Bu, ben ya da bir yabancı Cayla ve arkadaşlarının bulunduğu odanın dışında da olsa bebeğe bağlanabilir anlamına geliyor. | TED | وهذا يعني أنني أنا، أو أي شخص غريب هنا، يمكنه الاتصال بالدمية أثناء وجوده خارج الغرفة حيث توجد كايلا وأصدقاؤها. |
Çünkü bir yabancı için hayatını tehlikeye atmasının hastalık dışında bir nedeni var. | Open Subtitles | لأنّه لا سبب آخر لجانب كونه مريض كي يخاطر بحياته لأجل شخص غريب |
Sen ve ekibin oldukça ileri bir yabancı kültürden yabancı bir aygıt çaldınız. | Open Subtitles | , أنت و فريقك سرقتم أداة أجنبية . من ثقافة أجنبية متقدمة جداً |
Yani, Schumann'ın kaçak bir yabancı tarafından kurtarılmasını mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تريد ان يتم انقاذ شومان بواسطة أجنبي غير شرعي؟ |
Başka bir yabancı adam pencereden bana baktı ama sonra gitti. | Open Subtitles | رجل غريب آخر نظر لى من خلال النافذة وأختفى |
Genellikle bir hikaye bir zafer hikayesidir, bir mücadele hikayesi; karşı taraflar vardır, kötü veya cahil, serüvende bir kişi vardır, yolculuk yapan biri ve bir yabancı kasabaya gelir. | TED | عادة ما تكون القصة قصة انتصار أو نضال؛ هناك قوى مضادة، والتي هي إما شريرة أو جاهلة؛ هناك شخص في رحلة استكشافية، وشخص يقوم برحلة، ويأتي شخص غريب إلى المدينة. |
Samantha için vekili Ortabatı'dan bir yerden geliyordu, ona ses hediyesini veren bir yabancı. | TED | في حالة سامانثا، جاءت بديلتها من مكان ما في وسط الغرب، شخص غريب قدم لها هدية الصوت. |
Bu kişi bir yabancı mıydı, yoksa yakından tanıdığınız birisi miydi? | TED | وهل كان هذا الشخص شخص غريب أم شخص قريب؟ |
Yakında gideceksin ve sonra bir yabancı öldüğünü bildirmeye gelecek. | Open Subtitles | قريبا سوف ترحل و شخص غريب سيأتى و يخبرنى أنك قد قتلت |
Genç bayan bir yabancı. | Open Subtitles | هذه السيدة الشباب هو شخص غريب إلى شواطئنا. |
I.N.S. tarafından sınır dışı edilmekle karşı karşıya olan bir yabancı. | Open Subtitles | لو كانت أنثى هى أجنبية سيتم ترحيلها من قبل دائرة الهجرة |
Etrafı Almanca konuşmayan insanlarla çevrili bir yabancı o. | Open Subtitles | إنها في حاجة لمن يعتني بها إنها أجنبية وسط أناس لا يتحدثون لغتها |
Birkaç gün önce tehlikeli bir yabancı istilacıyla yaptığımız savaştan muzaffer ayrıldık. | Open Subtitles | قبل بضعة أيام فقط، خرجنا منتصرين من معركة ضد غازٍ أجنبي خطير |
Tuhaf görünümlü bebeklerdik, okuldaki yeni çocuk, bir yabancı. | TED | كنا أطفال غريبين طفل جديد في الحي ، أجنبي |
Neden küvetinde kocan yerine bir yabancı bulunuyor? | Open Subtitles | و الآن ، ما سبب وجودكِ في حوض استحمام مع رجل غريب بدلاً من زوجكِ ؟ |
Ama kandının bakış açısından, adam bir yabancı. Kendisine yakınlık sağlamaya zorlayan biri. | Open Subtitles | ،لكن من وجهة نظرها هو غريب يفرض الألفة عليها |
Ama sonra ergenliğe girdi ve evde sanki bir yabancı vardı. | Open Subtitles | ثم دخل إلي مرحلة البلوغ و أصبح مثل غريب في المنزل |
"bir yabancı, daha önce hiç görmediğim biri, düşüncelerime giriyor." | Open Subtitles | احد الغرباء يجيىء فى خيالى |
Ama Peter, Sydney bir yabancı. | Open Subtitles | (بيتر)، افهم، (سيدني) غريبُ عنا |
Bir otel odasında, okulda veya sokakta bir yabancı için mastürbasyon yapmak gibi. | Open Subtitles | مثل الإستمناء لغريب في غرفة فندق، في المدرسة أو الشارع. |
Zaman zaman kendini dışlanmış hissediyorsun, kendi evinde bir yabancı gibi, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعر وكأنك مستبعد أحياناً وكأنك دخيل على منزلك |
Venedik yasasında açıkça belirtilmiştir ki eğer bir yabancı, isteyerek veya istemeyerek bir Venedik vatandaşının canına kastederse bu eylemi gerçekleştirdiği kişi onun mallarının yarısını alır. | Open Subtitles | تنص قوانين البندقية إذا ثبت أن أجنبياً حاول بطرق مباشرة أوغير مباشرة القضاء على حياة أيّ مواطن |
Otelden senyor, şu anda bir yabancı çıktı. | Open Subtitles | في الفندق سيدي أتى أحد الغرباء الى هناك |
Aslında yabancıları gözlemek , sizin de benim de bir yabancı olduğumuzu fark edene kadar kulağa çok da kötü gelmiyor. | TED | ورصد الأجانب لا يبدو سيئا للغاية حتى تكتشف انني اجنبي و انت ايضا اجنبي |
Geçen hafta burada kalan bir yabancı? | Open Subtitles | هل مكث أيّ غرباء هنا في الأسبوع الماضي؟ |
Etrafta bir yabancı görürseniz eğer, o benim. | Open Subtitles | لو رأى أحدكما أي غريب هنا، فهذا أنا |