Çok geç olmadan burayı bir amaç için örgütle. | Open Subtitles | امنح هذا المكان هدفاً قبل أن يفوت الأوان ، أرجوك اسمع يا أليكس ، سيكون كل شئ بخير |
Ve ortada bir amaç var ve bu amaç beraberinde bir yaşama arzusu getiriyor. | Open Subtitles | و كان هناك شعور عظيم بالعزيمة أعطاهم هدفاً ومعنى للحياة |
Bir geçmiş paylaşıyoruz, ve bir amaç paylaşıyoruz esinlenmek ve esinlendirmek için. | Open Subtitles | نحن نتشارك فى التاريخ ونتشارك فى هدف واحد هو أن نصبح ملهمين |
Bazen daha büyük bir amaç uğruna... sevdiklerimizi feda etmemiz gerekir. | Open Subtitles | أحيانًا أولئك الذّين نُحبّهم يجب أن نُضحّي بهم في المذبح، لأجل هدفٍ أسمى. |
Benim görüşüme göre o ufak tefek... önemsiz şeyleri belli bir amaç için çaldı. | Open Subtitles | أعطيك رأيي بأن سرقتها للأشياء الجميلة كان لغرض ما |
Zekice planlanmış ve zekice reddedilen güven ise uygun bir amaç. | TED | وضع الثّقة في الموضع المناسب هو الهدف الصّحيح. |
Hep şimdiye dek sana anlatamadığım tek bir amaç için. | Open Subtitles | من أجل شيء واحد أنني لن أخبرك بهذا حتى الآن |
Görünüşte sadece bir kıyafet tasarımcısı olarak burada, karşınızdayım ama çok eski dokumalar ve modern kumaşların katmanları arasında çok daha yüksek bir amaç ve asıl tutkumu buldum. | TED | ظاهريَّا، أقف أمامكم اليوم كمجرد صانع ملابس، ولكنني وجدت في طيَّات الأقمشة القديمة والمنسوجات الحديثة، هدفًا أسمى. |
Kafasında tek bir amaç var ve politik sürece hiçbir önem vermiyor. | Open Subtitles | له هدفٌ راسخ، وليس له أيّ التزام تجاه العملية السياسية.. |
Birinin bana bir amaç vermesini bekliyordum. | Open Subtitles | كنت منتظراً شخصا ما ليمنحنى هدفاً للحياة |
Asil bir amaç uğrunaydı ve harcadığın emeğe saygı duyuyorum. | Open Subtitles | لقد كان هدفاً نبيلاً، وأنا أحيّيك على جهدك |
Üvey baban için aile her şey demekti. Hayatlarımıza girdiğinde bize bir amaç verdi. | Open Subtitles | عنت العائلة كلّ شيء لزوج والدتك، عندما دخل حياتنا، أعطانا هدفاً. |
Bu, bir toplumu ortak bir amaç etrafında bir araya getirdiğinizde olanları gösteren bir örnek. | TED | وهذا ليس إلا مجرد مثال لما يمكن أن يحدث عندما تجمع المجتمع معا من أجل هدف واحد. |
Sadece bir amaç uğruna ülkemizi güvende tutmak adına. | Open Subtitles | و هذا من أجل هدف واحد أن نحافظ على أمن وطننا |
Bazen daha büyük bir amaç için sevdiklerimizi feda etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أحيانًا أولئك الذّين نُحبّهم يجب أن نُضحّي بهم في المذبح، لأجل هدفٍ أسمى. |
Sanırım buraya daha yüksek bir amaç için girdik ama çoğumuz buraya bizi kendimizden geçiren şeyden kaçtı. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان من المفترض أن ننضم إلى الدير من أجل هدفٍ أسمى لكن الكثير منا اختار هذا |
Ancak düşündüğüm büyük bir amaç var. | Open Subtitles | لكن ذلك كان لغرض عظيم |
Şimdi, herkesin aklında olan soruyu biliyorum. Tamam, verileri korumak harika bir amaç. Ama reklam piyasası sana tonlarca para vermeden bunu gerçekten yapabilecek misin? | TED | الآن، عندي سؤال يتبادر إلى ذهن الجميع. حسنا، حماية الخصوصية، هو الهدف الأهم. لكن هل يمكنك القيام بهذا بدون الأموال الطائلة التي تعطيك إياها الإعلانات؟ |
Bak, mücadele edeceksen, bir amaç uğruna olmalı. | Open Subtitles | اسمع إذا أردت أن تقاتل فيفترض بك أن تقاتل من أجل شيء ما |
...hiçbir şey çıkmayacak diye düşündüm ama bu sabah bir çift geldi ve hayatımda bir amaç arıyor muyum diye sordular. | Open Subtitles | لكن صباحَ اليوم، دنا منّي زوجان وسألاني ما إن كنت أنشد هدفًا من حياتي. |
Ve o şirket senin ailendi. O sana bir amaç veriyordu, ama hâlâ paran var ve bu da bir amaç. | Open Subtitles | منحتك هدفاً، وأنت مازلت تملك النقود وهذا هو هدفٌ آخر أيضاً |
En azından işçi arılar egolarını bir tarafa bırakıp daha yüce bir amaç için birleşiyorlar. | Open Subtitles | على الأقل فإن النحلة يمكنها أن تتخلى عن كبريائها و الإنظمام للمجموعه من أجل هدف أسمى |
bir amaç anlayışına sahip olmak, geçmişi unutmana yardım etmişti. | Open Subtitles | رغبتك في تحقيق هدف ما ساعدك على التخلي عن الماضي |
Bak, çok iyi bir amaç için, çocuk hastanesi için. | Open Subtitles | , هذا من أجل هدف نبيل من أجل مستشفى للأطفال |
Kıza özel bir amaç yüklendi. | Open Subtitles | كنت موجودة من أجل تحقيق غاية |
İkimizden de daha büyük bir amaç için de olsa kendini başka bir adama vermesini izlemek kolay mı? | Open Subtitles | وتقدم نفسها لرجل آخر حتى ولو كان لهدف أكبر مننا؟ |
Ama iyi bir amaç için öldü. | Open Subtitles | مات من أجل قضية إنسانية |
Kendilerini önemli bir amaç uğruna savaşan haçlılar gibi görüyorlar. | Open Subtitles | و هم يعتقدون أنهم صليبيين في قضية نبيلة |