Sen ve kardeşin olmasaydı, hayatım boyunca bu boktan yerde olmazdım, tamam mı? | Open Subtitles | إذا لم يكن انت وأخيك لم أكن في هذا الهراء مدى الحياة، حسنا؟ |
Düşündüm de... biraz takılıp bu boktan şey neymiş görebilirim dedim. | Open Subtitles | ...أنا أعتقد بأنه علي المجيء و أرى ما هو هذا الهراء |
O kontrol ediyor. bu boktan yeterince aklıma takılı kaldıysa... | Open Subtitles | لقد نلت كفايتي من هذا الهراء ألا تعرف ماذا تفعل ؟ |
bu boktan tonlarca taşıyan adamlarla. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين ينتقلون طن من هذا القرف. |
Psikopatmış gibi rol yapıyorsun ve bu boktan şeyleri topluyorsun. | Open Subtitles | تعامليني كأني مختل عقليا وتجمعين هذا القرف |
Çünkü hapiste hazırladığım içki bu boktan daha lezzetliydi. | Open Subtitles | الخمرة التي كنت أصنعها في السجن مذاقها أفضل من هذه القذارة |
Bırak artık bu boktan hayatı. | Open Subtitles | الجحيم أيتها البنت يجب أن تُخرجى هذا الهراء |
Hayatım boyunca bu boktan yerde içerim, bu kadar adamı burada hiç görmedim. | Open Subtitles | كنت أشرب فى هذا الهراء طوال حياتى لم أرَ كل هذا العدد الكبير من الناس مرة واحدة |
bu boktan işe katlanıyorsam bunun tek sebebi oğlumdur. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يجعلني أتحمل هذا الهراء بسبب إبني |
Hiçbir zaman kendine "kim takar bu boktan geçici işi" ya da "bu sıçtığımın işi hallolsa ne olur" demiyorsun. | Open Subtitles | حسناً , ألم تسألي نفسك من يحفل بهذا العمل اللعين أو الإنتهاء من هذا الهراء |
bu boktan şeyler için istedikleri fiyata inanamıyorum. | Open Subtitles | انا لا استطيع تصديق ما يحاسبون على هذا الهراء |
Şehir dışında, kaybolmak için gidiyorum oraya. bu boktan ortamdan kaçmak için. | Open Subtitles | خارج المدينة،حيث أقضي فيها الوقت بعيدا عن هذا الهراء |
bu boktan şeyin içinde olmana hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | هذا الأمر ليس مفاجئاً أنت ضالع في هذا الهراء الغامض |
bu boktan şeyi okuyup aklınızca ne yapıyorsunuz lan? | Open Subtitles | ق ساكي. ماذا تفعل وضع هذا القرف في رأسه سخيف لديك؟ |
bu boktan işe destek olacağız. | Open Subtitles | نحن ستعمل نضمن هذا القرف يحدث في الواقع. |
bu boktan yerde neler oluyor? | Open Subtitles | ماذا بحق الجحيم هو هذا القرف تفعل هنا؟ |
bu boktan gına geldi artık. | Open Subtitles | اريد فقط ان ينتهي الامر مع هذا القرف |
bu boktan şey glütensizdir umarım. | Open Subtitles | أمل أن هذه القذارة كانت خالية من الجلوتين. |
bu boktan manzara hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | أجل، لم أطمئن لمظهر حزمة الديناميت تلك مُطلقًا. |
Bir sonraki hamlen bu boktan gununun, herkesin son boktan gunu mu yoksa herhangi boktan bir gun mu olacagini belirleyecek. | Open Subtitles | ما ستفعله تاليًا سيحدد ما إذا سيكون يومك العصيب آخر يوم عصيب في حياة كلّ رفاقك، أم مجرد يوم عصيب آخر في حياتهم. |
Hey, Brandon! Beni dinle aslanım. bu boktan şeyleri sen de yaşadın, ben de, Toni de. | Open Subtitles | (يا (براندون) أصغي إلي إن التفاهات التي حصلت لك و لي و لـ (توني |
bu boktan hayat canıma yetti. | Open Subtitles | لست فى الحاجة لذلك الهراء أكثر من ذلك |