Sen bu adamı kovarken yanında bulunmam gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل من الضروري وجودي هنا عند طرد ذلك الشخص ؟ |
Gerekçe, bilekliğimle olay yerinde bulunmam, DNA... | Open Subtitles | ربما بسبب سواري يدل على مكان وجودي هناك والحمض النووي |
Fiziksel olarak bulunmam gereken çok olay çözdük. | Open Subtitles | لقد حظينا بالكثير من القضايا التي تطلبت وجودي هُناك |
Hadi. - Hayır, görmüyor musun? Burası ilk seferde bulunmam gereken yerdi, o aptal yarış pisti değil. | Open Subtitles | كلا، ألا تفهم هنا كان يجب أن أكون في البداية |
İşte bu yüzden aile toplantısında bulunmam lazım. | Open Subtitles | لهذا السبب ينبغي أن أكون في إجتماع العائله |
Böylesine bir görevde bulunmam o gelecek vaat eden evlatları gücendirmesin? | Open Subtitles | ألن يستاء الأبناء الموعدين من وجودي بمنصب كبير؟ |
Fiziksel olarak bulunmam gereken çok olay çözdük. | Open Subtitles | لقد حظينا بالكثير من القضايا التي تطلبت وجودي هُناك |
Sadece burada bulunmam bile seni hayata döndürdü. | Open Subtitles | ربما وجودي هنا فقط أعاد الحياة إليك |
Kapının önünde bulunmam bile benim için bir tehlike. | Open Subtitles | إنني في خطر حتى لمجرد وجودي أمام بابك |
Benim burada bulunmam, izinsiz. | Open Subtitles | وجودي هنا غير مصرح به. |
Benim burada bulunmam mı? | Open Subtitles | ... وجودي هنا .. |
Bütün personelim ve danışmanlarımla beraber Durum Odası'nda bulunmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أكون في غرفة العمليات مع كل طاقمي وفريق المستشارين من حولي |
Şimdi, müsaadenle, bulunmam gereken başka yerler var. | Open Subtitles | والآن إذا عذرتِني علي أن أكون في مكانٍ آخر |