Cadılar Bayramı partisine gitmiştik. O da o kadına takılmıştı. | Open Subtitles | ذهبنا الى حفلة عيد القديسين و تعرف على تلك المرأة |
Geçen Cadılar Bayramı'nda bataklıkta bir tur grubuna rehberlik ediyordum. | Open Subtitles | توليت قيادة مجموعة سياحية في المستنقع ليلة عيد القديسين السابقة |
Hadi Cadılar Bayramı kostümü almaya gidelim büyüyü sonra takarız. | Open Subtitles | دعينا نذهب لشراء أزياء عيد القدّيسين ثم نعبأ بالسحر لاحقًا. |
Yaz gelmek üzere sonra Cadılar Bayramı sonra da Şükran Günü var. | Open Subtitles | الصيف على بعد رمية حجرة ثم عيد الهالوين ومن ثم عيد الشكر |
Ve üzgünüm, içeri giriş saatleri yeniden başladı. Ve Cadılar Bayramı iptal. | Open Subtitles | وآسفة ، لقد تم فرض حظر التجول لقد تم إلغاء عيد الهالويين |
Benim için ise Cadılar Bayramıydı. Cadılar Bayramı'nı biliyor musun? | Open Subtitles | بالنسبة لي إنه مثل عيد القديسين اتعلم هذا العيد ؟ |
Geldiğim yerde insanlar pişmiş balık sever ve Cadılar Bayramı'nda kostüm giyerler. | Open Subtitles | من حيث أتيت، الناس يحبون السمك مطبوخاً ويتأنقون من أجل عيد القديسين |
Cadılar Bayramı muzipliğiydi bu. Böyle şeyleri her zaman çocuklar yapar. | Open Subtitles | لقد كانت مزحة عشية عيد القديسين فدائماً يرتكب الأطفال أفعالاً كهذه |
Hey, baba, tahmin et Cadılar Bayramı'na kim olarak gidiyorum? | Open Subtitles | مرحبا، أبي خمن من سأذهب إليه في عيد القديسين ؟ |
Bronz bir tenin Cadılar Bayramı için iyi bir kostüm olacağını ben düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد فعلاً أن الرجل المحروق من الشمس زي جيد من أجل عيد القديسين |
Cadılar Bayramı, çocuklar için... - ...zorlu bir tatil olabilir. | Open Subtitles | عيد القديسين قد يكون صعب جداً لهذا النوع من الأطفال |
Doğru, Cadılar Bayramı'ydı. Gerçekten çok komikti. | Open Subtitles | نعم ذلك صحيح، كان عيد القدّيسين كان مضحك جداً |
Her Cadılar Bayramı'nda ağaçlara iç çamaşırları asılıyor. | Open Subtitles | في كُلّ عيد القدّيسين الأشجار مُمْلُوئة بالملابس الداخلية |
Cadılar Bayramı'nı, insanlara sıkıcı biri olmadığını göstermek için kullanıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تستخدمين عيد الهالوين كطريقة لتعبري للناس أنك تمتلكين حدة |
Ama daha iyi bir nedeni var. Cadılar Bayramı hakkında pek bir şey bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | لكن هناك سببًا أفضل، إنّك لا تعرف الكثير عن عيد الهالوين |
Brooklyn'de geçen bir Cadılar Bayramı öyküsü bu. Brooklyn'de her şey olabilir, genellikle de olur zaten. | Open Subtitles | هذه حكاية عيد الهالويين فى بروكلين حيث يمكن لأى شئ أن يحدث . وهو ما يحدث غالباً |
Nihayet balkabağı Cadılar Bayramı dışında da işe yarar bir yerde kullanılabilecek. | Open Subtitles | حسناً، وأخيراً اليقطينة فعلت شيئاً بالإضافة للهالوين |
Charlie'yi görmek istiyorsan Cadılar Bayramı partisi verip yeğenini davet etmene gerek yok. | Open Subtitles | اذا اردتى ان ترى شارلى ثانية لاتقيمى حفله هالويين وقومى بدعوة ابن اخيه |
Cadılar Bayramı dünyevi bir tatil. | Open Subtitles | عيد القديسيين هو عطلة دنيوية و كما ترون, عطلة مرحة |
Burdasınız, çünkü çocuklara iyi bir Cadılar Bayramı geçirtmeniz gerek. | Open Subtitles | أنت هنا لأنه عليك أن تمنح الفتية عيد قديسين جيد |
Bu, onun berbat fabrikasının göreceği son Cadılar Bayramı olacak. | Open Subtitles | آخر عيد هالوين لمصنعه المخزي ذاك. |
Geleneksel Cadılar Bayramı Film Gösterimi için bir şey aldım. | Open Subtitles | حسنا ، و على تلك الملاحظة السعيدة حصلت على متعة لعيد القديسين السنوى غدا ليلا |
Önümüzdeki Cadılar Bayramı'nda farklı bir kostüm giymeye ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك لو تجربي في عيد هالووين القادم زيا مختلفا؟ |
Her sene 1 Kasım'da düzenlenen "Cadılar Bayramı Sonrası Utanç Yürüyüşü" geçidini diyorum. | Open Subtitles | أقصد ذلك الذي يقام بصباح أول أيام نوفمبر السخرية السنوية من المحتفلين بالهالوين |
Sana yüz defa söyledim, balkabağı teslimatlarını Cadılar Bayramı'ndan önce yapmalısın. | Open Subtitles | أخبرتك مئة مرة ، يجب بيع اليقطين قبل الهلوين ، قبله |
Nefes almam için kaska delikler açtık ve Cadılar Bayramı'ndan hemen önce bitirdik ve okula giydim. | TED | صنعنا ثقوباً في الخوذة حتى أستطيع التنفس، وانتهيت في الوقت المحدد للهالويين وارتديته للمدرسة. |