O, burada kalmak istedi. Öyle değil mi? Lütfen, ona zarar verme. | Open Subtitles | لقد أختارت البقاء هنا , اليس كذلك ؟ أرجوك , لا تؤذيها |
Madem bu kadar nefret ediyorsun ne diye burada kalmak istiyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت تكرهها كثيراً، لماذا بحق الجحيم تود البقاء هنا ؟ |
Saray dışında, durum daha kötü, ondan burada kalmak istiyorum. | Open Subtitles | انه اسوأ هناك، في الريف ولهذا السبب أريد البقاء هنا |
Ben burada kalmak istiyorum. Onu bu şekilde burada bırakamayız. | Open Subtitles | أريد أن أبقى هنا , لا يمكننا أن نتركه هكذا |
burada kalmak zorunda değilim. Yani istediğim zaman eve gidebilirim. | Open Subtitles | انا غير مضطر للبقاء هنا انا يمكنني الذهاب للمنزل في اي وقت أريد |
burada kalmak daha kolay gelebilir ama seni temin ederim, öyle değil. | Open Subtitles | وربما يبدو من الأسهل أن تبقى هنا لكنى أعدك ،هذا ليس أسهل |
Ben burada kalmak ve bana Elders 'kararı beklemek gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن نبقى هنا . و ننتظر قرار الكبار بشأني |
İnsanların çoğu sonsuza kadar burada kalmak istiyor. | TED | العديد من الأشخاص أرادوا البقاء هنا إلى الأبد. |
- Ama burayı sevmezse, burada kalmak istemezse, ondan kalmasını isteyemem. | Open Subtitles | ولكن لا أريدها أن تبقى هنا إلا إذا كانت تريد البقاء هنا |
Uyuyamam. Uyanma ihtimaline karşı burada kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لن يمكننى النوم ، أريد البقاء هنا فى حالة ما استيقظ |
Ve gitmek istemiyorsun. burada kalmak istiyorsun | Open Subtitles | وأنتِ لا تريدين الذهاب أنت تريدين البقاء هنا ، أيضاً |
Bence bir süre daha burada kalmak istiyor. Orada bir sürü eğrelti otu var. Neyse, ben zaten kararımı verdim. | Open Subtitles | اظن انه يريد البقاء هنا لبعض الوقت على كل حال, لقد اتخذت قراراً سوف نذهب غداً بمفردنا |
Diğerlerimiz burada kalmak zorunda, hiç özel hayatımız olmadan. | Open Subtitles | أمّا نحن فيجب علينا البقاء هنا ولم . نحظى يوماً على خصوصيتنا |
burada kalmak çok tehlikeli. Muhtemelen hala peşimizdedir. | Open Subtitles | من الخطر جداً البقاء هنا ربما كان لا يزال خلفنا |
Babamın yaptığı gibi anahtarı kullan. burada kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | استخدمي المفتاح مثلما فعل أبي أنا لا أريد البقاء هنا |
Artık eskisi gibi yaşayamam. burada kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع العيش كما السابق أريد البقاء هنا |
Peki, birbirlerine burada kalmak ve iki su çulluğu izlemek istiyorum kadar, benim görüşme için geç olmak istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، بقدر ما أحب أن أبقى هنا و أستمع لجدالكم . لا أريد أن أتأخر عن مقابلتي |
Pekâlâ millet, burada kalmak isteyen kalsın, ama ben burada kalmayacağım. | Open Subtitles | الرجال حسنا، والبقاء بالقرب من هنا، إذا كنت تريد، ولكن أنا لن أبقى هنا. |
Buraya girebilmek için gerçekten çok çalıştım, burada kalmak için de bir o kadar çok çalışmalıyım... ..ve senin iyilikle ilgili havai teorilerinle vaktimi harcayarak bunu kaybetmeyeceğim. | Open Subtitles | إني عملت جاهده لكي أصل إلى هنا وسأفعل ما بوسعي للبقاء هنا ولا أسعى لإهدار وقتى معك بالنظريات الطائشة عن الطيبة |
Ya da burada kalmak ve kendimiz için üzgün hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | . أو يمكننا أن نبقى هنا و نشعر بالأسف تجاه أنفسنا |
Bir kaç gün burada kalmak zorundasın. Eve gidecek kadar iyi değilsin. | Open Subtitles | عليك ان تبقي هنا يومان اخرين لا يجب ان تعود لمنزلك الان |
Bir süre burada kalmak istiyoruz. -Efendim evde değil. | Open Subtitles | نريد المكوث هنا قليلاً السيد ليس بالمنزل |
Ben sadece burada kalmak ve sizinle parka gelmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان ابقى هنا ، واذهب الى المتنزة معكم يارفاق. |
burada kalmak istermisin, yoksa bana katılmak ister misin? | Open Subtitles | هل تود البقاء هُنا أم تهتم بالإنضمام لي ؟ |
- burada kalmak zorundasın. | Open Subtitles | وماذا علي أن أفعل أنا؟ إلى ذلك الوقت ستبقى هنا. |
Küçükken bana hep burada kalmak için fazla zekisin derdin. | Open Subtitles | عندما كنت طفلاً اعتدتِ قول أنني ذكـي جـدًا لأبقى هنا |
Başına gelebilecekleri bilmeden burada kalmak aptallık değil mi? | Open Subtitles | أنه من الحمق أن تظل هنا ولا تعرف ماذا يحدث لك |
Babamdan bir şeyler öğrenmek için burada kalmak istiyorum. Kötü bir şey mi bu? | Open Subtitles | أريد بقاء هنا للتعلّم من الأبّ، ذلك شيء سيئ? |
Burt, biliyor musun, burada kalmak zorunda degiliz. | Open Subtitles | "بيرت".أنت تعلم,إنه ليس علينا أن نظل هنا. |
Umarım yaparsın. burada kalmak ve göl etrafında falan gezinti yapmak isteyecektir. | Open Subtitles | سوف يبقى هنا وسيذهبا لنزهه في البحيرة |