوان مرة أخرى |
Kendi avukatınız, Elsbeth Tascioni'yi beklediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ كنتِ تنتظرين محاميتكِ إلزبيث تاسيوني |
Bizden karşılığında ne beklediğinizi tam olarak anlayabilmiş değilim. | Open Subtitles | حسناً، ما زال غير واضح تماماً بالنسبة لي ما الذي تتوقعه مِنّا بالمقابل. |
Babam DNA şeysini beklediğinizi söyledi de. | Open Subtitles | قال أبي إنّكما تنتظران تحليل الحمض النوويّ هذا |
Bir aydır bunu beklediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تنتظريه منذ أكثر من شهر |
Bütçenizde yarım milyon dolar açık beklediğinizi doğru olarak anlamış mıyım? | Open Subtitles | هل افهم من قولك بأنك تتوقع بأن تحقق نصف مليون من ميزانيتك؟ هل افهم من قولك بأنك تتوقع بأن تحقق نصف مليون من ميزانيتك؟ |
Kusura bakmayın. Uzun zamandır beklediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أنا آسفة , أعلم بأنكم تنتظرون منذ مدة طويلة |
Bir arkadaşınızın, akrabanızın şehrinize geldiğini hevesle beklediğinizi hayal edin. | Open Subtitles | تنتظرون شخصاً بفارغ الصبر ليأتي إلى البلدة: صديق, نسيب |
Gelecek ay 40. yıldönümünüzü kutlamak için beklediğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنكم كنتم تنتظرون لذكرى زواجكم الأربعون الشهر القادم |
Ama - burada bir ama beklediğinizi umut ediyorum- ama bu herkes için geçerli değil. | TED | لكن -- وأرجوا أنكم تنتظرون كلمة لكن -- لكن هذا لا ينطبق على الجميع. |
Benden bir özür beklediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | ...اعرف انكم تنتظرون منى اعتذارا |
Birini beklediğinizi biliyorum ama bizi de koca bir ülke bekliyor. | Open Subtitles | سيدتي المتحدثة، أعرف أنكِ تنتظرين أحد ولكن البلد بأسرها تنتظرنا |
Neyse, beni beklediğinizi duydum. Neden bekliyordunuz? | Open Subtitles | سمعت بأنك كنتي تنتظرين زيارتي، لماذا ؟ |
Benden beklediğinizi yazmamışmıyım? | Open Subtitles | انا ادرك انه ليس ماكنت انت تتوقعه |
Onu beklediğinizi söyledi. | Open Subtitles | أضاف الذي تتوقعه له. |
Bebek beklediğinizi sezinliyorum. | Open Subtitles | حسبما فهمت أنكما تنتظران مولوداً |
Bir aydır bunu beklediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تنتظريه منذ أكثر من شهر |