düşüncesizce gitmedi. Aylarca bunu konuştu. | Open Subtitles | لم تغادر ذلك بتهور فهى تحدثت عن ذلك لشهور |
Evet, çünkü düşüncesizce hareket ettiniz, sonuçlarını düşünmeden. | Open Subtitles | لا ، لأنكم تصرّفتم بتهور دون التفكير في النتائج والعواقب |
Ve benim yeni ilkem düşüncesizce bir şey yapmak değil. | Open Subtitles | وفكرت فى سياسة جديدة وهى عدم القيام بأي شيء متهور. |
Onlar halledebilirler. düşüncesizce bir şey yapma. | Open Subtitles | يمكنهما تدبر أمرهما لا تقم بأي عمل متهور |
Bu şansı kaybetmiş olmamıza rağmen, düşüncesizce bir şey yapma. | Open Subtitles | على الرغم من أننا أضعنا هذه الفرصة, لا تفعلي أيّ شيء طائش |
düşüncesizce davranmış olabilirler ama diğer taraftan bakınca da bir kışkırtma söz konusu. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم تصرفوا بتهوّر لكن، على الجهة المقابلة كان هناك شيء مثير للغضب |
Hepiniz işaretleri izleyin ve düşüncesizce hareket etmeyin. | Open Subtitles | جميعكم إنتبهوا للإشارة و لا تتصرفوا بتهور. |
Agamotto, senin düşüncesizce ödünç aldığın gözü yaratan kişi. | Open Subtitles | نفس الساحر الذي اخترع العين التي استعرتها بتهور |
Belki de bu adam düşüncesizce deneyi kendi üstünde uygulayan şimdi de insan etiyle beslenen bir canavara dönen baş genetik uzmandır. | Open Subtitles | ربما هذا الرجل مدير قسم الوراثة الذي أجراها على نفسه بتهور والأن تحول إلى قبيح يتغذى على اللحم البشري |
Eğer düşüncesizce hareket ettiğimi düşünüyorsan... | Open Subtitles | إذا كنتِ تشعرين أنك تتصرف بتهور |
Bir daha düşüncesizce yaşayamayacağım. | Open Subtitles | . أنا لن أعيش بتهور بعد الآن |
düşüncesizce yapılan bir giriş bütün rehinelerin hayatına mal olabilir. | Open Subtitles | وأي إقتحام متهور من الممكن أن يكون سبباً في قتل جميع الرهائن |
Bu uçağa binip, böyle çaresiz kalmak dışında düşüncesizce başka hiçbir şey yapmadım! | Open Subtitles | وأنا لم أفعل أي شيء متهور على الرغم انه من الجميل .البقاء شابة من أجل شيء ما |
düşüncesizce hareket edecek olsaydı şimdiye kadar yapardı. | Open Subtitles | اذا كانت ستقوم بشئ متهور كانت لتقوم به الآن |
Ona ulaşana kadar düşüncesizce bir şey yapmamasını söyle. | Open Subtitles | فقط أخبريها أن لاتقوم بفعل أي شيء متهور حتى أستطيع الوصول إليها. |
düşüncesizce bir hareket yapmaman gerekiyor. | Open Subtitles | تذكّري ما قاله المحامي، لا تقدمي على أيّ فعل طائش |
Özür dilerim. düşüncesizce davranmak istememiştim. | Open Subtitles | . أنا آسف ، لم اقصد أن أتصرف كمغفل طائش في هذا |
Biliyorum, Chuck ve Sarah düşüncesizce ve sorumsuzca davrandı. | Open Subtitles | و(تشاك) و(سارة)ِ أعلم أعلم ربما تصرفوا بتهوّر شديد |
Ama her şey burada başlayacak ve bu yüzden düşüncesizce davranamazsın. | Open Subtitles | لكنّ الأمر برمته يبدأ هنا ولا يمكنك أن تكون متهوراً حياله |
Bakın, olanların sorumluluğunu kabul ediyorum, ama bu duruma getiren sizsiniz ve silah sistemlerini önerdiğiniz şekilde harekete geçirmek tamamen düşüncesizce bir hareket. | Open Subtitles | انظر , انا اقبل مسؤولية ما حدث, لكنك فرضت هذه الوضعية. وقمت بتفعيل نظام الاسلحة, طريقة اقتراحك متهورة تماماً. |
Her neyse. Lordlar gibi sarhoş olan Yoshi vardı, düşüncesizce çit budayıcıyı sallıyordu. | Open Subtitles | كان هناك يوشي، شَربَ كa لورد، يَضْربُ متقلبُ سياجُه بشكل متهوّر. |
Bak, sadece birkaç aydır tanıdığın biriyle evlenmek sence biraz düşüncesizce bir hareket değil mi? | Open Subtitles | الا تعتقدي انكِ مندفعة قليلاً تتزوجين شاب التقيته من اشهر قليلة ؟ |
Çok düşüncesizce. | Open Subtitles | انتي مندفعه كثيرا |
Sizin durumunuzda bir sorgulama yapmanın düşüncesizce olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انه تهور منى لسؤالكم و انتم فى مثل حالاتكم |