Bu oğlanı tanıyorum. Billy Walsh. İyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | اعرف هذا الولد انه بيلي والش وينحدر من عائلة جيدة |
Belki biliyorsun, bilmiyorum ama bu adam dolandırıcı bir aileden geliyor. | Open Subtitles | ربما تعرفينه ، لا أعرف ينحدر هذا الشخص من عائلة مذرية |
Ben hayatım boyunca bir gezgin ve biraz da ailesizdim, ama o büyük bir aileden geliyor ve kesinlikle yerleşik bir hayatı var. | TED | كنت شخصاً محباً للسفر طول حياتي ويتيمة نوعاً ما، بينما أتى هو من عائلة كبيرة، وبالتأكيد ظلّ مرتبطاً بها. |
Tamam, hasta işe yaramaz bir aileden geliyor, anladım. | Open Subtitles | حسناً، المريضة تنحدر من عائلة أوغاد أفهمك |
Eski bir aileden geliyor olmak güzel olmalı. | Open Subtitles | إنه لمن الجميل أننا ننحدر من عائله عريقه |
Pip çok önemli bir aileden geliyor. İngiltere'nin en güçlü ailelerinden biri ve bazen görmezden gelme... | Open Subtitles | تجيء باب من عائلة مهمة جدا، أحد أقوى في إنجلترا |
Vikram çok iyi bir aileden geliyor. Onları etkilemelisin. | Open Subtitles | فيكرام من عائلة جيدة جدآ عليك بإثارة إعجابه |
Bilirsin işte, bol paralı, iyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | أعني ، أنت تعرف أنها من عائلة جيدة غنيّة |
Sağcı bir aileden geliyor. Soldaki siyasetçileri çağırıyor. | Open Subtitles | منحدراً من عائلة يمينية هو اتجه الى اليسار |
Dinle bak; kız dört dörtlük, çok iyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | اسمعني , انها حصلت على كل ذلك انها من عائلة جيدة جدا |
Bu kadın, yüksek doğurganlık oranları olan bir aileden geliyor ama kendisi, başına gelen talihsiz bir olay yüzünden kısır. | Open Subtitles | تنحدر هذه المرأة من عائلة معتادة على إنجاب الكثيرين لكن لها حظ عاثر فهي لا تستطيع الإنجاب |
Üniversite mezunu, ...iyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | لديها شهادة جامعية و تنحدر من عائلة جيدة |
Dr. Rodriguez Güney Amerika' da tanınmış bir aileden geliyor. | Open Subtitles | الدكتور رودريغيز هو من عائلة بارزة في أمريكا الجنوبية .. غني جداً |
Tüm bu kir sadece bir aileden geliyor olamaz. | Open Subtitles | كل هذه الأوساخ لا يمكن أن تأتي من عائلة واحدة فقط |
Onu yargıladım ama öyle bir aileden geliyor ki Victoria'nın ta kendisini kodese tıkmak kadar zor. | Open Subtitles | تم إتهامه لكن رجل من عائلة كتلك كمن يطلب الركض من الملكة فيكتوريا |
- Tamam, varlıklı bir aileden geliyor, ama sırf bu yüzden, her adımında sizin gibi kuşkucularla karşılaşıyor. | Open Subtitles | انا متأكده انها من عائلة مؤثرة لكن لذلك هي قد قابلت ناس مشككين مثلكم انتم الاثنان |
Polis memurlarının olduğu bir aileden geliyor, bu da çekişme yaratır. | Open Subtitles | إنها تنحدر من عائلة أفراد شرطة مرموقين، مما أنشأ صراعاً |
Zanaatkar bir aileden geliyor, ama akıl sağlığı yüzünden ailesi tarafından dışlanmış. | Open Subtitles | أنه آتي من عائلة حرفية و لكن نظراً لصراعه مع الصحة العقلية قاموا برفضه |
Problem şu ki çok muhafazakar bir aileden geliyor ve evlendiğinde bakire kalmak istiyor. | Open Subtitles | المشكلة هي أنها من عائلة متحفظة وتريد أن تكون عذراء عندما تتزوج |
Eski bir aileden geliyor. Sağlam bağlantıları var. | Open Subtitles | انه من عائله قديمة انهم ذو نفوذ |
İyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | , هو من عائله محترمه .. |