Bu da yeni spor merkezi, 350 milyon sterlin değerinde rejenerasyon projesinin tam ortasında, Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor. | TED | وهذا هو المركز الرياضي الجديد مشروع تجديده قيد العمل يكلف حوالي 350 مليون جنيه ويجرى تمويله من قبل الاتحاد الأوروبي. |
Aslında onu evimdeki Komşularımızı Koruyalım Birliği toplantısına davet edecektim. | Open Subtitles | كل ذلك لنرحب بك بالإجتماع الآسبوعي لهيئة إتحاد رقابة الحي |
Oldukça meşguldüm. Ev sahipleri Birliği bensiz savaşa mı girdi? | Open Subtitles | كنت مشغولاً للغاية، هل اتحاد ملاك البناية يعملون جيداً بدوني؟ |
Hamburg'un dışında görev yapıyordum. Kraliyet Hava Kuvvetleri Onarım Birliği'ndeydim. | Open Subtitles | كنت مرابطا خارج هامبورج مع وحدة لصيانة السلاح الجوى البريطانى |
Yıllarca Elektrikli Araç Birliği'nin başında ve her gün bu konuyla mücadele ediyor. | TED | هي تترأس لسنوات جمعية السيارات الكهربائية وهي تقاتل من أجل ذلك كل يوم. |
Su kovalarıyla toplaşmış duruyoruz, asıl ihtiyacımız koca bir itfaiye Birliği iken. | TED | ونحن نقف حاملين صفائح ماء ، في حين مانحتاجه فرقة إطفاء. |
Ancak 1972'de Sovyetler Birliği'yle büyük çapta bir tahıl satışı için görüşülürken Başkan Richard Nixon bu kısıtlamaları kaldırdı. | TED | ولكن في عام 1972، أزال الرئيس ريتشارد نيكسون هذه القيود أثناء التفاوض في مبيعات ضخمة للحبوب إلى الاتحاد السوفيتي. |
Örneğin Avrupa Birliği 2020 için sağlıklı deniz sistemi yönergesi yayınladı. | TED | الاتحاد الأوروبيّ، على سبيل المثال، أعَدّ نظامًا صحيّا بحريًا للعام 2020. |
Sonra konuşacağız. Sovyetler Birliği'nin profesyonel boks sporuna gireceği kesin mi? | Open Subtitles | هل هو مؤكد أن الاتحاد السوفيتى سوف يدخل عالم ملاكمة المحترفين؟ |
Aslında onu evimdeki Komşularımızı Koruyalım Birliği toplantısına davet edecektim. | Open Subtitles | كل ذلك لنرحب بك بالإجتماع الآسبوعي لهيئة إتحاد رقابة الحي |
Belki de sokaklardaki polisler karışmamalı ama, siz Polisler Birliği başkanısınız. | Open Subtitles | ربما لا للشرطيين الذين في الشارع، ولكنك رئيس إتحاد الشرطة .. |
Bildiğiniz gibi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Filistin davasının sadık bir müttefikidir. | Open Subtitles | كما تعرفون, اتحاد الجمهوريات الإشتراكية لتشكيل الإتحاد السوفيتي الحليف المخلص للقضية الفلسطينية |
Öldüğü gece bir öğrenci Birliği barından bir şeyler almış. | Open Subtitles | ثمة مقهى واحد للوجبات الخفيفة عند اتحاد الطلبة يوم مقتلتها |
4077. MASH Birliği, Albay Blake'in emriyle buna bir son verilecektir. | Open Subtitles | عليكم التوقف عن ذلك بحسب اوامر الكولونيل بليك، وحدة ماش 4077 |
Komutam altındaki yüzkaraları Birliği olarak binen küçük seçkin grup | Open Subtitles | أنا قائد وحدة صغيرة من النخبة ، معروفة بالخروف الأسود |
ve Afganistan Devrimci Kadın Birliği denilen olağanüstü grupla birlikteydim. | TED | و ذهبت مع فريق رائع يسمى جمعية النساء الافغانيات الثورية |
Amerikan Gezici Yazarlar Birliği'nden. Bay Kemp reklam broşürümüzü hazırlayacak. | Open Subtitles | من جمعية الرحالة الأمريكين السيد كيمب يحضر لنا نشرتنا الدعائية |
Arkadaş falan istemem. Bu Birliği ufak ve gizli tutmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أصدقاء أو أصدقاء الأصدقاء أريد فرقة صغيرة فقط |
Sovyetler Birliği Mısır' a misilleme için destek verdi. | Open Subtitles | لقد قدم الأتحاد السوفييتى أمدادات للمصريين للقيام بالأنتقام |
Amerika Senaristler Birliği, her yıl, göz kararı 50.000 kadar yeni materyal kaydediyor. Bunların çoğu senaryo. | TED | قاعدة جيدة من الإبهام هي أن نقابة الكتاب في أمريكا يسجل حوالي 50,000 قطعة جديدة من المواد كل عام ومعظمهم نص سينمائي |
Sonra, Washington'a taşınmadan önce, yaklaşık olarak 10 yıl Barış Birliği'nde zaman geçirmiş. | Open Subtitles | ثم قضى عشر سنوات تقريبا في فيلق السلام قبل أن ينتقل إلى العاصمة. |
Eğer bu da yeterli değilse Amerikan Psikoloji Birliği iklim değişikliğine karşı kaçınma çatışması, çaresizlik ve vazgeçme gibi verdiğimiz psikolojik tepkilerin arttığını söylüyor. | TED | الآن إن لم يكن ذلك كافيًا تصرح الجمعية الأمريكية لعلم النفس إن استجابتنا النفسية تجاه تغير المناخ مثل تجنب المنازعات، واليأس، والاستسلام في ازدياد |
Hepsi eski Rus Özel Harekat Birliği'nden. Ruslarla yakın dövüşe girmek istemezsin. | Open Subtitles | إنهم قوات خاصة سابقين، أنتِ لا تودين الدخول لحرب سكاكين مع روسي |
Temel mesajı birlik olmaktı. Herbirinin birbirine bağlanmışlığı ve hepsinin Birliği | TED | والتي كانت الوحدة أيضاً والترابط التام بين انحاء الشرق الاوسط |
Asya Yatırımcılar Birliği, meslektaşlarımızdan birine geleneksel en iyi yaratıcılık ve en iyi performans ödülünü takdim edecek. | Open Subtitles | أتحاد آسيا للمستثمرين تقدم جائزة سنوية.. لأحد زملائنا صاحب أفضل تقدير وخبرة وفي كل اداءه بشكل عام |
O Çinliye söyle, et dolabına bakmak istediğimde, iş Birliği yapsın! | Open Subtitles | أخبر ذلك الصيني عندما أريد إلحاقه بمخازن اللحوم فيجدر عليه التعاون |
Amerikan Tıp Birliği'nden uzmanları göreve çağırdı. | Open Subtitles | و إدارة الغذاء والدواء و اتّحاد الأطباء الأمريكي |