Zero Cool bir günde 1507 sistemi çökertti. tarihteki en büyük çöküş. | Open Subtitles | الذى حطم 1,507 نظام تشغيل فى يوم واحد اكبر هجوم فى التاريخ |
bir günde çok fazla para kazarır kazanmaz ikimiz de kendi ömürlerimizi düşünürüz. | Open Subtitles | عندما نكسب نقوداً فى يوم واحد أكثر مما كسبناه فى حياة كلاً منا |
Bir yıl önce bir günde satabileceğim 63 model Thunderbird'üm var. | Open Subtitles | لقد حصلت على 63قطعه كنت ابيعهم فى يوم واحد السنه الماضيه |
Kendine "aziz" diyen tanıdığım azizlerin... hiçbiri, bunun hepsini bir günde yapmaz. | Open Subtitles | أي رجل ورع صدقا أعرف أنه لن يقوم بكل ذلك بيوم واحد |
Eğer o tetiği çekersen, 21 yaşındaki kızını bir günde bütün ailesini gömmek zorunda bırakan bencil bir kadın olacaksın. | Open Subtitles | إنّ ضغطتِ على ذلك الزناد ستكونين امرأة أنانيّة التي أجبرت ابنتها ذات 21 سنة لدفن كامل العائلة في يومٍ واحد. |
Bir yıl önce bir günde satacağım bir '63 Thunderbird'üm var. | Open Subtitles | لقد حصلت على 63قطعه كنت ابيعهم فى يوم واحد السنه الماضيه |
- Bu tür organizasyonlar bir günde hazırlanmıyor. Kural kuraldır. | Open Subtitles | حدث كهذا لا يحدث في يوم واحد القوانين هي القوانين |
Neşelen bebeğim, daha önce bir günde bu kadar para kazanamamışsındır. Çok hareketli. | Open Subtitles | اراهن انك لم تجني كل هذا المال في يوم واحد مسبقا حسنا, جيد |
Denek bir maymuna bile, bir günde nasıl yönetmenlik yapılacağını öğretebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تعلّم قرداً عاطلاً ان يصبح مخرجاً في يوم واحد |
Aah. Uh, hayır, onlardan biri dikti. bir günde iki silahlı soygun? | Open Subtitles | لا , واحداً منهم فعل ذلك سرقتين مسلحتين في يوم واحد ؟ |
bir günde 2 tanker batıyor. Bu bir rekor olmalı. | Open Subtitles | انفصال ناقلتين في يوم واحد يا له من رقم قياسي |
Aciliyeti anlıyorum, bir günde altı kurbana bağlanmak teknik olarak mümkün ama bu bağlanan bunu kaldırabilir demek değil. | Open Subtitles | أنا أتفهم ضرورة الأمر لكن فقط بسبب كون الأمر ممكن تقنيا للقيام بالغرز ل 6 ضحايا في يوم واحد |
Böyle bir günde kesin orada olur. - İş dışında her şeyi unutur. | Open Subtitles | فى يوم مثل هذا انه من المتوقع انها ستنسى كل شىء ماعدا العمل |
Demek oluyor ki sen güzel bir günde biraz acayip olabilirsin. | Open Subtitles | يعنى انه فى يوم جيد يمكن ان تكون ميال الى التقشر |
500 adamın bir ayda kesebileceğinden daha fazla ağacı bir günde kesebilecek. | Open Subtitles | يوماً ما يمكنها قطع أشجار بيوم واحد أكثر من 500 رجل يعملون لمدة شهر كامل |
Şu ana kadar kişisel rekorum bir günde 10 kezdi. | Open Subtitles | إذن حتى الآن, رقمي القياسي كان عشرة في يومٍ واحد |
Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir ama iyi şeyler bir günde olmaz. | TED | أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا، لكن الأمور الجيدة لاتبنى في يوم. |
Bunu ancak bir günde, bu bitkinin 4000 yıllık tarihinde, herkesten daha çok koka yaprağı çiğneyerek yapabildim. | TED | وذلك لأنني استطعت أن أمضغ نبات الكوكا ليوم واحد أكثر من أي شخص على مدار حياة النبتة منذ 4000 سنة |
Oysa klasik araştırma araçlarını kullanan bir araştırmacı bir günde belki ancak 500 adet nokta elde edebilir. | TED | وماسح أراضي لديه أدوات مسح تقليدية سيستخدم بكامل طاقته لينتج 500 نقطة ربما خلال يوم بأكمله. |
Ve güzel bir günde, uzaklardan Hayvan Çiftliği'ne gelen domuz delegeleri yeni bir çağın başladığını müjdeliyorlardı. | Open Subtitles | وفي يوم من الايام الصافية خنازير موفدة من كل مكان وصلت الى مزرعة الحيوانات لتحتفل بقدوم العهد الجديد |
Eğer adımları tam olarak gerçekleştirmeyip üzerlerinden oldukça çabuk geçersen bir günde 6'ya gelirsin. | Open Subtitles | عندما لا تقوم بالخطوات كما ينبغي، يمكنك انجازها بسرعة فائقة. يمكنك انجاز ست خطوات باليوم. |
bir günde 15 ya da 20 kez aynı hikâyeyi dinliyordum. | Open Subtitles | خمسة عشر إلى عشرون مرة أسمع تلك القصص في اليوم الواحد |
bir günde 2500 santimetreküp kaya ve toprak çıkarsa... 365 günde ne kadar çıkar. | Open Subtitles | 2500سنتيمتر مكعب من الصخور والتراب فى اليوم لمدة 365 يوم |
Cehennem gibi sıcak bir günde otoyolda araba kullanıyorum. | Open Subtitles | أنا يقود سيارة على الطريق السريع في ضوء النهار الساطع. |
Ne zamandan beri bir günde teslim yapıyoruz? | Open Subtitles | منذ متى نحن نُلبّي الطّلبات المستعجلة خلال يومٍ واحِد فقط؟ |
Böyle bir günde, sabah kayak yapıp öğleden sonra da golf oynayabilirsiniz. | TED | وفي يومٍ مثل هذا، يمكنك ببساطة التزلج صباحًا ولعب الجولف مساءً. |