Sizden beyninizi Bu mahkeme salonu içinde gerçekleşenler dışında her şeye kapamanızı istiyorum. | Open Subtitles | يجب أن تصفوا أذهانكم من كل شئ اٍلا مما سيدور فى هذه المحكمة |
Bu mahkeme Julian Randol'ın nefsi müdafaada bulunduğuna kanaat getirmiştir. | Open Subtitles | تجد هذه المحكمة جوليان راندول قد تصرف دفاعاً عن النفس |
Yaşın gelene, ya da Bu mahkeme değişiklik yapmaya uygun bir sebep buluncaya kadar orada kalacaksın. | Open Subtitles | ستبقى هناك حتى تبلغ .. او حتى نجد هذه المحكمة سببا للقيام بتغيير |
Ama Bu mahkeme salonunda olanların yankıları gelecekte daha iyi anlaşılacak. | Open Subtitles | و لكن أى تداعيات عميقة عما حدث فى قاعة المحكمة هذه سوف يعرف فقط للمستقبل |
Anlaşmaya varılmaması halinde, duruşma Bu mahkeme salonunda 4 ay sonra gerçekleştirilecek. | Open Subtitles | إلا لو تم التوصل الى اتفاق الجلسه ستبدأ في هذه المحكمه بعد أربع شهور من الآن |
Bu mahkeme yapılmazsa halk için daha yararlı olur diye düşünüyor. | Open Subtitles | هي تعتقد أنه يمكن خدمة الناس بدون هذه المحاكمة |
Bu mahkeme de kanunlara göre bir sonuca varmalı. | Open Subtitles | ولكن هذه المحكمة يجب أن تُفسّر وِفقاً للقانون |
Başkan, Bu mahkeme soruşturmanın amacını henüz belirtmedi. | Open Subtitles | هذه المحكمة لم تحدد بعد سبب وجيها لانعقادها |
Bu mahkeme evliliğin meşruluğunu sorgulamak için toplandı. | Open Subtitles | فقد عقدت هذه المحكمة للنظر فى صحة هذا الزواج. |
İngiltere'nin Lordları ve Leydileri, Bu mahkeme suçların en iğrenci cadılık suçundan hüküm vermek üzere toplanmıştır. | Open Subtitles | سيداتي , سادتي تم تشكيل هذه المحكمة للقضاء على أكثر الجرائم بشاعةً ألا وهي الشعوذة |
Görebildiğim kadarıyla Bu mahkeme sistemi... | Open Subtitles | أستطيع أن أميز نظام هذه المحكمة انه التى وافقت |
Bu mahkeme kin gütmeye... kan davalarına veya kanun dışı hareketlere göz yumamaz. | Open Subtitles | أن هذه المحكمة لا يمكن أن تغفر للعداء أو الثأر أوالتعدي |
Bu mahkeme, 302 ve 304 bölümlerine göre.. | Open Subtitles | هذه المحكمة حكمت على راغونات سينغ وأسمه المستعار ديشرات سينغ |
Nihayet Bu mahkeme gerçekleri görecek... ve umuyorum buna sırtını çevirmeyecek. | Open Subtitles | لكن الآن, سقطت جدران الكذب لتتمكن هذه المحكمة أخيرا من رؤية الحقيقة |
Bu yılın 4 Kasım'ında Bu mahkeme tarafından verilen karar doğrultusunda sanık, liman girişine 8 metre uzaklıktaki Urban Swimlight 270 model sokak lambasını kırdığı için suçlu bulunmuş ve davacıya tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. | Open Subtitles | انه في الرابع من نوفمبر من هذا العام انسجاماً مع القرار المتبنى من هذه المحكمة |
Belansai Ringan, Bu mahkeme seni cinayete teşebbüs etmekten suçlu buldu. | Open Subtitles | بيلانسي رينجان هذه المحكمة تجدك مذنب بمحاولة الإغتيال |
Ve Bu mahkeme, bu insafsız adaletsizliğe bir son vermek için yürütmeyi durdurma kararı almalı. | Open Subtitles | على هذه المحكمة ان تصدر مذكرة بالتقييد المؤقت لوقف هذا التقليد الشنيع للعدالة |
Bu mahkeme, sizin saçma davranışlarınıza karşı olan sabrını yeterince gösterdi. | Open Subtitles | لقد فقدت هذه المحكمة صبرها بسبب التصرفات السخيفة |
Bizler Bu mahkeme salonunda yaşamıyoruz değil mi? | Open Subtitles | نحن لا نَعِيشُ في قاعةِ المحكمة هذه أليس كذلك؟ |
Barlarda insanlarla dost olmak bir suçsa, Bu mahkeme salonunda da bir veya iyi suçlu olabilir. | Open Subtitles | ان كان الإلتقاء بالناس في الحانات جريمة فقد يكون هناك مجرم أو اثنان في قاعة المحكمة هذه |
Bu mahkeme Bay McDeere ve ortaklarının hükümet ajanı gibi davrandıklarına kanaat getirdi. | Open Subtitles | هذه المحكمه تَجِد السيد "مكدير" و مساعديه كانوا بصورة مؤثره عملاء للحكومة. |
Bu mahkeme iki şekilde devam edebilir. | Open Subtitles | الآن أرى بأن هذه المحاكمة ستستمر لشهريـن |