Tanrı bana bir melekle haber gönderdi veya işte bu olanların ilahi bir yanı vardı diyebilirdim ama öyle bir şey yoktu. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول أن الرب أرسل ملاكاً لإرشادي أو أنه كان هُناك شيء مُقدس بشأن هذا الأمر لكن لم يُكن الأمر كذلك |
Ama şimdi bilemiyorum. Karanlık olan bir yanı var. | Open Subtitles | لكنّي لا أعرفه الآن، هُناك شيء أكثر ظلمة فيه. |
Beni etkileyen anlamadığım bir yanı vardı... sakin ve çekici bir tavrı vardı. | Open Subtitles | فوجئت ، كان هُناك شيء بِه يثيرُني. لديه هذا الـ... المغناطيسية الهادئة... |
Hâlâ bir yanı o şeyin gerçek bir bebek olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | كما لو أن هناك جزء منها لازال يظن أنه طفل حقيقي |
Hâlâ bir yanı o şeyin gerçek bir bebek olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | كما لو أن هناك جزء منها لازال يظن أنه طفل حقيقي |
Bana Bölüm'ün iyi bir yanı olduğunu mu söylüyorsun yoksa? | Open Subtitles | هل تقولين ليّ، أنكِ تعتقدين أن هنالك جانبٌ جيد، للـ"شعبة"؟ |
Her ünlü insan gibi, özel bir yanı da var. | Open Subtitles | لكن مثل الرجالُ الإجتماعيّون، فلديه أيضاً جانبٌ خاص. |
Franklin'i bu trende dört bir yanı gümüşler içerisindeki yemek vagonunda hayâl edebiliyor musun? | Open Subtitles | تخيل "فرانكلين" هنا ؟ على هذا القطار سيقول انها سيارة جميله وتلك تصفيحات فضيه |
Franklin'i bu trende dört bir yanı gümüşler içerisindeki yemek vagonunda hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | تخيل "فرانكلين" هنا ؟ على هذا القطار سيقول انها سيارة جميله وتلك تصفيحات فضيه |
- 147 nolu odanın özel bir yanı mı var? | Open Subtitles | -هل هُناك شيء مُميّز حول الغرفة 147؟ |
İşimizin kötü bir yanı var. | Open Subtitles | هناك جانبٌ مظلم في عملنــا |
- Bunun iyi bir yanı da var. | Open Subtitles | -حسنٌ، هناك جانبٌ مشرق لهذا |