Bu akım için sürekli bir dönüm noktası deniliyor, hatta bir hesap sorma dönemi. Ama ben bazı günler tüm kanıtların aksini işaret ettiğini hissediyorum. | TED | هذه الحملة تلقب بلحظة نقطة التحول أو حتى نقطة تصفية الحساب. لكني بعض الأيام أشعر بأن الأدلة تشير نحو الاتجاه المعاكس. |
Ama Demokratik Kongo Cumhuriyeti ruhumdaki dönüm noktası oldu. | TED | ولكن الكونغو كانت حقيقة نقطة التحول في روحي |
Bu bir dönüm noktası, tamam mı? Bence bu... | Open Subtitles | أعتقد أن هذا نقطة التحول بالنسبة لنا,حسناً؟ |
Bunun senin hayatın için olumlu bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لدي شعور قوي ان هذا هو نقطة تحول ايجابية في حياتك |
O an, flört şiddetine ve cinsel şiddete son verilmesine dair çözümler geliştirilmesi şeklindeki mesleki misyonum ve şahsım için önemli bir dönüm noktası olduğunu kanıtlayacaktı. | TED | تلك اللحظة قد أثبتت نقطة تحول هامة لي ولمهنتي التي تسعى لإيجاد الحلول لإنهاء العنف في الجنس وفي العلاقات. |
Konektomlar insanlık tarihinde bir dönüm noktası olacak. | TED | الشبكات العصبية ستكون نقطة تحول في تاريخ البشرية. |
- Bu bir dönüm noktası. - Bugün öyle düşünüyorsun. | Open Subtitles | هذه نقطة تحوّل بالنسبة لي تظن ذلك اليوم |
Yaşamakla ölmenin dönüm noktası. | Open Subtitles | مفترق طرق بين الحياة والموت |
Bence dönüm noktası o kule gibi şeyi aldığım zamandı. | Open Subtitles | أعتقد أن نقطة التحول كانت عندما دمرت هذا البرج |
Bu, sonsuz beyin savaşının dönüm noktası V. Brawn. | Open Subtitles | إنه نقطة التحول في المعركة الأبدية بين العقل والعضلات |
Bugünkü forum, dönüm noktası olabilir. | Open Subtitles | الخطاب اليوم ، سيكون نقطة التحول بالنسبة لنا |
Bugünkü forum, dönüm noktası olabilir. | Open Subtitles | الخطاب اليوم ، سيكون نقطة التحول بالنسبة لنا |
Bu savaştaki dönüm noktası ise, Loretta'nın evindeki geceydi. Kutsal Kase'yi bulmak gibiydi. Jeremy. | Open Subtitles | اما نقطة التحول الحاسمة في حربنا بدأت تلك الليلة في منزل لوريتا جيرمي, قل للرفاق ان يأتوا |
3400! Bu şirketin ve tüm endüstrinin dönüm noktası! | Open Subtitles | مشروع الأنابيب 3400 هي نقطة التحول في هذه الشركة |
Henüz bilmiyordum ama... bu gece hayatımın dönüm noktası olacaktı. | Open Subtitles | لم أكن أعرف لكن تلك الليلة شكلت نقطة تحول في حياتي |
Bunun bir dönüm noktası olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألّا تظن أن هذا يمكن أن يكون نقطة تحول حقيقية؟ |
Hayatımdaki dönüm noktası başka yerlere gitmen gerektiğini fark etmemdi. | Open Subtitles | هذه كانت نقطة تحول حياتي عندما ادركت الامر |
Hatta bu olay pasifikteki ABD deniz donanması için bir dönüm noktası oldu. | Open Subtitles | في واقع الأمر، كان نقطة تحول لأمريكا القوات البحرية في المحيط الهادئ. |
Ancak bu, o an için göze çok önemsiz görünen ama aslında hayatınızın dönüm noktası olduğunu anlayacağınız küçük bir şey de olabilir. | Open Subtitles | لكنه قد يكون أيضاً شيئاً صغيراً يبدو غير ذي أهمية في لحظته و يتضح ليبدو نقطة تحول في حياتك بأكملها |
Şahsen yaptığı çalışma, Alman Deniz kuvvetleri şifrelerini kırıp müttefiklerden binlerce hayatı kurtararak savaşın dönüm noktası oldu. | Open Subtitles | بمجهوداته الشخصية فى اختراق شفرات البحرية الألمانية أنقذ حياة الألاف من جيش الحلفاء وكانت نقطة تحول بالحرب |
Bu yaz bir dönüm noktası olacak. | Open Subtitles | هذا الصّيف سيكون نقطة تحوّل حقيقيّة. |
Benim için bir dönüm noktası oldu. | Open Subtitles | إنتهى lt أنْ يَكُونَ a نقطة تحوّل لي. |
dönüm noktası! | Open Subtitles | ! مفترق طرق |
Çıkacak karar Hindistan yargı tarihinde bir dönüm noktası olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا الحكم علامة فارقة في تاريخ القانون الهندي |