Burası araştırma istasyonu Aquatica. Tıbbi bir acil durum var. | Open Subtitles | هنا مختبر البحوث أكواتكا لدينا حالة أسعاف طارئة ، أكرر |
Eğer bu bir acil durumsa lütfen kapatıp 911'i arayın. | Open Subtitles | لو كانت هذه حالة طارئة من فضلك إغلق وإتصل بـ911 |
Karınızın varlığını inkar edip evlilik sorumluluklarınızdan kaçmak bir acil durum değil. | Open Subtitles | محاولة لحرمان وجود زوجتك ومسؤولية الزواج الخاص بك هو ليس حالة طارئة. |
Birçok yaralıyı Başkanlık'a götürdük ve orada bir acil yardım istasyonu oluşturduk. | Open Subtitles | لدينا عدد من الجرحى في المستشارية و أنشأنا محطة للإصابات الطارئة. |
İçeriye daldığımız için üzgünüm ama bu bir ... acil durum. | Open Subtitles | نحن آسفون لا نريد أن نقتحم المنزل ولكنه أمر طارئ |
Deprem gibi bir acil durumda annemin gitmemi istediği bir park vardı. | Open Subtitles | هناك مكان ما اخبرتنى امى ان اذهب اليه عندما يكون هناك حاله طارئه مثل زلزال |
Eğer dişsel bir acil durum için ofisime gelmemişlerse, onlarla tanışamıyorum. | Open Subtitles | ما لم يدخلوا إلى عيادتي بحالة طارئة للأسنان فأنا لن ألتقيهم |
Robinson komutada askeri bir acil durum olmadığı takdirde. | Open Subtitles | مالم تواجهوا حالة عسكرية طارئة أيها الرائد |
Santral, Morningwood Islahevine bağlayın beni. Bu bir acil durum. | Open Subtitles | أعطني إدارة مصلحة السجون، إنها حالة طارئة |
Burası araştırma istasyonu Aquatica. Tıbbi bir acil durum var. | Open Subtitles | هنا مختبر البحوث أكواتكا لدينا حالة أسعاف طارئة |
Arkadaşlar yerel yetkililerimiz sevimli küçük topluluğumuz için bir acil durum mesajı verecek. | Open Subtitles | اصدقائى إداراتنا المحليَّة لَديها رسالة طارئة لجاليتِنا الصَغيرةِ. |
Seni bir kere daha geri arayabilir miyim? Burda bir acil durum var da. | Open Subtitles | هل من الممكن ان اعاود الاتصال بك بوقت اخر عندي مشكلة عائلية طارئة هنا |
Özür dileriz. Hattınız geçici olarak kullanıma kapanmıştır. Eğer bu bir acil durumsa lütfen 911 'i arayın. | Open Subtitles | عذراً , الخدمة مقطوعة مؤقتاً إذا كانت حالة طارئة اتصل بـ 911 |
Bu bir acil durum ve kan basıncı düşük. | Open Subtitles | انها حالة طارئة وعبر مباراة الدم باستمرار. |
Bizim de bir acil durum olmamızı istemiyorum bu yüzden 60'ın altında dür. | Open Subtitles | حسناً، لا أريد أن أصبح حالةً طارئة لذا، تمهل |
Dinle, bir acil durum olmasaydı bunu senden asla istemezdim | Open Subtitles | لم اكن لاطلب منك هذا الطلب ابدا لو لم تكن حالة طارئة |
Bak, bu bir acil durum, eğer bu gece burada olmazsam... | Open Subtitles | اسمعي ,هذه حالة طارئة لولمأتواجدهنا الليلة.. |
Ulusal bir acil durumun var olup olmadığı hakkında henüz bir bilgimiz yok. | Open Subtitles | لم تصلنا بعد أى دلالة على طبيعة هذه الحالة القومية الطارئة |
134 numaralı karayolunun altında bir acil durum telefonu var. | Open Subtitles | فوجن: في الطريق السفلي تحت 134, هناك هاتف طارئ. |
Beni tıbbi bir acil durum için çağırıp yalan söyledin. | Open Subtitles | أنت تطلبني لحالة طبية طارئه, ثم تكذب علي بخصوصها |
Seçeneklerimizin tükenmesi ihtimaline karşın bir acil durum planı oluşturmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اذا يجب ان تكون لدينا خطة طوارئ في حالة نفاذ خياراتنا |
Uçak kaçırılma durumu olduğunu ve suçluların uçağı silah olarak... kullanmayı planladıklarını gösteren bir acil durum sinyali. | Open Subtitles | إنها إشارة طواريء توحي بوجود عملية اختطاف وأن الخاطفين ينوون استعمال الطائرة كسلاح |
Beni bir acil servise bırak ama daha sonra uzaklaşman gerekiyor. | Open Subtitles | ,اتركني عند غرفة الطواريء ولكن لابد أن ترحل بعيداً |
Bu odadan bir acil 911 çağrısı aldık. -Emin misiniz? | Open Subtitles | تلقينا و 911 مكالمة طوارئ من هذه الغرفة. |