Ponpoko'nun 32. yılının sonbaharında coşkulu bir taş-kağıt-makas oyunu ile usta dönüşüm eğitmenleri toplamaya gidecek temsilcilerin seçimi yapıldı. | Open Subtitles | بخريف العام 32 من سنة بومب وك الممثلين الرسمين لمنظمة التحول تم اختيارهم عن طريق لعبة ورقة حجر مقص |
Bir talimat gönderiyorsunuz duyusal geri dönüş alıyorsunuz, ve bu dönüşüm vücut fiziği ve duyu araçlarınız tarafından yönetiliyor. | TED | تقوم بإرسال أمر بها، فتحصل على ردود الفعل الحسية، ويخضع هذا التحول إلى فيزياء جسمك ولأجهزتك الحسية. |
dönüşüm ve toprağa karışım iki önemli önceliğimiz. | TED | إن إعادة التدوير والتحويل إلى سماد على رأس الأولويات. |
Selam dostlar. Wilson Uçuş dönüşüm Sistemleri'nden Goldie Wilson 3. | Open Subtitles | مرحبا يا أصدقاء جولدى ويلسون الثالث لنظم التحويل إلى الحوامات. |
Evet dönüşüm dediğimiz şey onun bize verdiği şeylere karşı Toprak Ana ya dört elle sarılmaktır. | Open Subtitles | إذن تدوير النفايات، هو طريقتنا في معانقة أمّنا الأرض. |
ve başka bir dönüşüm üzerinde çalışıyoruz, yani mevcut Hirshhorn Müzesi'nde, burası Amerika'nın en çok saygı duyulan kamusal yerleşim alanı olan National Mall (Millî Park)'da bulunuyor. | TED | ونحن نعمل على تحويل آخر، ويتعلق ذلك بمتحف هيرشورن القائم والمتمركز في أكثر مكان عام مبجل في أمريكا، الناشونال مول. |
Gıdaya ihtiyaç duyan kişilerin aslında kendilerinin yaşamlarını değiştirecek toplam bir dönüşüm. | TED | تحول شامل بإمكانه فعلياً أن يمس حياة كل من هم بحاجة للغذاء. |
Bu dönüşüm inanılmaz. Bunu tasarım okullarında sürekli görüyoruz. | TED | هذا التحول مدهش فقد أصبحنا نراه دائما في المدرسة. |
Bu dönüşüm binlerce çizimden biri ve bilgisayar resimlerindne gerçekliğe. | TED | مرة أخرى، التحول من واحد من العديد من آلآف من الرسومات وصور الكمبيوتر إلى أرض الواقع. |
Hayatımın çalkantılı zamanlarında, bildiğiniz üzere şu anda olduğu gibi, çetin uğraşlar ve dönüşüm ateşinde kavruluyorum, hepimizin hâli böyle aslında. | TED | وكما نعرف , عندما أمر بأوقات عصيبة كما أنا الآن مع مسرحية "البوتقة" ونار التحول وهو ,في الواقع, ما تفعلوه جميعكم |
Herhangi biri bir dönüşüm geçirebilir eğer olabilmesi için bir ortam yaratırsak. | TED | أي شخص يمكنه التحول إذا هيئنا الظروف المناسبة لحدوث ذلك. |
Kişisel dönüşüm güçlendiricidir, enerji vericidir, hatta canlandırıcıdır. | TED | التحول الذاتي يعطي القوة، كما أنه منشط ومبهج. |
Yani bu yapı aslında, geri dönüşüm ünitesinden çıkan ve tekrar filtreden geçmek için sazlığa giden suyu kutlamak amaçlı istendi. | TED | فهذا المبنى حقيقة يحتفل بالمياة فور خروجها من حقل إعادة التدوير ودخولها في مجموعة القصب بحيث يتم ترشيحها للمرة الأخيرة |
Şöyle ki, her gün tüm dünyadaki geri dönüşüm tesislerimizde insanların ürettiği yaklaşık 450.000 tonluk atığı elden geçiriyoruz. | TED | لأنه في كل يوم في محطات التدوير لدينا في جميع أنحاء العالم نتعامل مع نحو مليون رطل من الأشياء التي تخلص منها الناس |
Geri dönüşüm tesislerinde, ömrünü tamamlamış şeyler arasından ayırabildiklerimizin çoğu metaldir. | TED | وغالبية المستخلص من أشياءنا منتهية الصلاحية تلك التي تصل إلى مرحلة إعادة التدوير هي المعادن |
Eğer dönüşüm işlemini durdurmak istiyorsak önce nasıl gerçekleştiğini anlamalıyız. | Open Subtitles | نحن يجب أن نفهم آلية عملية التحويل إذا أردنا ايقافها. |
Ama siz sadece avuçlarınızı birleştirip dönüşüm yapıyordunuz, değil mi Usta? | Open Subtitles | ولكنك يا معلمتي يمكنك التحويل بضم يديك معاً وحسب، صحيح ؟ |
Bu arada dergilerimi geri dönüşüm kutusuna atarım. | Open Subtitles | بجانب اني دائماً اقوم باعادة تدوير مجلاتي |
Sonra sağda gösterilen sentetik deriyi tasarlamak için matematiksel dönüşüm yaptık | TED | بعدها نقوم بعمل تحويل حسابي لتصميم الجلد الإصطناعي كما هو موضح على اليمين |
Ne dönüşüm ama. LA yayalar ve aktarmalı geçişlerden ibaret oluyor, arabalardan değil. | TED | ياله من تحول: لوس انجلوس أصبحت مدينة للنقل العام والمشاة، وليست مدينة للسيارات. |
Bu ödev için iki süper markete geri dönüşüm ilanları koydum. | Open Subtitles | من أجل هذا الواجب وضعت إعلانات توضح فائدة إعادة تصنيع المخلفات. |
Geri dönüşüm. Herkes geri dönüşüm fikri ile sürdürülebilir ve yeşilleştirme kitabının sonuna geldi. | TED | وإعادة التصنيع .. ذلك الامر الذي يذكر في معظم الكتب عن الاستخدام المستدام .. وعن حماية البيئة .. وعن اعادة التصنيع |
dönüşüm ilk kez gerçekleştirildiği için resmen binlerce insan oradaydı çünkü hepsi çok heyecanlıydı ve bunun bir parçası olmak istiyorlardı. | TED | هذه أول مرة يحدث فيها التحوّل, لذا, فإنّ هنالك آلاف الأشخاص. لأنّ الجميع متحمّس ويريد أن يكون جزءاً من العمل. |
Tüm bu garip şeyler "Geri dönüşüm"ü yazmaya başladıktan sonra başladı. | Open Subtitles | لقد بدأت كل الأمور الغريبة بالحدوث {بعد أن بدأت بكتابة الـ { ريسايكل |
Ve bunun ilk kez olduğunu düşünüyoruz, bir program ve dönüşüm doğrudan malzemenin kendisine gömülmüş. | TED | ونظنّ أنّ هذه هي المرّة الأولى التي كان فيها برنامج و تحوّل مجسّدين مباشرة في المواد نفسها. |
dönüşüm buraya kadarmış. Kimseye bir şey söylememelisin. | Open Subtitles | لقد ضاعت فرصة عودتي للأضواء لا يمكنك أخبار أحدا بذلك |
Artık her dolunayda bir kurt adam dönüşüm için harcayacağı gücü senden çekecek ve bu da sana acı verecek. | Open Subtitles | والآن لدى كلّ بدر أيّان يحاول مذؤوب استخدام الأحجار لمنع التحوُّل فسيسحبون من قوّتك ويسببون لك الألم. |
Geri dönüşüm kağıdının kasırgası görmeye değer. | Open Subtitles | عاصفة الورق المعاد تدويره كان مشهدا يستحق المشاهدة |
Ona defalarca... bir teneke kutunun yok edilebilmesinin... 90 ila 100 yıl aldığını anlattım ama... hala geri dönüşüm uygulamıyor! | Open Subtitles | اخبرتها مراراً وتكراراً هذه القمامة تأخذ حوالي من 90 الى 100 عام فقط ليتم تحليلها وهي لا تريد اعادة تدويرها |