Bu yüzden bir kara deliğin arkasına hiçbir şey saklayamazsınız. | TED | و بذالك لا يمكن إخفاء أي شيء وراء ثقب أسود. |
Bildiğimiz bütün galaksilerin merkezinde devasa bir kara delik bulunur. | TED | في مركز كل مجرة نعلم عنها يوجد ثقب أسود عملاق. |
Sence istatistik olarak şansın ne kadardır. Eğer bir kara mayınına basarsan? | Open Subtitles | برأيك ، ما هي الاحتمالات بأن تقف على لغم أرضيّ ؟ |
Hayatini emip bitirecek, ihtiyaçlardan ibaret bir kara delik o. | Open Subtitles | إنه ثقبٌ أسود من إحتياجات غير منتهية الأمر الذي سيمتص الحياة منك |
CA: Yani bir kara delik düşündüğümüzde içinden çıkan dev ışınları düşünüyoruz, doğrudan bizim yönümüze çevrilmişler. | TED | ك.أ: إذًا حين نفكر في ثقب أسود، فإننا نتصور هذه الأشعة الهائلة المنبعثة منه، والمصوبة نحونا بالضبط. |
Buraya son gelişimizde neredeyse bir kara delik tarafından yutulacaktık. | Open Subtitles | , آخر مرة كنا هنا كدنا أن ندخل إلى ثقب أسود |
Eğer birkaç yıldızın görünürde boş bir nokta etrafında yörüngelendiğini gözlemlersek bu bir kara deliğin işi olabilir. | TED | إن لاحظنا بضعة نجوم تدور حول نقطة يبدوا أنها فارغة، فعلى الأغلب أن ثقبًا أسودًا هو السبب. |
İlerleyen saatlerde karşılaştığımız manzara ise gerçekten eşsizdi: bir tarantulanın tehtidinde ufacık siyah bir kara kurbağası. | Open Subtitles | لاحقاً، صادفنا شيئاً فريداً حقاً. ضفدع أسود صغير جداً، يُهدّده عنكبوت ذئبي. |
bir kara deliğin içine seyahat edip hayatta kalabilseydiniz kendi evrenimizin başka bir yerinde ve zamanında belirebilirdiniz. | Open Subtitles | إذا استطعت النجاة من رحلة إلى داخل ثقب أسود قد تخرج من مكان و ز مان آخر في كوننا |
bir kara delik öngörüsünde bulunursunuz, derken teleskopla bakarsınız ve oradadır, tam olacağını söylediğiniz yerde. | TED | فأنت تتنبأ بثقب أسود, و تنظر عبر التلسكوب لتجده, مثلما قلت. |
La Purga, bu kilisenin tarihindeki bir kara lekedir. | Open Subtitles | فترة التطهير هي وصمة سوداء في تاريخ هذه الكنيسة. |
Bir gün bir gölge görebiliriz bir kara deliğin gölgesi çok parlak bir arka plana düşebilir ama bu henüz olmadı. | TED | يمكن أن نرى يوما ما ظلا ألقاه ثقب أسود على خالفية لامعة، لكن لم نرى ذلك بعد. |
Bizim güneşimiz bir kara deliğe dönüşmeyecek. | TED | لن تتمكن الشمس من تكوين ثقب أسود بعد إنهيارها. |
Biz böylesi bir kara deliğin gölgesini hiç görmedik, ama kara delikler duyulabilir, görülemeseler bile. | TED | لم نستطع قط مشاهدة ظل ثقب أسود كهذا، لكن يمكن سماع الثقب السوداء، رغم أنه لم يتم مشاهدتهم. |
Çok ağır bir kara deliğin içine düşen daha hafif bir kara delik düşünün. | TED | تخيلوا ثقبا أسودا أقل ثقلا و هو يسقط نحو ثقب أسود آخر ثقيل جدا. |
bir kara deliğin Dünya'yı yutup yutamayacağını belirlemek için öncelikle nerede olduklarını bulmalıyız. | TED | لكي نحدد هل يستطيع ثقب أسود أن يبتلع الأرض، يجب علينا أولًا أن نعرف أين تتواجد. |
Merkezinde ise altı buçuk milyar güneş kütleli bir kara delik var. | TED | وفي قلبها، يوجد ثقب أسود ذو 6,5 مليار كتلة شمسية. |
Kız arkadaşımı becermeye karar verdiğin an bir kara mayınına bastın! | Open Subtitles | لقد وقفت على لُغم أرضيّ عندما قررت مُضاجعة عشيقتي! |
16. yüzyıldan kalma bir kara büyü kitabı. | Open Subtitles | انه كتاب سحر أسود من القرن الـ16 |
Tophane yalan bir kara delik olduğunu. | Open Subtitles | "إن (الترسانة) إلّا ثقب أسود من الأكاذيب" |
bir kara delik içine düşsen kendini nerede bulursun? | TED | أين سينتهي المطاف بمن سيسقط في ثقب أسود؟ |
Güneşimiz bir kara deliğe dönüşmeyecek; o kadar ağır değil, fakat galaksimizde onbinlerce kara delik mevcut. | TED | لن تتمكن الشمس من الإنهيار إلى ثقب أسود؛ فهي ليسي ضخمة بما فيه الكفاية، لكن هنالك مئات من آلاف الثقب السوداء في مجرتنا. |
Nihayetinde çökecek ve ana evrende varlığını silecek bir kara delik oluşturacaktır. | Open Subtitles | "{\cH70BFDC}في النهاية سينهار الكونين مُشكّلين ثقبًا أسودًا قادرا على إبادة الوُجود بأسره." |
Mini minnacık bir kara delik mi dedin? | Open Subtitles | أو ربّما حتى ثقب أسود صغير ثقب أسود صغير؟ |
bir kara deliğin içindeki bir evren de kendi kara deliklerini yaratabilir. | Open Subtitles | يحاكيان الانفجار الكبير الذي منح الظهور للكون و كون داخل ثقب أسود قد يمنح الظهور لثقوبه السوداء الخاصة |
Benim asıl istediğim şey çift kanatlı bir kara kuzu derisi ile yapılmış, üstünde altın süslemeleri olanıydı. | Open Subtitles | ما أردته حقاً هي ثنائية الجيوب و جلد أسود و زينة ذهبية |
Carrie Greyson ve Donna Whirley'in karıştırılması bu ofise bir kara leke sürdü. | Open Subtitles | الخطأ في تعريف "كاري غريسون" و "دونا وايرليً" نقطة سوداء في تاريخ المكتب. |