ويكيبيديا

    "bilinç" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوعي
        
    • الوعى
        
    • للوعي
        
    • الإدراك
        
    • وعيٍ
        
    • وعيك
        
    • اللاوعي
        
    • وعي
        
    • وعى
        
    • وعيه
        
    • وعياً
        
    • بوعي
        
    • إغماءات
        
    • كانوا يعلمون ان
        
    • لا شعورياً
        
    Bir özellik, dini ikiliğin geleneği: bilinç, fiziksel dünyanın bir parçası değildir. TED الخاصية الأولى هي الثنائية الدينية، يعني: الوعي ليس جزءاً من العالم المحسوس
    Ve dördüncüsü: Belki bilinç vardır, ama bu dünya için bir fark yaratmaz. TED و رابعاً: قد يكون الوعي موجود لكنه غير قادرعلى إحداث تغيير في العالم
    bilinç tüm duygu durumları, duyarlılığı ya da farkındalığı içerir. TED الوعي يتألف من كل حالات الشعور أو الإحساس أو الانتباه
    Kendini yeni deneyimlere ve farklı bir bilinç seviyesine aç bizim açtığımız gibi. Open Subtitles افتح عقلك لتجربه جديده و لمستوى جديد من الوعي مثلنا , للأننا البيتلز
    Evlat hepimizin aynı bilinç katında var olup olmamamız gerektiğini bile bilmiyorum. Open Subtitles بني، لست واثقاً حتى من تواجدنا جميعاً في نفس الدرجة من الوعي.
    Çoğumuz gibi o da bilinç kaybı sırasında şuurunu kaybetti. Open Subtitles كحال معظمنا، كان غير واعٍ مسبقاً عندما حدث فقدان الوعي
    bilinç kaybının hayırlı bir şey olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم كيف تقول أن فقدان الوعي كان شيئاً جيداً
    bilinç kaybının kimsede kalıcı beyin hasarı bırakmış olması mümkün mü? Open Subtitles هل يُحتمل أنّ فقدان الوعي سبّب إصابةً دائمة لدماغ أيّ أحد؟
    17.000 sayfalik essiz kod kök dizinimi olusturuyor ve bilinç veriyor. Open Subtitles 17.000 صفحة من الأكواد المميزة التي تكون دليلي الرئيسي وتتضمن الوعي
    Geçici bilinç kaybı yaşamış olmalıyım, çünkü 911'i çevirdiğimi hatırlamıyorum. Open Subtitles لا شك أنني فقدت الوعي لأنني لا أتذكر الاتصال بالنجدة
    Ama onun unuttuğu şudur ki bilinç olmaksızın, gerçek mutluluğa ulaşmak için hiç bir yolu yoktu ve hatta aşkınlık ihtimali de. TED لكنه نسي ايضا انه بدون الوعي لن يحصل على السعادة الحقيقية وحتى في إمكانية التعالي
    Hatta cinsiyet temelli şiddete karşı dikkat çekmek gibi hassas konularda dahi bilinç oluşturma amaçlı kullanıldı. TED وقد تم استخدامه في مواضيع حساسة مثل بناء الوعي بخصوص العنف القائم على الجنس.
    Merdivenleri tırmanırız ve değişmiş bir bilinç durumunu yaşarız. TED نصعد الدرج ونختبر حالة من الوعي المتغير.
    Bence bu hakkı bilinç konusunda çalışarak alabilirsiniz. TED و أعتقد أنه الآن من ممكن أن تؤمن منصب أكاديمي بالعمل على موضوع الوعي
    Bu gelenek bizim ağır görevli bilimsel materyalistler olduğumuzu düşünüyor. bilinç fiziksel dünyaya ait değildir. TED هو ذلك الإرث الذي يصفنا بأننا أشخاص ماديين علميين بشكل بحت الوعي ليس جزءاً من العالم المحسوس
    Bir bilinç hafıza ve akıl kaybı olmadan bedene iadeye dayanamaz. Open Subtitles الوعى لا يمكنه النَجاة من عمليه الإعادةِ بدون فقدانِ الذاكرةِ والفكرِ
    Yani, bilinç öznel ve bilim nesnel olduğu için bilincin nesnel bir bilimi olamayacağına dair itiraz, bir kelime oyunu. TED فالاعتراض القائل أنك أنت لا تستطيع أن يكون لديك علم موضوعي للوعي لأنه ذاتي و العلم موضوعي، هذا تلاعب لفظي
    Yeterli sayıda nöronu bir araya getirirsen bilinç aşamasına ulaşırsın. Open Subtitles إنْ كان لديك ما يكفي منهم معاً فستنتقل لمرحلة الإدراك
    - İnsanlara neden başka bir bilinç kaybı olacağını söylemediğimizi bir daha hatırlatsana. Open Subtitles قل لي ثانيةً لماذا لا نقول للناس أنّ هناكَ فقدان وعيٍ آخر قادم
    Geçen sefer duyusal kayıp tankındayken Ajan Scott'la paylaşılmış bilinç durumuna geçtin. Open Subtitles كنت آخر مرة في خزان مع حرمان حسي، واشتركت في وعيك مع العميل (سكوت).
    İçgüdü, Hastings bilinç altımızda yatan gerçeği gösterir genellikle. Open Subtitles الحدس يا ً هيستنغز ً غالبا عند كشف الحقيقة تكون مدفونة على عمق شديد في اللاوعي
    Fakat bu tamamen bilinç dışında oluşur, siz bunun hiç farkında bile olmazsınız. TED لكن ذلك يحدث من دون وعي انت لا تدرك حدوثها.
    Bize karşı sergilediğiniz bilinç dışı öfkenin farkında mısınız? Open Subtitles هل أنت مدرك بحالة العداوة بدون وعى التى توجهها نحونا الأن؟
    Birliktelerken Norman'ın uyurgezer gibi iki kez bilinç kaybı yaşadığını söyledi. Open Subtitles قالت ان نورمان عتم عليه مرتين عتم : فقد وعيه عندما كان معها اصبح وكانه سرنمة السرنمه :
    Aynı zamanda beyninizin, siz bilinç düzeyinizde neye inansanız da kaç kilo olmanız gerektiği konusunda kendi algısı vardır. TED الدماغ أيضا لديه رؤية خاصة بما يجب عليك وزنه، مهما تعتقد وعياً.
    Kimi zaman, sosyal statü için yapılan bilinçli ya da bilinç dışı bir girişim oluyor. Open Subtitles في بعض الأحيان، بوعي أو بغير وعي لمحاولة الوصول على المركز الاجتماعي
    Evet, iyi bir polisti taa ki bilinç kayıpları başlayana kadar görev başında olması gerekirken Mia'ya gitmiş mesela. Open Subtitles أجل، كان شرطيًّا بارعًا إلى أن بدأت تنتابه إغماءات وبدأ يتغيّب أثناء دوام عمله.
    Seçimin neredeyse bilinç altı düzeyde olması bile etkilemiyordu. Open Subtitles حتى لو كانوا يعلمون ان الاختيار قريب من مستوى اللاوعي
    Erkek çocuk bilinç altında annesinin erkeklere çekici gelmesine bozulur. Open Subtitles إن الإبن لا شعورياً ، يمقت أن تجذب أمه الرجال الآخرين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد