Bunu benim için ne kadar zorlaştırdığın hakkında hiç bir fikrin yok. | Open Subtitles | أنت لَيْسَ لَكَ فكرةُ كَمْ صعب أنت تَعْملُ هذا لي. |
Gerçekten çok güzel. Bunu benim için yap, olur mu? | Open Subtitles | ان هذا رهيب ،انا فعلا احتاجك لفعل هذا لي الان ،حسنا ؟ |
Bunu benim için yaparsan bitmesine yardım etmiş olacaksın. | Open Subtitles | وإذا فعلتِ هذا لي وإذا فعلتِ هذا لي ستساعديني في إنهاء هذا اليوم |
Olmadığını biliyorum, ama halledebilirsin bunu. Benim için halledebilirsin, değil mi? | Open Subtitles | أعلم أن ليس لديك لكن يمكن أن تفعل هذا من أجلي |
Ama bu iş seninle alakalı olduğundan Bunu benim için sen çözmelisin. | Open Subtitles | ولكن بما أن هذه المسألة قريبة منك عليك أن تحلها من أجلي |
Daha önce Bunu benim için yapmamıştı. Tekrar yapsana. | Open Subtitles | لم يفعل أحدٌ لي هذا من قبل افعل ذلك ثانيةً |
Babası, Masamune, tam bir dahiydi, Bunu benim için yaptı. | Open Subtitles | أبوها، ماسميون ,عبقري صنع هذا لي |
Bunu benim için yapmanı senden isterdim... ama o iyi bir adam. | Open Subtitles | أنا أسألك لفقط يعمل هذا لي... لكنّه رجل جيد. |
Bunu benim için yapabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ هذا لي. |
Bazen Bunu benim üzerimde ziyan ettiklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | احيانا افكر بأنهم اهدرو هذا لي |
Bunu benim için yapabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنكِ الحصول على هذا لي أم لا؟ |
Ne ses ama! Acaba Bunu benim için okur musun? | Open Subtitles | ياله مِن صوت هل تمانع ان تقرأ هذا لي |
Bunu benim için tadar mısın? | Open Subtitles | انظر , هل يمكنك ان تتذوق هذا لي ؟ |
Bunu benim için mi, yoksa onun için mi yaptı asla bilemedim. | Open Subtitles | و لا أعلم إن كان تزوجها من أجلها هي أم من أجلي |
Neyse, ben de dedim ki, "Margie Bunu benim için yapmalısın. | Open Subtitles | بأي حال، قلت يا مارج يجب أن تفعلي هذا من أجلي |
Senin bilmen gereken de Bunu benim için yapmış olduğu. | Open Subtitles | وما ينبغي أن تعلمه، هو أنّها فعلت ذلك من أجلي. |
Bunu benim için hazırlayan şefin adını da unutma. | Open Subtitles | ولا تنسي اسم الطباخ الذي صمم لي هذا |
Mecburum. Suç benim. O Bunu benim için yapıyor. | Open Subtitles | يجب ان اذهب , انه خطأى و هو يفعل ذلك من اجلى |
Christy, eğer gerçekten benim için bir şeyler hissediyorsan Bunu benim için yaparsın. | Open Subtitles | إذا كنتِ تشعرين بأي شيء تجاهي, كريستي، ستفعلين هذا شيء الوحد من اجلي. |
Sen Bunu benim için yaparsan, ben de yeri geldiğinde senin için bir şeyler yaparım | Open Subtitles | إذا فعلت هذا لى ، لاحقا . أنا سأكون قادر على فعل شئ لك مستقبلاً |
Naina için değilse kendin için de değilse, O zaman Bunu benim için yap! | Open Subtitles | لو لم يكن لنينا على الأقل أفعل هذا كأخر طلب لرجل يحتضر |
O yüzden Bunu benim veya Rachel için yapmanı istemiyorum. | Open Subtitles | انا لا اطلب هذا منك مني اجلي او (رايتشيل) |
Bunu benim söylemem hoş değil ama "ne kadar beklemem gerekiyorsa gereksin"? | Open Subtitles | : هل سيكون ضعفًا مني لو قلت مهما استغرق الوقت" ؟" |
Trent, Willoughby ve Castleton'ı kendim görür ve onlara ayrılmanın benim hatam olduğunu Bunu benim için yaptığını söylerim. | Open Subtitles | سأذهب لأرى ترينت، ويلوبي وكاسلتون وأخبرهم أنه خطأي أنك أستقلت وأنك قمت بذلك من أجلي |
Bunu benim sormuş olmam gerekirdi. | Open Subtitles | أنا من يجب أن يسألكَ هذا السؤال |
Ve onlar Bunu benim arabalarımı yoldan uzak tutarak yapacaklar. | Open Subtitles | أسيعالجون الأمر بإبقاء سياراتي الأربع خارج الطريق؟ |
Bunu benim için saklayıver, Iütfen. | Open Subtitles | أرجوك، إعتني بهذه من أجلي |