Beni korkutan biri bu adamları altüst ettiğinde beni istememeleri. | Open Subtitles | ما يخيفني هو كيف أن هؤلاء الفاشلين لا يريدونني |
Ben bunun içinde büyüdüm. Beni korkutan dışarısı. | Open Subtitles | لقد نشأت في مكان كهذا و ما في الخارج يخيفني |
Beni korkutan tek şey onu benden daha çok seviyor olman. | Open Subtitles | تعرفي , أكثر شئ يخيفني انكِ ربما أحببتيه أكثر مني |
- Beni korkutan tek şey "Who Are You Now?" bölümü. | Open Subtitles | جميل الشيء الوحيد كل مايخيفني هو خلال أغنية "من أنت الآن؟" |
Tamam mı? Beni korkutan bu oldu. Benim arandığım kadar kimse aranmıyor. | Open Subtitles | وهذا ما أخافني لا احد لديه اتصالات أكثر مني |
Cane'in işleri hakkında Beni korkutan şey... eğer gerçeklik onun görüşünü paylaşsaydı neler olabileceği. | Open Subtitles | الذى يخيفنى فى عمل كان.. الذى يمكن أن يحدث فى الحقيقة |
Tam anlamıyla onlara benziyorsunuz beyler. Ama Beni korkutan şey şu, sizi dostum olarak görmüyorum. | Open Subtitles | أنتما تمثلان صورتهم الحقيقية أيها السيدان لكن ما يخيفني أني أميزكما كصديقين لي |
Bence rahibelerde sorun yok. Beni korkutan işte şu adam. | Open Subtitles | لا بأس بالراهبات لكن ذلك الرجل من يخيفني |
Beni korkutan şeyi söyleyeyim, eşimin o evden atılması, ve ona bakacak durumumun artık olmaması. | Open Subtitles | ما يخيفني هو أن زوجتي تطرد من ذلك الملجأ وأنا لست في موقع أستطيع به العناية بها بعد الاَن |
Beni korkutan, dostumu tanıyamamamdır. - Birinden yardım al. Cidden. | Open Subtitles | سوف أقول لك ما يخيفني الا تعتبريني صديقا ، احصلي لنفسك على المساعدة |
Sen tanıdığım en garip, en havalı, en sahici insansın ve senin hakkında Beni korkutan şey, ne kadar iyi olmamı dilememe yol açman. | Open Subtitles | أنت أغرب و أفضل و أصدق شخص قابلته في حياتي و ما يخيفني بك هو أنك تجعلني أتمنى أن أكون جيداً جداً |
Beni korkutan hapishane değil, sansürlenmiş basın. | Open Subtitles | حينما يجدوونا سنذهب للسجن السجن لا يخيفني |
Beni korkutan olasılık ise bazı zavallı lösemi ruhların | Open Subtitles | ما يخيفني هو إمكانية أن بعض الأرواح المسكينة المصابة بسرطان الدم |
Beni korkutan şey de senin olaya kendini biraz fazla kaptırman. | Open Subtitles | حسنا ، سأقول لك ما يخيفني وكنت قريباً سأقع فيه |
Söyle ona, Beni korkutan ölüm değil, onun yüzünü tekrar görememek. | Open Subtitles | قل له: ليس الموت هو ما يخيفني ولكن لأني لن أستطيع إرجاع الزمن إلى الوراء |
Beni korkutan çok şey var. Nasıl hissedeceğimi ya da hareket edeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | هناك ما يخيفني كثيراً لا أعرف كيف أشعر أو أتصرف |
Aslında hastanede Beni korkutan bir yer var. | Open Subtitles | في الواقع، هناك مكان وحيد في المشفى يخيفني |
Gerçek zombi korkusu gerçekliği oluşturacağın zaman aklıma Beni korkutan bir anı yerleştiririm. | Open Subtitles | لخلق واقع حيث الحقيقية فيه هي الخوف من الزومبي، كنت لأنتفع من مساهمة ذكرى حساسة لشيء يخيفني |
Ama Beni korkutan şey senin de onun gibi oluyor olman. | Open Subtitles | ولكن مايخيفني هو أنك أصبحت تتحول مثله |
Hayır, ayrılmayacağını biliyordum. Beni korkutan da buydu. | Open Subtitles | لا، أعرف أنّكِ ما كنتِ لتفعلي و هذا ما أخافني |
Beni korkutan şey bazen, herhangi bir yerde kötü bir rüzgar eser. | Open Subtitles | ...الأن ما يخيفنى أحيانا , من حيث لا تعلم رياح شديدة تهب |
Beni korkutan şeyler ise imkânsız olan hikâyeler, hikâye ardından hikâyeler, gençlerin, halkımın veya benim gibi insanların okyanusta öldükleri, şu anda okyanusun dibinde yattıkları ve balıklara yem oldukları hikâyeler. | TED | و ما يرعبني هو القصص المستحيلة، قصة، بعد قصة، بعد قصة، بعد قصة، عن شباب، عن شعبي، عن أناس مثلي يموتون هناك في المحيط، في هذه اللحظة، يرقدون في قاع المحيط، مثل طعام للأسماك. |