Evet, onu sevdim Kafasındaki harika fikirleri olan iyi bir çocuktu o. | Open Subtitles | نعم، احبه عندما كان فتى عظيما بافكار ساخنة في كل انحاء رأسه |
Okuldaki bir zorbaya denk gelip bıçaklayan cılız bir çocuktu. | Open Subtitles | لقد كان فتى نحيفا انفجر غاضبا و طعن متنمرا بالمدرسة |
Sanırım doğal. İlk zamanlarda, duygusal bir çocuktu. | Open Subtitles | هذا أمر طبيعي علي ما أفترض لإنه في هذة الأيام كان طفلاً عاطفياً |
Ben kitapçıyım. Her şeyi gördüm, başka bir çocuktu. | Open Subtitles | أنني أعتني بالمكتبه , لقد رأيته كل شىء كان طفل أخر. |
Kardeşiyle ilgilenen, iyi yürekli bir çocuktu. | Open Subtitles | كانت طفلة رحيمة حيث قامت بالعناية الجيدة لأختها |
Zeki bir çocuktu. Elektronik, mekanik ve bilgisayar konularında başarılı. | Open Subtitles | كان فتىً ذكياً ، وكان جيداً في الإليكترونيات والميكانيك والحواسيب |
Öyle başına buyruk bir çocuktu ki... Korkarım senin de başını ağrıtmıştır. | Open Subtitles | لقد كان ولد عنيد أخشى أنه اثقل عليك بالمتاعب |
Sessiz bir çocuktu, onu makul bulurlar ve iyi bir çocuk olduğunu söylerlerdi. | Open Subtitles | كان طفلا هادئا كانوا جميعا متفقين على أنه كان فتى صالحاً |
- Otur. Buradan gitmeliyiz. - Ama patron, ufak bir çocuktu. | Open Subtitles | إجلس، علينا الرحيل من هنا - لكنه كان فتى صغيراً - |
Bu ve diğer nedenlerden dolayı, Tony Takitani içine kapanık bir çocuktu. | Open Subtitles | طوني تاكيتاني, لهذا السبب ،ولأسباب أخرى .كان فتى منطوٍ على نفسه |
Siz bunu bilmezsiniz ama küçükken çok zeki bir çocuktu. | Open Subtitles | أنتم لا تعلمون , و لكنه كان فتى ذكى جدا |
Kelly Robinson korkak bir çocuktu. Hepsi bu. Korkak küçük bir çocuk. | Open Subtitles | كيلى روبنسون كان طفلاً خائفاً مجرد طفل خائف |
Sırrımı söylediğim ilk kişi altı yaşındaki bir çocuktu. | Open Subtitles | أول شخص أخبرته سري كان طفل بالسادسة من عمره |
Onu en son kollarımda taşıdığımda, sadece bir çocuktu. | Open Subtitles | أنا آخر مره حملتها في يدي عندما كانت طفلة فقط |
Zeki bir çocuktu. Elektronik, mekanik ve bilgisayar konularında başarılı. | Open Subtitles | كان فتىً ذكياً ، وكان جيداً في الإليكترونيات والميكانيك والحواسيب |
Herhalde o da senin gibi tatlı bir çocuktu. Sonra babası beynini yemiş. | Open Subtitles | ربّما كان ولد لطيف تعجب به , ثمّ أفسد أبوه أفكاره |
Onu bulduğumda sadece kapşonlusuyla org çalan utangaç küçük bir çocuktu. | Open Subtitles | كانت فتاة صغيرة خجوله مع لوحة مفاتيح لعبة هوديي عِندما وجدتها |
Kuryenin gösterdiği kişi 10 yaşında bir çocuktu. | Open Subtitles | وعندما ظهر ساعي البريد كان صبياً عمره 10 سنوات فرفضت إتمام المهمة |
Alexander geldiğinde, daha 20 yaşında genç bir çocuktu. | TED | لكن، عندما أتى أليكساندر، كان ولداً صغيراً عمره 20 عاماً. |
Mattie zor bir hayat yaşadı fakat iyi bir çocuktu. | Open Subtitles | -عاش ماثيو حياة صعبة -ولكنه كان ولدا طيباً |
Çok iyi bir çocuktu. | Open Subtitles | ماذا حدث بينكما؟ لقد كان شاباً لطيفاً للغاية. |
O koca bir çocuktu. Sonsuza dek beyzbol oynamak istedi. | Open Subtitles | انه مجرد طفل كبير لقد أراد أن يلعب البيسبول الى الأبد |
Harika bir çocuktu, Bu yüzden ona iş verdim. | Open Subtitles | كان فتاً عظيماً، أتعلمين؟ لذا... قمت بتوظيفه |
- İyi bir çocuktu. - Biliyorum Matt. | Open Subtitles | لقد كان فتي طيباً أعرف يا مات |