Los Angeles polisinden olmayabilir ama şimdi burada yaşıyor. | Open Subtitles | من الممكن الا يكون من شرطة لوس أنجيلوس ولكنه يعيش هنا الان |
Oh, ayrıldık, duygusal olarak. Fiziksel olarak ise burada yaşıyor çünkü metresi onunla ilgilenmeyi reddediyor. | Open Subtitles | نحن كذلك عاطفياً إنه يعيش هنا فقط لأن عشيقته رفضت الاعتناء به |
Japonya'yı pek az kişi görebildi ve onlardan biri de burada yaşıyor! | Open Subtitles | ناس قليلون جدا رأوه بعيونهم و واحد منهم يعيش هنا |
Kayıtlı olması lazım. Üç yıldır burada yaşıyor. | Open Subtitles | لابد أنها مُسجلة، لقد كانت تعيش هنا منذ ثلاث سنوات |
Bu, Willow. O da burada yaşıyor sayıIır, aslında. | Open Subtitles | هذه هي ويلو إنها تعيش هنا أيضاً نوعاً ما .في |
4 yaşından beri burada yaşıyor. | Open Subtitles | انه يعيش هنا منذ ان كان عمره أربعة سنوات |
Patronum da burada yaşıyor ve pek kibar biri değildir. | Open Subtitles | رئيسي يعيش هنا ايضاً انه ليس ذلك النوع اللطيف من الأشخاص |
Onu tanıdığımı söyleyemem ama burada yaşıyor. | Open Subtitles | لا أسطيع أن اقول أنى أعرفه ، ولكنه يعيش هنا. |
Yeni bir erkek arkadaşı bulmuş ve adam da burada yaşıyor ama... | Open Subtitles | لديها هذا الخليل الجديد و هو يعيش هنا لكن |
Haklıysam, Ceset yıllardır burada yaşıyor olmalı. İçeride ne olduğunu söylemek güç. | Open Subtitles | إذا كنت محقاً , فالرجل الميت يعيش هنا منذ عقود |
Evet, burada yaşıyor; okulu, arkadaşları burada. | Open Subtitles | نعم انه يعيش هنا يذهب الى المدرسة هنا لديه اصدقائه و التنس |
Bir yere yerleşene kadar, burada yaşıyor mal varlığını saklıyor. | Open Subtitles | أنه يعيش هنا ويخفى ممتلكاته ويتم التوصل الى تسوية |
Bir süredir burada yaşıyor ve İngilizce'yi biraz anlıyor ama... pek konuşamıyor, ama her neyse... | Open Subtitles | تعيش هنا منذ فترة ،تفهم الإنجليزية قليلاً و لكن لا تتحدثها |
Karıma bir mesaj vermem lazım. Yıllardır burada yaşıyor | Open Subtitles | يجب أن أوصل رسالة لزوجتي إنها تعيش هنا منذ سنوات |
Onu ziyaret edebilirsin. Aslında, şu anda burada yaşıyor. Biz nişanlandık. | Open Subtitles | فى الحقيقة انها تعيش هنا الان اننا مخطوبان |
Pardon arkadaşım burada yaşıyor da, anahtarını alabileceğimi söylemişti. | Open Subtitles | صديقتي تعيش هنا وهى قالت أنه يمكننى الحصول على مفتاحها |
Görünüşe göre burada yaşıyor ve buna bakılırsa... | Open Subtitles | يبدو انه يسكن هنا وطبقاً لهذه فهو المدير التنفيذي |
Onlar yıllardır burada yaşıyor. | Open Subtitles | أنهم يعيشون هنا منذ سنوات, أنتِ لم تكني هنا كل هذه المدة. |
Kurt burada yaşıyor. Bu köyde, sizlerin arasında. | Open Subtitles | ذئبكم يعيش هُنا فى هذه القرية، بينكُم. |
Yok, bunu yapmam zira dedem burada yaşıyor. | Open Subtitles | كلاّ، لا أستطيع أن أفعلها، جدّي يقطن هنا |
Hayır, hayır, üç yıldır burada yaşıyor. | Open Subtitles | -هل جئت مبكرة؟ كلا، إنه يقيم هنا منذ 3 سنوات |
- Evet. Beth burada yaşıyor, Columbus Circle'da. | Open Subtitles | أنظر ، بيث تسكن هنا ، دوّار كولومبوس |
burada yaşıyor olsaydım bunlar asla olmayacaktı. | Open Subtitles | لم يكن ليحدث هذا لو أنني ما زلت أعيش هنا |
Gaz şirketi gelmeden geçemezsiniz. Pardon bu Bay Paterson, o burada yaşıyor. | Open Subtitles | -عذراً يمكنني تأكيد الأمر هذه السيدة "بيترسن" وهي تقيم هنا |
Rohan Kralı Théoden burada yaşıyor aklı yenik düşmüş bir hâlde. | Open Subtitles | هنا يسكن (ثيودين) ملك "روهان" الذي يهذي عقله |
O burada yaşıyor ... yaklaşık iki yıldır. | Open Subtitles | لقد عاشت هنا ما يقرُب من عامين. |
Çünkü babam burada yaşıyor. | Open Subtitles | لأن هنا يعيش والدي. |
Ailem burada yaşıyor. | Open Subtitles | والديّ يعيشان هنا |
- burada yaşıyor diyor. - Trevor, neden bahsettiğin anlayamıyorum. | Open Subtitles | ـ هذه تُثبت أن له وجود ـ "تريفور" أنا لا أفهم ما الذي تتحدث عنه |