FBI'ı arayamazsın. Bu federal bir dava değil. | Open Subtitles | لا يمكنك الاتصال بمكتب التحقيقات الفيدرالي هذه ليست قضية فيدرالية |
Başlangıç olarak size söylemek zorundayım bu hoş bir dava değil. | Open Subtitles | في البداية يجب ان اخبركم هذه ليست قضية جيدة |
Davaya bir göz attım ve dürüst olacağım kolay bir dava değil. | Open Subtitles | حسنا ً .. لقد أخذت نظرة ً على القضيه وسأكون صريحة معك انها ليست قضية ً سهله |
Bu tıbbi bir durum. Polislik bir dava değil. | Open Subtitles | إنها حالة طبية و إنها ليست حالة تستدعي الشرطة |
Benim için artık bir dava değil. | Open Subtitles | إنها ليست... ليست حالة بعد الآن. |
Bu eski bir dava değil. Bir hafta önce aldım. | Open Subtitles | هذة ليست قضية سابقة هذه واحدة اخذتها الاسبوع الماضي |
Normal bir dava değil. | Open Subtitles | إنها ليست قضية عادية، إذا أردتَ أن تبقى موضوعياً، |
Bu bir dava değil. Bu kanayan bir yara, bu acil bir durum. | TED | تلك ليست قضية. تلك حالة طارئة. |
Bu bir dava değil. Bu acil bir durum. | TED | تلك ليست قضية. تلك حالة طارئة. |
Bu bir dava değil. Bu acil bir durum. | TED | تلك ليست قضية. تلك حالة طارئة. |
İyi bir dava değil, çok iyi bir dava. | Open Subtitles | ليست قضية جيدة فقط، إنها جيدة جدًا |
Bu ucuz bir dava değil. | Open Subtitles | هذه ليست قضية رخيصة لنحاول فيها |
Bu federal bir dava değil. Sana söylemem için bir neden yok. | Open Subtitles | هذه ليست قضية فيدرالية لا سبب لأن أخبرك |
Bakın, Doktor. Bu bir dava değil. | Open Subtitles | أنظري يا طبيبة ، هذه هي ليست قضية محكمة |
Bu bir dava değil. Bu bir kazaydı. | Open Subtitles | إنها ليست قضية لقد كانت حادثة |
İyi bir dava değil. | Open Subtitles | ليست قضية مريحة |
Bu emsali bir dava değil, Rick! | Open Subtitles | هذه ليست حالة إختبارية, (ريك)! |