Oyuncakçı onu yıllardır siber uzaya hapsettiğimiz için bizden nefret ediyor. | Open Subtitles | صانع الالعاب يكرهنا لاننا سجناة فى عالم الحاسوب كل هذه السنين |
Artık vampirlerin yarısı böyle beslenirken diğer yarısı bizden nefret ediyor. | Open Subtitles | والآن نصف مصاصي الدماء يتغذون بهذه الطريقة و النصف الآخر يكرهنا |
İyi, tamam. Ama sonra içten içe bizden nefret etme olur mu? | Open Subtitles | حسنٌ ، لا باس ، لكن لا يمكنك أن تكرهنا سريا ؟ |
İnsanlar bizden nefret eder ve korkar tıpkı senin de zamanla bizden nefret edip korkacağın gibi. | Open Subtitles | الناس يكرهونا مثلك مثلما سوف تتعلم ان تكرهنا و تخافنا |
Burada bizden nefret ederlerken evlerinde bizi hoş karşılayacaklarını nereden çıkardın? | Open Subtitles | إذا كانوا يكرهوننا هنا، فلماذا تعتقد أنّهم سيقبلوننا في بيوتهم؟ بالضبط. |
bizden nefret ediyorlar Wynonna. Onlar kötü. Bu şeyi hak ediyorlar! | Open Subtitles | انهم يكرهوننا وينونا انهم أشرار ويستحقون ذلك أشك أن حبيبك سينجو |
Bu kızlar, düşman olduğumuzu düşünerek büyüdülerse bizden nefret etmeleri normaldi, tıpkı benim onlardan korkmam gibi. | TED | إذا كبرت تلك الفتيات على معرفة أننا العدو، فمن الطبيعي أن يكرهونا كما كنت أخاف منهم. |
Bunca zamandır bizden nefret ettiğini düşündüğümüze inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أننا ظنناه يكرهنا طوال هذه المدة. |
Daha 15 yaşında. bizden nefret etmesi çok normal. | Open Subtitles | هو في الخامسة عشر كل مايفعله هو أن يكرهنا |
Bütün gece insanlar bize kral muamelesi yaptı. Londra'daki gazetecilerin sloganı: "Herkes bizden nefret eder ama biz bunu takmayız." şeklindedir. | Open Subtitles | الناس يعاملونا كالعائلة المالكة في لندن الصحفيون شهداء، الجميع يكرهنا و نجن لا نهتم |
Ne yaparsak yapalım bu okuldaki herkesin bizden nefret ettiğine dair daha çok kanıt. | Open Subtitles | ليس إلا إثبات آخر ان كل من بالمدرسة يكرهنا مهما فعلنا |
Şimdi bizden nefret eden bir ülkede acı çekiyoruz. | Open Subtitles | الآن علينا أن نعاني جميعاً في بلد تكرهنا. |
Çünkü annesine bunu anlattığımızda ağlamaya başlayacak ve bizden nefret edecek. | Open Subtitles | ,لأنه عندما نقول لوالدته عندها سوف تبكي .وسوف تكرهنا |
Yukarıda, odasında bizden nefret ederek uydurma aletlerle süper muhlis halk müziği yapan grup düeti dinliyor olmalı. | Open Subtitles | من المفترض أن تبقى في غرفتها تكرهنا أو تستمع لفرقة مغني فلكلوري ملتحي يقول الحماقات |
Hoş biri gibi göründüğünü biliyorum, fakat bizden nefret eder ve birşey söylemek üzere. | Open Subtitles | أعلم أنها تبدو وكأنها تتصرف بلطف، لكن هي تكرهنا وعلى وشك أن تقول شيئا سيئا. |
Suçlu kim bilmiyorum ama biliyorum ki, bütün mahkûmlar bizden nefret ediyor. | Open Subtitles | ... لا أعرف من المُلام ، لكن أعرف أن كل المساجين يكرهوننا |
bizden nefret ediyorlar, çünkü biz başarılı bir ayrımcılığın parlak bir örneğiyiz. | Open Subtitles | إنهم يكرهوننا لأننل نمثل النموذج الذكي للفضائل الناجحة |
- Bu, bizim katil olmadığımızı kanıtlar. - Ama bizden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | . هذا يثبت بأننا لسنا قتلة . لكنهم يكرهوننا |
Hayır, ama bizden nefret etmeye Christy almak için başarıyla başarmıştı. | Open Subtitles | لا ، لكننا لم نستطع النجاح في منع كريستي من كرهنا |
bizden nefret etmeleri için millete yeni bir neden veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع منح العالم سبباً إضافياً ليكرهنا |
El-Kaide, Kuzey Kore-- bizden nefret eden herhangi birileri. | Open Subtitles | تنظيم القاعدة، كوريا الشمالية أي شخص يَكْرهُنا |
Bizi avlayan insanların, bizi lanetleyen cadılar ve bizden nefret eden vampirlerin sadece eşiti olmakla kalmayacağız. | Open Subtitles | "البشر الذين يتصيّدوننا، والساحرات اللّائي تلعنّنا" "مصّاصو الدماء الذين يمقتوننا" لن نكون مساوين لهم فقط، بل إنّنا سنكون فائقين عليهم. |
Lütfen bizden nefret etme çünkü sen benim en iyi arkadaşımsın, benim fazla kadın arkadaşım yok. | Open Subtitles | أرجوكِ أخبرينا بأنكِ لا تكرهينا لأنكِ ما زلتِ صديقتي المفضلة وليس لدي العديد من الأصدقاء النساء |
bizden nefret ediyorsun. Ve bunu belli de ediyorsun | Open Subtitles | لا تتظاهري أنتِ تكرهيننا ، وهذا واضح |