ويكيبيديا

    "bir çocuktu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كان فتى
        
    • كان طفلاً
        
    • كان طفل
        
    • كانت طفلة
        
    • كان فتىً
        
    • كان ولد
        
    • كانت فتاة
        
    • كان صبياً
        
    • كان ولداً
        
    • كان ولدا
        
    • كان شاباً
        
    • كان طفلا
        
    • مجرد طفل
        
    • كان فتاً
        
    • كان فتي
        
    Evet, onu sevdim Kafasındaki harika fikirleri olan iyi bir çocuktu o. Open Subtitles نعم، احبه عندما كان فتى عظيما بافكار ساخنة في كل انحاء رأسه
    Okuldaki bir zorbaya denk gelip bıçaklayan cılız bir çocuktu. Open Subtitles لقد كان فتى نحيفا انفجر غاضبا و طعن متنمرا بالمدرسة
    Sanırım doğal. İlk zamanlarda, duygusal bir çocuktu. Open Subtitles هذا أمر طبيعي علي ما أفترض لإنه في هذة الأيام كان طفلاً عاطفياً
    Ben kitapçıyım. Her şeyi gördüm, başka bir çocuktu. Open Subtitles أنني أعتني بالمكتبه , لقد رأيته كل شىء كان طفل أخر.
    Kardeşiyle ilgilenen, iyi yürekli bir çocuktu. Open Subtitles كانت طفلة رحيمة حيث قامت بالعناية الجيدة لأختها
    Zeki bir çocuktu. Elektronik, mekanik ve bilgisayar konularında başarılı. Open Subtitles كان فتىً ذكياً ، وكان جيداً في الإليكترونيات والميكانيك والحواسيب
    Öyle başına buyruk bir çocuktu ki... Korkarım senin de başını ağrıtmıştır. Open Subtitles لقد كان ولد عنيد أخشى أنه اثقل عليك بالمتاعب
    Sessiz bir çocuktu, onu makul bulurlar ve iyi bir çocuk olduğunu söylerlerdi. Open Subtitles كان طفلا هادئا كانوا جميعا متفقين على أنه كان فتى صالحاً
    - Otur. Buradan gitmeliyiz. - Ama patron, ufak bir çocuktu. Open Subtitles إجلس، علينا الرحيل من هنا - لكنه كان فتى صغيراً -
    Bu ve diğer nedenlerden dolayı, Tony Takitani içine kapanık bir çocuktu. Open Subtitles طوني تاكيتاني, لهذا السبب ،ولأسباب أخرى .كان فتى منطوٍ على نفسه
    Siz bunu bilmezsiniz ama küçükken çok zeki bir çocuktu. Open Subtitles أنتم لا تعلمون , و لكنه كان فتى ذكى جدا
    Kelly Robinson korkak bir çocuktu. Hepsi bu. Korkak küçük bir çocuk. Open Subtitles كيلى روبنسون كان طفلاً خائفاً مجرد طفل خائف
    Sırrımı söylediğim ilk kişi altı yaşındaki bir çocuktu. Open Subtitles أول شخص أخبرته سري كان طفل بالسادسة من عمره
    Onu en son kollarımda taşıdığımda, sadece bir çocuktu. Open Subtitles أنا آخر مره حملتها في يدي عندما كانت طفلة فقط
    Zeki bir çocuktu. Elektronik, mekanik ve bilgisayar konularında başarılı. Open Subtitles كان فتىً ذكياً ، وكان جيداً في الإليكترونيات والميكانيك والحواسيب
    Herhalde o da senin gibi tatlı bir çocuktu. Sonra babası beynini yemiş. Open Subtitles ربّما كان ولد لطيف تعجب به , ثمّ أفسد أبوه أفكاره
    Onu bulduğumda sadece kapşonlusuyla org çalan utangaç küçük bir çocuktu. Open Subtitles كانت فتاة صغيرة خجوله مع لوحة مفاتيح لعبة هوديي عِندما وجدتها
    Kuryenin gösterdiği kişi 10 yaşında bir çocuktu. Open Subtitles وعندما ظهر ساعي البريد كان صبياً عمره 10 سنوات فرفضت إتمام المهمة
    Alexander geldiğinde, daha 20 yaşında genç bir çocuktu. TED لكن، عندما أتى أليكساندر، كان ولداً صغيراً عمره 20 عاماً.
    Mattie zor bir hayat yaşadı fakat iyi bir çocuktu. Open Subtitles -عاش ماثيو حياة صعبة -ولكنه كان ولدا طيباً
    Çok iyi bir çocuktu. Open Subtitles ماذا حدث بينكما؟ لقد كان شاباً لطيفاً للغاية.
    O koca bir çocuktu. Sonsuza dek beyzbol oynamak istedi. Open Subtitles انه مجرد طفل كبير لقد أراد أن يلعب البيسبول الى الأبد
    Harika bir çocuktu, Bu yüzden ona iş verdim. Open Subtitles كان فتاً عظيماً، أتعلمين؟ لذا... قمت بتوظيفه
    - İyi bir çocuktu. - Biliyorum Matt. Open Subtitles لقد كان فتي طيباً أعرف يا مات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد