Ve ben Bu kişi ile, bu dağ tırmanışının ilk günlerinde tanıştım. | TED | وأنا بنفسي قابلت ذلك الشخص في الأيام الأولى أثناء صعود ذلك الجبل |
Ve birden kolay yoldan para kazanmak için laboratuvara gelen o yaşlıca ve sarhoş adamın Bu kişi olduğunu hatırladım. | TED | وتذكرت أن الشخص الكبير المخمور قد جاء في أحد الأيام إلى المختبر منتظرا الحصول على بعض الكسب السريع وهذا كان ذلك الشخص. |
Bu kişi, 3. Krallık döneminde ne olurdu? | Open Subtitles | من كان ذلك الشخص ليصبح لو أنه عاش أثناء فترة الرايخ الثالث |
Bu kişi mavi, 1 960 model bir Mustang kullanıyor. | Open Subtitles | هذا الشخص كان يقود سيارة فورد موستانج زرقاء طراز 1960 |
Bu kişi yanımda olsa ve müsait olsa gerçekten harika olurdu. | Open Subtitles | لكن سيكون من الأفضل لو كان هذا الشخص حاضراً و موجوداً |
Bu kişi, benden zararın ne kadar olduğu ile ilgili bir fiyat almamı istedi. | Open Subtitles | أخبرني ذلك الشخص أن أطلب منك الحصول على تقدير للضرر |
- O herhangi biriyle çıkabilir... Bu kişi bir kız ve istekli olduğu sürece. | Open Subtitles | إلى أي درجة هو قد يخرج مع أى أحد ما دام ذلك الشخص فتاةً ولا تمانع |
Fakat bunu hepimiz biliyoruz ki, Bu kişi sizi benim temsil ettiğim kadar iyi temsil edemez. | Open Subtitles | لكن أعتقد أننا جميعاً نعلم أن ذلك الشخص لن يُمثلكم جيداً كما سأفعل أنا |
Ama asıl olarak, inanılmaz derecede inatçı olan Bu kişi, ...ve isteksiz görünen ve bu basit kıyafetler içindeki Bu kişi... | Open Subtitles | لكن أساسا لأن ذلك الشخص تمسك وبعند شديد وبدون أى تراجع أو أتفاق فهى |
Soylu tercihler mi yapacaklar... yoksa Bu kişi sınanmamış birisi mi olacak? | Open Subtitles | هل سيقومون باتخاذ خيارات نبيلة ؟ او سيكون ذلك الشخص شخص لم يتم اختباره ؟ |
Ve ben bu önemli olduğunu düşündüm hakkında biriyle konuşmak önyargılı olmadan ve Bu kişi demektir. | Open Subtitles | وأعتقدت أنه من المهم ان اتكلم عنه مع شخص ما بدون تحيز او احكام مسبقة وأنت ذلك الشخص لماذا ؟ |
Bu kişi bana geldi çünkü bana güvendi. | Open Subtitles | ذلك الشخص الذي أتى إلي لأنني آمن ذلك الشخص الذي وثق بي |
Bu kişi ya mağdur birisiydi ya da fantastik bir aktördü. | Open Subtitles | هذا الشخص اما لو كان ضحية نفسه او كان ممثلاً مذهلاً |
Bu kişi, burada, Donovan Decker'da mükemmel yükselecek bir kişi olduğunu kanıtladı... | Open Subtitles | هذا الشخص مقدر له ان يكون احد النجوم الصاعدة ل دونيفان ديكير |
Birkaç saat önce, 12:39'da, ...aynı kitap Bu kişi tarafından teslim edildi. | Open Subtitles | قبل ذلك ببضع ساعات، عند 12: 39 استعار هذا الشخص الكتاب نفسه |
Bu kişi, anahtar kitle iletişim araçları ile sosyal iletişim araçlarını birlşetiren kilit bir konumda. | TED | فاذن هذا الشخص هو صلة وصل رئيسية لوصل وسائل الاعلام و الاعلام الاجتماعي مع بعض. |
Bu kişi bütün "Ahéları incelemiş. Tek A'lıdan sekiz A'lısına dek. | TED | هذا الشخص درس كل هذه ال"آرغ". من واحد إلى ثمانية آهات. |
Bu kişi 2001'deki şarbon saldırısının her şeyini bilen... ve o saldırganla ilgili yorum yapan biri. | Open Subtitles | هذا شخص يعرف كل تفصيل لهجوم انثراكس 2001 و تحدث عما فعله ذلك المتهم |
Sınıfımızda birisi baş aşçıdır ve Bu kişi size yemek pişirecek bir adamın bildiği en muhteşem yemeği. | Open Subtitles | شخص ما في صفنا طباخ بارع وهذا الشخص سوف يطبخ لكم افضل وجبة عرفها الرجل |
Bu kişi saunada ilk defa kaldı. | Open Subtitles | كانت هذه اول مرة لهذا الشخص في حمام البخار |
Eğer Bu kişi ırkçı fikirlerle motive oluyorsa söyledikleriniz onu etkiliyor olabilir. | Open Subtitles | ان كان الشخص يتحفز عن طريق العبارات العنصرية فعندها ما تقوله علنا قد يكون يؤثر به |
Bir CEO’nun görevi, bölgeler arası farklı bağlantılar bulmaktır. R&D’ye bakarsınız ve orada iki ilgi alanının birleştiği insan görürsünüz. Bu kişi bağlanabileceğiniz önemli bir kişidir. | TED | وجزء من تحدي الرئيس التنفيذي هو العثور على اتصالات عبر المناطق، وهكذا قد تبدو في البحث والتطوير وهنا ترى شخص واحد يعبر المنطقتين مكان الاهتمام ، و هو شخص مهم مشاركته. |
Bu kişi senin dairende mi kalıyor? | Open Subtitles | هذه الإنسانة المقيمة في شقّتك؟ |
Ve Bu kişi de... | Open Subtitles | وذلك الشخص هُو... |
Dedim ki "Bu insan, senin çıkarlarını kollayan ya da senin kağıdını odada taşıyan Bu kişi senin için değerli politik ve sosyal kapitalini harcıyor, Bu kişi senin için masaya yumruğunu vuracak, bu bir destekçidir. | TED | قلت: "اوه، هذا الشخص الذي حاز على اهتمامك، أو كما أحب أن أقول، يحمل أوراقك إلى الغرفة، هذا الشخص الذي ينفق رأس ماله السياسي والاجتماعي عليك، هذا هو الشخص الذي سيقلب الطاولة نيابة عنك، هذا هو الراعي. |
Eserle etkileşimde bulunmayı seçip karıştırma düğmesine basarsanız, Bu kişi baş döndürücü bir karmaşanın içine gönderiliyor. | TED | لذا إذا اخترت التفاعل مع القطعة، وقمت بالضغط على زر الخلاط، فسوف ترسل فعلا هذه الشخصية إلى حالة فوضى مذهلة. |
Bu kişi ölüyken bile yaşayabilecek biriydi | Open Subtitles | استطاع ان يبقى على قيد الحياة بالرغم من تعرضه لأكثر السموم القاتلة |