Hatırlarsanız, bu saçmalıklar bombalama eyleminden önce bu birimin üzerine yüklenmişti. | Open Subtitles | إذا تَتذكّرُ هذا الهراء ان هذه الادارة كانت مثقلة قبل التفجير |
Çaba sarf eden adamlar, sonsuz anneler, bu saçmalıklar yok. | Open Subtitles | لا يوجد رجال متصلون و لا أمهات لا يحصون و لا أي من هذا الهراء |
Bakın, tüm bu saçmalıklar ortaya çıktığında balistiğe gitti. | Open Subtitles | أنظر , عندما خرج كل هذا الهراء تحولت الى قذيقه |
bu saçmalıklar için çok soğuk. | Open Subtitles | إن الجو بارد جدا من أجل أي من ذلك الهراء. |
bu saçmalıklar çok revaçta! | Open Subtitles | ! قمامه قويه |
bu saçmalıklar uğruna hayatımın 8 yılı heba oldu. | Open Subtitles | أهدرت ثمان سنوات من حياتي على هذا الكلام الفارغ. |
Ve kurbanlarını korkutmak için kullandığın bu saçmalıklar... bana sökmüyor. | Open Subtitles | وتستخدم كل هذه التفاهات لتخيف ضحاياك وهذا لا يؤثر فى |
O bir süs. Tıpkı duvarlarıma astığın bu saçmalıklar gibi. | Open Subtitles | إنها زينة مثل هذا الهراء الذي علقته على جدراني |
Tüm bu saçmalıklar bizi Avrupa'da kaydedilen büyük gelişmelerin 10 yıl gerisinde bırakıyor. | Open Subtitles | كل هذا الهراء يجعلنا متأخرين عشر سنوات عن التقنيات العالية التي يستخدمونها في أوربة |
Güven bana, bu saçmalıklar için stres yapman ve endişelenmen hiçbir şeyi değiştirmeyecek, değil mi? | Open Subtitles | ثق بى ، الضغط والقلق بشأن هذا الهراء لن يُغير شئ حسناً ؟ |
bu saçmalıklar devam ederse ikiniz de Fabrikaya gönderilirsiniz ve kalan sefil hayatlarınızı cömertliğimden pay çıkarmadığınız için pişman olmakla geçirirsiniz. | Open Subtitles | وإن إستمرّ هذا الهراء في الحدوث فكلاكما ستذهبان إلى المصنع وستقضيان ما تبقى من حيواتكما البائسة |
Tricia Takanawa ile ilgili tüm bu saçmalıklar bittiği için sevindim. | Open Subtitles | حسنا , انا فط سعيدة ان كل هذا الهراء مع تريشا انتهي |
Bütün bu saçmalıklar ile ne yapacağımı düşünürüm? | Open Subtitles | ماذا من المفترض ان افعل بكل هذا الهراء |
Hep bu sakınılan sorular, bu saçmalıklar. | Open Subtitles | كل هذه الأسئلة المحرجة, كل هذا الهراء |
Ne bir gösteri ne mikrofonlar ne de bu saçmalıklar bu bambaşka bir şey. | Open Subtitles | ليس أداءً. لا ميكروفون ولا كل ذلك الهراء. ولكن شيء آخر مختلف تماماً. |
Sana tüm bu saçmalıklar için bir ödül olduğunu düşündürtüyor. | Open Subtitles | يجعلك تظن أن هناك نوع من المكافأة على كل ذلك الهراء |
—İlkbahar gençleşme, yeniden doğma, her şeyin çiçeklenmesi tüm bu saçmalıklar. | Open Subtitles | -كما تعلم, "الربيع " التجدد, النهضة كل شيء يكون مشعاً كل ذلك الهراء |
bu saçmalıklar çok revaçta! | Open Subtitles | ! قمامه قويه |
bu saçmalıklar uğruna hayatımın 8 yılı heba oldu. | Open Subtitles | أهدرت ثمان سنوات من حياتي على هذا الكلام الفارغ. |
Ve tüm bu saçmalıklar daha da gürültülü bir hale geliyor. Ne düşündüğümü bile duyamaz oluyorum. | Open Subtitles | وكأن كل هذه التفاهات تصبح كبيرة الى درجة أشعر أني لا أستطيع سماع نفسي أفكر |
Amma uzun sürdü bu ya. Canımı sıktı bu saçmalıklar. | Open Subtitles | لقد استغرقَ هذا وقت طويلاً وأنا قد سئمت من هذهِ التفاهات |
Tüm bu saçmalıklar kafamı bozdu. | Open Subtitles | كل ما في الأمر أني أتعصب بسبب كل هذه الهراءات |