Birçoğumuz, herşeyi bilen bir süper kahramanın ayakta dikilerek komutlar verdiği ve peşinden gelenleri koruduğu bir kanıya sahibiz. | TED | العديد منا يتصور هذا البطل الخارق الذي يعرف كل شيء والذي يصمد ويتولى القيادة وكذلك يعمل على حماية أتباعه. |
Çenesini kapalı tutmayı bilen bir tek o var tanıdığım bazı insanların aksine. | Open Subtitles | هو الوحيد الذي يعرف كيف يبقي فمه مغلقاً على خلاف بعض من أعرف. |
Üçümüz dışında bu numarayı bilen bir tek annen var. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يعرف الرقم عدانا نحن الثلاثة هي أمك |
Eğer geri gelmezsen, bu doğruyu bilen bir tek kişi ben olacağım. | Open Subtitles | إذا لم ترجع فأنا الوحيدة التي تعرف الحقيقة |
Şunu farkettim ki, sen... mahremiyetin nasıl korunacağını iyi bilen bir adamsın. | Open Subtitles | لقد سمعت أنك من النوع . الذى يعرف كيف يبقى سراً |
Burada hayatta kalabilecek kadar araziyi bilen bir avuç insan olmalı. | Open Subtitles | لا بد ان هناك عددا قليلا جدا من الناس الذين يعرفون تفاصيل المنطقة كي ينجوا |
O zaman Amthor'un yöntemlerini bilen bir çete olmalı ya da ona yakın birinden tüyo alıyorlardı. | Open Subtitles | هذا يوضح انه شخص يعرف اساليب امثور جيدا او يناسب شخص قريب منه جدا |
Arama emrini ancak insan haklarını çok iyi bilen bir yargıç çıkarabilir. | Open Subtitles | أمر التفتيش يصدر من القاضى الذي يعلم لائحة حقوق الإنسان حرفياً |
Yani burada burnunu ait olmadığı yerlere soktuğunu bilen bir avantacı var demek. | Open Subtitles | إذاَ المضروب موتاَ الوحيد الذي يعرف بأنك هنا تحشر أنفك فيما لا يعنيك |
Ben herşeyi bilen bir insanım. Özellikle Kang Tae Joon hakkında. | Open Subtitles | أنا الشخص الذي يعرف كل شيء خصوصا حول كانغ تاي جون |
Aramızda olanları şu koca dünyada bilen bir tek sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في العالم الذي يعرف ماذا حدث بيننا |
-siz kadınların gerçekten ne istediğini bilen bir adamsınız, değil mi? | Open Subtitles | انت الرجل الذي يعرف ما تريده النساء حقاً , صحيح ؟ |
Bilgi alabilmek için seks kozunu oynamayı bilen bir tek sen değilmişsin. | Open Subtitles | أنت لست الشخص الوحيد الذي يعرف كيفية استخدام الجنس للحصول على المعلومات. |
Şarabın 200 çeşidini bilen bir komşum var. | TED | لدي هذا الجار الذي يعرف 200 نوع من النبيذ. |
Bu tür bir öz güvenin, tam da istediğimiz geleceğin kilidini açmak için ihtiyacımız olan anahtar olduğunu bilen bir dünya. | TED | العالم الذي يعرف أن ذلك النوع من الثقة هو بالضبط ما نحتاجه لكي نطلق العنان للمستقبل الذي نرغب به |
Ama bilmeme gerek yok çünkü bilen bir kız tanıyorum. Benim evime ilk geldiği anda tüm eşyamın yerini yeniden düzenledi. | Open Subtitles | ولكن لا يجب علي لأنني أعرف هذه الفتاة التي تعرف وأول مرة أتت لمنزلي |
İşte size güzel yönlerini ön plâna çıkarmayı bilen bir bayan. | Open Subtitles | هذا مثال للمرأة التي تعرف كيف تبرز ممتلكاتها |
- 30 dolar, ne istediğini... bilen bir kadın. | Open Subtitles | 30دولار من المرأة التي تعرف تحديدا ماذا تريد |
Sadece öyle bir çığlık at ve rol yap ki herkes beni ne yaptığını bilen bir aygır sansın, tamam mı? Sadece arkadaşım ol. | Open Subtitles | فقط تأكدى أنكٍ ستمثلين وأنت تعلمين أننى الفحل الذى يعرف عمله ويقوم به جيداً |
İşe dahil olduğunu bilen bir tek biz varız. | Open Subtitles | . نحن الوحيدون الذين يعرفون أنه المشارك |
Bayan, ormandan geçen yolları bilen bir rehbere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج لمرشد يا آنستي شخص يعرف الطريق بالغابة |
Arama emrini ancak insan haklarını çok iyi bilen bir yargıç çıkarabilir. | Open Subtitles | أمر التفتيش يصدر من القاضى الذي يعلم لائحة حقوق الإنسان حرفياً |
Köyde ölümden ötesini bilen bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنت الوحيد فى القرية الذى يعلم ماذا يوجد تحت القبر |