Siyah bir doktor tarafından yönetilen, siyah insanlar tarafından çekip çevrilen, siyah insanlar için bir klinik. | Open Subtitles | عيادة للسود طاقمها من السود تتم إدارتها بواسطة دكتورة سوداء |
* onun ücretsiz bir klinik olması gerekiyordu * sigortanız olup olmadığını duymak * bu, sadece en sağlıkların hayatta kalmasından başka bir şey değil | Open Subtitles | المفروض تكون عيادة مجانية إلا لنسمع إن كنت مضمونأ أو غير مضمون إنما الحياة بقاء الأصلح |
Köyün dışında bir klinik var. Kalkabilecek misin? | Open Subtitles | هناك عيادة خارج القرية أتستطيعين الوقوف؟ |
Babalık testi yapan bir klinik. | Open Subtitles | عياده إثبات الأبوه بوسط المدينة |
Diabetes mellitus kronik bir klinik durumdur ... hiperglisemi ile karakterizedir. | Open Subtitles | مرض السكر هو ملازمة سريرية مزمنة يتصف بزيادة السكر في الدم |
Hayır, bir klinik çalışmaya başlıyordun ve ben bu çalışmada yer almadığım için suçlu hissettin. | Open Subtitles | السريرية تجاربك بدأت لأنك بل لا, فيها أساعدك لن لأنني بالذنب وتشعر |
Alzheimer'ın başlangıcında olan hastalarla ilgili çalışan bir klinik var. | Open Subtitles | هناك تجربة طبية لدراسة الزهايمر في مراحله المبكرة |
O Zürih'te. Özel bir klinik'te. İki senedir oradaymış. | Open Subtitles | انه في زوريخ، في عيادة خاصة انه هناك منذ سنتين |
Bak, Mial, yaşlanıp gezmekten yorulduğumuzda, geri dönüp, bu gölün üzerinde bir klinik açalım. | Open Subtitles | عندما نكبر فى السن ونتعب من السفر يجب أن نرجع ونفتح عيادة على هذه البحيرة |
Kuzeyde bir klinik var eyalettekilerin en iyisi. | Open Subtitles | انظري هناك عيادة في الشمال وهي افضل عيادة ف يالولايه |
Los Angeles'ta ücretsiz bir klinik var sadece. | Open Subtitles | كل ما حصلت عليه هو عيادة مجانية في لوس أنجلوس |
Pekala, ona telefon edip... kilodunu bile giymekten aciz bir klinik doktorundan alacağın... ikinci bir seçeneğe ihtiyacın olmadığını söylüyorsun! | Open Subtitles | حسناً ربما يجب عليك أن تحدثه على الهاتف وتخبره أنه لن يكون هناك خيار ثاني من خلال عيادة طبيب لايحمل حزام الوقاية |
Şef asistanlık için, kendini öne çıkarmanın, multi milyon dolarlık bir klinik açmaktan daha iyi bir yolu olamaz. | Open Subtitles | لا توجد طريقة أخرى لتحصلي على رئيسة المشرفين غير أن تفتحي عيادة كلفت الملايين |
Ordu özel kuvvetlerdenmiş ama sonrasında şehir merkezinde evsizlere bedava sağlık hizmeti vermek için bir klinik açmaya karar veriyor. | Open Subtitles | كانت ضمن القوات الخاصة العسكرية، ثم قررت افتتاح عيادة وسط المدينة لتقديم الرعاية الصحية مجانًا للمتشردين. |
Cehennemden çıkan insanlar için bir klinik olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن هنالك عيادة بالخارج للأشخاص الذين انسلّوا حديثاً من الجحيم بالصدفة |
Guatemala'da rüzgâr ve solar güçlü bir klinik dizaynına yardım ettim ve ona rağmen birkaç tane festivale katılabildim ekselansları. | Open Subtitles | ساعدت في تصميم و بناء عيادة تعمل بالطاقة الشمسية والرياح في غواتيمالا و لازال لدي الوقت الكافي لحضور |
İnsan böyle ıssız bir yere neden bir klinik yapar ki? | Open Subtitles | لماذا يود احداً ما ان يبنى عيادة بالخارج فى وسط الا مكان ؟ |
Bildiğim bir klinik var. Benim de var. | Open Subtitles | حسناً أنا أعرف عياده |
Bildiğim bir klinik var. | Open Subtitles | حسناً أنا أعرف عياده |
Bu dört ülkede 13 hastanede ve 2010'dan beri hiç bir klinik yan etki olmadan 2,000 üzerinde ameliyat gerçekleştirdik. Yani çok heyecanlıyız. | TED | في 13 مستشفى في أربع دول، ومنذ 2010، أجرينا 2000 عملية جراحية بدون مضاعفات سريرية. نحن نشعر بسعادة غامرة. |
İşi sırasında kurum içinde yapılan bir klinik araştırmayı fark etti. | TED | وفي سياق عمله لاحظ دراسة سريرية تحدث في إحدى المنظمات |
Yan etkilerin gözlenmediği azami dozları belirlemek üzere insan deneylerine başlamak için bir klinik protokol hazırladık. | Open Subtitles | من أجل معرفة طرق السليم لتجنب الآثار الجانبية، ضعنا curtical السريرية الثوب اختباره على البشر، و |
Peterson kalçası ile ilgili bir klinik deneyden geliyor sanırım. | Open Subtitles | أظنها من التجارب السريرية على ورك "بيترسون". |
Sizin düzenlediğiniz bir klinik deneyden bahsetti. | Open Subtitles | هي كانت تخبرني عن تجربة طبية تقوم انت بها ؟ |