Şubeniz bu büyüklükte bir parayı idare edebilir, değil mi? | Open Subtitles | افترض أن فرع بهذا الحجم يستطيع التعامل مع هذه الأموال |
bu büyüklükte bir osteoma, başağrısı, sinüzit... hatta daha kötü şeylere sebep olabilir. | Open Subtitles | ورم عظمي بهذا الحجم يمكن أن يسبّب صداعا وجيوب أنفية ، وربّما أسوأ |
Daha önce bu büyüklükte saldırıdan sağ çıkan bir grup görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى مجموعة ينجون من إعتداء بهذا الحجم غير مصابين بأذى. |
bu büyüklükte erkek bir ayının tek pençesi bile ölümcül olabilir. | Open Subtitles | ضربة عنيفة واحدة من ذكر بهذا الحجم يُمكن أن تكون قاتلة. |
bu büyüklükte bir Goa'uld yapısı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا دراية لدي ببناء للجواؤلد بهذه الضخامة |
Ortalamada bu büyüklükte bir eser gördüğünüz gibi on saniyemi alıyor. | TED | في المتوسط يتطلب مني رسم لوحة بهذا الحجم كما ترون 10 ثواني. |
26 terabayt da yaklaşık bu büyüklükte bir bilgisayar sistemine sığar. Linux sürücüleri ile birlikte toplamda 60000 dolara mâl olur. | TED | تتسع 26 تيرا بايت في نظام كمبيوتر تقريباً بهذا الحجم على سواقات لينوكس الدوارة, و تكلفتها بحدود 60,000 دولار |
Hatırlamalıyız ki, bu büyüklükte keşifler bir gecede olmuyor. | TED | لقد ذكرنا أن اكتشافات بهذا الحجم لا تحدث بين ليلة وضحاها. |
Gri, bu büyüklükte, teknenin adı yazılı. | Open Subtitles | إنها في صندوق رمادي بهذا الحجم مكتوب عليها اسم المركب |
Limanda bu büyüklükte bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أن هناك وسيلة فى ميناء بهذا الحجم |
Biz balık avlamaya gittik. Neredeyse bu büyüklükte bir kedi balığı yakalıyorduk. | Open Subtitles | ذهبت مع الرفاق للصيد، كدت أصيد سمكة بهذا الحجم |
Bu tür şeyleri havanlarda falan kullanırdık ancak bu büyüklükte olmazdı. | Open Subtitles | نعم كنا نصنع هذه الأشياء لمدافع الهاون ولكن ليس بهذا الحجم إنه يحتاج لسيارة فقط لنقله |
bu büyüklükte bir odada, dört gündür barut kalıntısının kokusunu alabilirdin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَشُمَّ بقيّةَ البارودِ في غرفة بهذا الحجم لمدو أربعة أيام |
Yediğiniz yemeklere dikkat edin benimkinde işte bu büyüklükte hamamböceği vardı. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحذروا من هذا الطعام اللعين لأنه كان يوجد صرصار في طعامي , كان بهذا الحجم |
Yediğiniz şeylere dikkat edin, benimkinde işte bu büyüklükte bir hamamböceği vardı. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحذروا من هذا الطعام اللعين لأنه كان يوجد صرصار في طعامي , كان بهذا الحجم |
Restoranlar için bu büyüklükte bir balığın bölünmesi firelerin ve maliyetlerin azaltılması için daha kolay. | Open Subtitles | السمك بهذا الحجم هي أسهل للمطاعم ل تفتيت والتقليل من التخفيضات وأجزاء غريبة الحجم. |
bu büyüklükte biri bir yere çarpmadan düşemez. | Open Subtitles | رجل بهذا الحجم لا يسقط بشكل سليم من المبنى |
İçmiş olsa bile bu büyüklükte bir adamı gitmek istemediği bir yere götürmek zor olurdu. | Open Subtitles | لن يكون سهلاً طرح رجل بهذا الحجم حيث لا يريد الذهاب |
Ebeveynler sık sık bu büyüklükte bağışlar yaparlar. | Open Subtitles | الآباء والأمهات غالبا ما يتبرع الهدايا بهذه الضخامة. |
bu büyüklükte bir nesne yaklaşık olarak her 50 yılda bir Dünya'ya çarpar. | TED | أجسامٌ من هذا الحجم تضرب الأرض كل 50 عامًا أو نحو ذلك. |
Şirket bu büyüklükte bir vericiyi nereye saklamış olabilir? Bir şekilde bunu becerdiler. | Open Subtitles | لا أدري أين خبأت الشبكة شيئاً بذلك الحجم و لكنهم نجحوا في ذلك |
bu büyüklükte bir satışın fazlaca evrak kayıtları vardır. | Open Subtitles | وبهذه الحجم ستخلف ورقة هائلة |
Eline bu büyüklükte bir kıymık battığına göre, hızla savrulmuş olmalı. | Open Subtitles | في شجار، شظية بهذا المقاس تكون قد كسرت في محاولة لإنتزاع السلاح. |