Derneğimizi kaybetmek üzereyiz, yani bir evimiz olmazsa... Bir yöneticiye ihtiyaç duyuyor olmayacağız. | Open Subtitles | لد تلقينا أمر بالإغلاق لذا لن يكون لدينا منزل ولن نكون بحاجة لمسؤولات |
Tabii Johanna ve benim hala gidecek bir evimiz varsa. | Open Subtitles | اذا كانت جوهانا وأنا لا يزال لدينا منزل نعود اليه |
Kocamın ve Benim hafta sonlarını geçirdiğimiz bir evimiz var buraya yaklaşık üç mil uzaklıkta. | Open Subtitles | أنا وزوجي لدينا منزل عطلات يبعد ثلاث أميال من هنا |
- Hafta sonu için kaçıyorduk. - Evet, sahilde bir evimiz var. | Open Subtitles | ـ نحن ذاهبون لقضاء عطلة نهاية الإسبوعِ ـ لدينا بيت على الشاطئ |
Güzel bir evimiz var, güzel çocuklarımız, güzel bir kariyerimiz var. | Open Subtitles | حصلنا على منزل جميل، أطفال جميلة، وصلنا مهن كبيرة. |
Veya dönebileceğimiz bir evimiz. | Open Subtitles | أو موطن كي نعود إليه |
Burada en azından bir evimiz ve faturaları ödeyen bir işim var. | Open Subtitles | عندنا منزل هنا و قد حصلت على وظيفة أنا مجرد سكرتيرة و لكنى أدفع الفواتير |
Biliyoruz ki, barındığımız bu dünyevi çadır yıkılırsa göklerde Tanrı'nın bize sağladığı el yapımı olmayan sonsuza dek kalacak bir evimiz vardır. | Open Subtitles | "نعلم أن أرض الدنيا إلى زوال، وأن بيتًا من صنع الرب ينتظرنا" "بيت لم تصنعه أيادٍ، خالدين فيه في جنّات النعيم" |
Büyük bir evimiz olur. Her gün avlanıp balık tutar, tekila içeriz. | Open Subtitles | أعني يكون لنا منزل كبير و نصطاد السمك و نشرب تاكيلا كل يوم |
Küçük bir evimiz olacak, kendi odalarımız olacak. | Open Subtitles | حسناً .. سيكون لدينا منزل صغير وسيكون لدينا غرفه لنا وحدنا |
Buradaki eski evimiz gibi, orada da bir evimiz olacak mı? | Open Subtitles | حسناً ، لدينا منزل هناك مثل منزلنا القديم؟ |
Bak, bu otel odasında yaşamak uygun değil biliyorum ama yeni yerimiz hazır olunca taşınacağız, yeni bir evimiz olacak. | Open Subtitles | انظري , اعلم بأن العيش في الفندق ليس بالأمر الجيد و لكن عندما يجهز المكان الجديد سوف ننتقل اليه سيكون لدينا منزل جديد |
Linda, baksana halimize. Evliyiz. bir evimiz, ipoteğimiz, iki kızımız var! | Open Subtitles | ليندا انظري الى هذا , نحن متزوجان لدينا منزل , لدينا رهن , طفلان |
Büyük eski bir evimiz var. Ortalık çok sessiz. | Open Subtitles | و لدينا منزل كبير و عتيق و هو هادئ تماماً |
Havuzlu büyük bir evimiz, şirket arabamız olacak. | Open Subtitles | سيكون لدينا منزل كبير مع بركة و سيارة شركة |
Biraz su ve sabunla güzel bir evimiz olacak hanımım. | Open Subtitles | صابونة صغيرة وماء وسيكون لدينا بيت رائع سيدتي |
Eğer siz hepiniz bir kaç gün ayırırsanız bizi Som Sarover'de ziyaret etmek için, orda küçük bir evimiz var birkaç gün beraber, çok güzel olurdu. | Open Subtitles | ماذا لو قضيتم معنا بضعة أيام لزيارتنا في سوم ساروفار، لدينا بيت صغير هناك، ان قضينا بضعة أيام سوية، سيكون ذلك رائع جدا |
Şehir merkezi dışında bir evimiz ve 3 çoçuğumuz var. | Open Subtitles | لقد حصلت على منزل في ضواحي وثلاثة أطفال. |
Yeni bir evimiz var ve kahrolası yeni bir kürkün var. | Open Subtitles | حصلنا على منزل جديد، وحصلت على معطف فراء. |
Veya dönebileceğimiz bir evimiz. | Open Subtitles | أو موطن كي نعود إليه |
Burada en azından bir evimiz ve faturaları ödeyen bir işim var. | Open Subtitles | عندنا منزل هنا و قد حصلت على وظيفة أنا مجرد سكرتيرة و لكنى أدفع الفواتير |
"...el yapımı olmayan sonsuza dek kalacak bir evimiz vardır." | Open Subtitles | "بيت لم تصنعه أيادٍ، خالدين فيه في جنّات النعيم" |
Onunla Kermit Teksas'da bir evimiz vardı. | Open Subtitles | أنا وهي كان لنا منزل في (كيرميت) بـ(تكساس) |