ويكيبيديا

    "bunu yapmanın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لفعل ذلك
        
    • لفعل هذا
        
    • للقيام بذلك
        
    • لعمل ذلك
        
    • للقيام بهذا
        
    • لعمل هذا
        
    • القيام بذلك
        
    • لعمَلُ هذا
        
    • لفعلِ ذلك هي
        
    • لتحقيق ذلك
        
    • والطريقة
        
    • فعل ذلك هي
        
    • التي تمكّنني من فعل ذلك
        
    Bu nedenle ana dilimizden farklı diller öğrenmenizi şiddetle tavsiye ediyorum, çünkü Bunu yapmanın daha iyi zamanı olmadı. TED لذا أوصيكم أن تسعوا لتعليم أنفسكم لغات بخلاف التي أتحدثها أمامكم، لأنه لن يكون هناك وقت أفضل لفعل ذلك.
    Bak, sana katılıyorum. Bunu yapmanın daha iyi yolları var. Open Subtitles اسمع أنا أعلم, أن هناك العديد من الطرق لفعل ذلك
    Bekle bir dakika, Bunu yapmanın büyülü bir yolu olmadığını söylemiştin. Open Subtitles انتظر لحظة، لقد قلت بأنه لا توجد طريقة سحرية لفعل هذا
    Bunu yapmanın tek yolu da beni buradan canlı çıkartmak. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لفعل هذا هو أن تخرجيني من هنا حيًا.
    Geri ödenecek herhangi bir federal iyilik varsa şimdi Bunu yapmanın tam zamanı. Open Subtitles إذا كنت حصلت على أي تفضل الاتحادية لاستدعاء ، حان الوقت للقيام بذلك.
    Bunu yapmanın en iyi yolu da, MK ultra dosyalarını gizli sunucudan silmektir. Open Subtitles و الطريقة الوحيده لفعل ذلك هي بإتلاف ملفات الام كي من خادم السحابه
    Bunu yapmanın yolu da kazanılması imkansız bir davayı kazanmaktır. Open Subtitles والسبيل لفعل ذلك هو الفوز بقضية لا يمكن الفوز بها
    Bir aile kuracağız ve Bunu yapmanın tek bir yolu var. Open Subtitles ،مهلا، يجب أن نكوّن عائلة .وهناك طريقة واحدة فقط لفعل ذلك
    Bir yapay zekâ araştırma sürecine sanatı getirmenin tam da Bunu yapmanın iyi bir yolu olduğunu hissediyorum. TED ولدي شعور بأن إحضار الفن لعملية بحث الذكاء الاصطناعي هي طريقة لفعل ذلك بالضبط.
    Bunu yapmanın en iyi yoluda bedava şeker. TED والطريقة المثلى لفعل ذلك ستكون بمساعدة الحلوى.
    Maliyet kazanca bağlanırsa, üniversite yöneticileri daha idareli harcamaya ve Bunu yapmanın yaratıcı yollarını bulmaya mecbur kalırlar. TED بربط التكلفة بالدخل، سيضطر مدراء الجامعات لتحديد التكلفة على نحو أفضل، ولإيجاد طرق مبتكرة لفعل ذلك.
    Ve Bunu yapmanın en iyi yolu da kadın ticaretini yapan kadını bulmak. Open Subtitles والطريقة الأفضل لفعل هذا هى بإكتشاف الشخص الذي يقوم بالإتجار في هؤلاء النساء
    Sanırım Bunu yapmanın en iyi yolu tehditleri yok etmek. Open Subtitles أعتقد أن أمثل وسيلة لفعل هذا هو التخلص من التهديد
    Ve Bunu yapmanın en iyi yolu da en kötüsünü farzetmektir ve bunu intikam meselesine çevirmektir. Open Subtitles وأفضل طريقة لفعل هذا هى أن تفترض أسوأ شىء وتحاول الحصول على الانتقام
    Bunu yapmanın bir yolunu bulacağım hepsi bu. İnsanların sana "Nina" demelerini istemiyorsan bunu kaldırabilirsin. Open Subtitles سأفكر بطريقه ما لفعل هذا ربما تريد ان احرك هذه
    Eğer gerçekten müziğin oraya gitmesini istiyorsam, benim için Bunu yapmanın en iyi yolu dinlemek. TED إن أردت حقا من الموسيقى أن تذهب هناك، أحسن طريقة للقيام بذلك هي أن أستمع.
    Bunu yapmanın bir sürü yolu var ama en popüler olanı antikorları içerir. TED وهناك عدة طرق للقيام بذلك لكن واحدة من أكثرها شعبية تنطوي على استخدام الأجسام المضادة
    Biz, Ulusal Sağlık Enstitüsü ve şirketler arasında Bunu yapmanın çok umut vadedici gözükmesiyle ilgili pek çok görüşmeye sahibiz. TED لدينا العديد من المناقشات الآن بين المعاهد الوطنية للصحة والشركات للقيام بذلك والذي يبدوا واعدا جدا
    bir milyon ölümü engelleyebiliyorsunuz. Bu çok dikkat çekici. Fakat şimdiye kadar, ağaçları kesmeden Bunu yapmanın bir yolu yoktu. TED كوقود للطهي. هذا شيء جدير بالاهتمام. ولكن الى هذا الحين, ليس هناك طريقة لعمل ذلك دون قطع الأشجار.
    Bunu yapmanın en sofistike tekniklerinden biri 2,500 yıl önce Antik Yunan'a kadar uzanıyor. TED واحدة من التقنيات الأكثر تفصيلاً للقيام بهذا تعود إلى ما قبل 2500 سنة إلى اليونان القديمة
    Evet, ancak eğer dikkatli olunursa Bunu yapmanın bir yolu var. Open Subtitles نعم، ولكن هناك طريقة لعمل هذا لو توخيت الحذر
    Bunu yapmanın yolu vücudumuzla iletişim geliştirmemiz. TED يمكننا القيام بذلك عن طريق تطوير الحوار مع الجسد
    Bunu yapmanın tek bir yolu var, o da bana bağlı! Open Subtitles هناك طريق وحيد لعمَلُ هذا ويعود الأمر لي!
    Bunu yapmanın tek yolu Walter Gillis'in emeklilik fonuna 500 milyon dolar yatırmasını sağlamak. Open Subtitles .(الوسيلة الوحيدة لفعلِ ذلك هي إقناع (والتر غيلس .بأن يضع خمسون مليوناً براتبِ التقاعد
    NASA'daki bilim adamları tam da Bunu yapmanın bir yolunu buldu. TED لقد وجد العلماء في ناسا طريقة لتحقيق ذلك.
    Ne yazık ki Bunu yapmanın tek yolu geçmişimdeki hatalarımı kabul etmek. Open Subtitles للأسفِ، الطّريقة الوحيدة التي تمكّنني من فعل ذلك هي بالافصاح عن ماضيّ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد