ويكيبيديا

    "bir karışıklık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سوء تفاهم
        
    • من الفوضى
        
    • من فوضى
        
    • بعض الخلط
        
    • هناك فوضى
        
    • هناك خلط
        
    • وهو يقول أنني بإحداثي لهذه الضجة
        
    • هناك بعض الالتباس
        
    • هناك خطأ بسيط
        
    • مجرد خلط
        
    • لبعض العرقلة
        
    • فوضى واحدة
        
    • ارتباك
        
    • التباس
        
    • انه اختلاط للامر
        
    bir karışıklık olmuş. Benim de, bu ekipte olmam lazım. Open Subtitles يبدو أن هناك سوء تفاهم من المفترض أن أكون هنا
    - bir karışıklık yaşanabilir. - Beni öldüreceklerdi. Open Subtitles ـ قد يحدث قليل من الفوضى ـ كانوا سيقتلونني
    - Ne karışıklık! - Evet, karışıklık, doğru.. Büyük, eski, pis kokulu bir karışıklık. Open Subtitles يا لها من فوضى أنها فوضى كبيرة على أية حال نعم فوضى كبيرة وقديمة وقذرة
    Kesinlikle 2 tek yatak, çünkü otelde bir karışıklık olmuş da. Open Subtitles إنها بالتأكيد غرفة ذات سريرين منفردين التي حجزنها، هناك بعض الخلط في الفندق
    Posta odasında küçük bir karışıklık vardı. Open Subtitles مالذي يحصل ؟ كان هناك فوضى في غرفة البريد
    Faturayla ilgili bir karışıklık olmuş ve telefonumu kapattılar. Open Subtitles حسناً , كان هناك خلط فى الفاتورة واقفلوا تليفونى
    Fakat o günde, dadılık ajansında bir karışıklık olmuş ve bana bakmak için hiç kimse gelmemişti. Open Subtitles ولكن ذات صباح معين حدث سوء تفاهم بدار مربيات الأطفال ولم يأت أحد ليرعاني.
    Ama bir karışıklık oldu. Çantamı kaybetmiştim. Open Subtitles يبدو أن هناك سوء تفاهم لقد فقدت حقيبتى
    Biliyorum mutlaka bir karışıklık olmuştur. Open Subtitles أنظري , لابد أنه حدث نوع ,ما من الفوضى
    # Ve sarhoş olursam bir karışıklık çıkarmaya mahkumum. # Open Subtitles "وإذا كان يمكنني الحصول على مخاض .." "ثم أنا ملزمة لجعل حالة من الفوضى."
    Ne iğrenç bir karışıklık. Open Subtitles يالها من فوضى سخيفه
    - Oh, tanrım! Nasıl bir karışıklık bu böyle. Open Subtitles -يا لها من فوضى أحدثناها
    Polisle ilgili bir karışıklık olmuş, tek başımızayız. Open Subtitles كان هناك بعض الخلط فى شرطة مترو و نحن وحدنا
    Sonradan bir karışıklık olmaması için, sana karşı dürüst olmak istiyorum. Open Subtitles انا أريد أن أكون واضحآ من البداية لذا لن يكون هناك فوضى فيما بعد, حسنآ؟
    Büyük bir karışıklık olduğunu söylemek istiyorum çünkü, aslında, biz birlikte değiliz. Open Subtitles أردت فقط أن أقول إن هناك خلط من نوع ما لأن فى الحقيقة هو ليس معنا
    bir karışıklık yaratırsam, işimi kaybedebileceğimi söylüyor. Tam da paraya ihtiyacımız varken. Open Subtitles وهو يقول أنني بإحداثي لهذه الضجة . قد أفقد عملي، في حين أننا نحتاج المال الآن
    Tamam, dinle... yarın seçmelerim var ve bir karışıklık var. Open Subtitles نعم حسناً أستمع تجربة أدائي غدا - يبدو أن هناك بعض الالتباس
    Galiba masalarda küçük bir karışıklık oldu. Open Subtitles مرحبا، عفوا، أعتقد أن هناك خطأ بسيط بالطاولات
    Bu sadece usul ile ilgili bir karışıklık, tamam mı? Open Subtitles -بلى، بإمكاني ذلك هذا مجرد خلط في الإجراءات، حسناً؟
    - Bludhaven'da bir karışıklık çıktı. Open Subtitles -تعرضنا لبعض العرقلة في (بلودهايفن ).
    Bill haklı. Bu binde bir olabilecek bir karışıklık ve artık hallettik. Open Subtitles هذه فوضى واحدة من الآلاف التي لدينا هنا ...هؤلاء الخبراء ليسوا
    Evet, ilk görüşmemizde bir karışıklık oldu. Open Subtitles نعم، كان هناك ارتباك خلال الاجتماع الأول
    Ajansımın ofisinde bir karışıklık olmuş ama hâlâ televizyondayım ve bu iyi bir teşhir oldu. Open Subtitles كان هناك التباس في مكتب وكيلي لكني مازلت على التلفاز وهذا ظهور جيد
    Bu sadece büyük bir karışıklık. Open Subtitles انه اختلاط للامر كبير هذا كل ما فى الامر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد