"düşünmüyorsun" - ترجمة من تركي إلى عربي

• تعتقد
• تفكر
• تظن
• تفكرين
• تعتقدين
• تظنين
• تفكّر
• تعتقدي
• تفكري
• لاتعتقد
• تَعتقدُ
• تخططين
• لاتفكر
• تظنني
• تفكّرين

- Belki de biliyordur. - Gerçekten böyle düşünmüyorsun ya?
ربما يكون لا تعتقد ذلك حقاً , أليس كذلك ؟

Sen Seçilmiş Kişi olduğunu düşünmüyorsun, Unutulmuş Kişi olduğunu düşünüyorsun.
إنك لا تعتقد بأنك، المُختار و لكنك تعتقد بأنك، المَنسي

Benim uzmanlığımın çek yazmakla sınırlı olduğunu düşünmüyorsun, değil mi?
أنت لم تفكر قدرتنا على كتابة الشيكات , أليس كذلك؟

Bizim için en iyisini düşünmüyorsun, sen kendin için en iyisini düşünüyorsun.
أنت لا تُحاولُ التَفكير بشأن مالذي أفضل لكِلانَا، إنت تفكر بالأفضل لك

Ama Ashley, Yankilerin bizi yeneceğini düşünmüyorsun değil mi?
لكنك لا تظن يا آشلي أن الشماليين سيهزموننا ؟

Neden kendimi affettirmek adına senin için yapabileceğim bir şey düşünmüyorsun?
لماذا لا تفكرين بشيء ما يمكنني القيام به لأعوضك عن ذلك؟

Gerçekten kardeşinin başına bir şey geldiğini düşünmüyorsun ya?
أنتى لا تعتقدين حقاً بحدوث أى شئ لأخاكى؟

Şimdi ciddi ciddi bu kızla bir şeyler yaptığımı düşünmüyorsun ya?
هيا أنت لا تظنين لدي شيء لأقوم به مع تلك الفتاة

Yani Sen kendini önceden tahmin edilebilir biri olarak düşünmüyorsun?
أنت لا تعتقد بأنك من النوع الذي يسهل التنبؤ به؟

Adamın karısıyla çalışıyor olmasının çıkar çatışması yaratacağını düşünmüyorsun değil mi?
ألا تعتقد بأنه سيشكل لنا عبء ، لعمله مع زوجته ؟

Burada yediği bir şeyin onu zehirlediğni düşünmüyorsun değil mi?
لا تعتقد أن شيئاً ما تناوله هنا جعله مريضاً ؟

Thor'un gerçekten Toothless yüzünden kızgın olduğunu düşünmüyorsun, değil mi?
أنت لا تعتقد حقاَ أن ثور غاضب بسبب تـــوثلث,ألســــت كــذلك؟

Ciddi ciddi bununla Cinlerin Perisi'ni elde edebileceğini düşünmüyorsun değil mi?
انت لن تفكر بجدية التي يمكن ان تحصل على حورية الجان

Pekala, kendini düşünmüyorsun, peki biz ne olacağız?
حسنا, أنت لا تفكر فى نفسك,ولكن ماذا عنا ؟

Öyleyse neden iyice düşünmüyorsun ben sana olasıIıkları gösterirken?
و بالتالى لماذا لا تفكر بينما أوضح لك الأحتمالات

Babamın yaptığını düşünmüyorsun. Suçlu olduğunu düşünmüyorsun, değil mi?
انت لا تظن ان والدى فعلها هل تظن انه مذنب ؟

6000 insanın hayatını eğlence düşkünü... bir bilimadamının fikrine uyarak kurban edeceğimi düşünmüyorsun, değil mi?
هل تظن اننى سأضحى بحياه 6000 شخص بناءآ على رأى عالم مستهتر ؟

Bir fanusta yaşıyorsun. Dışarıdaki dünyayı düşünmüyorsun.
أنت تعيشين في شرنقة لا تفكرين في العالم الخارجي

Pekala, neden bir an da olsa başkalarını düşünmüyorsun?
سوف ينظّفه؟ لما لا تفكرين في أحد آخر على سبيل التغيير.

Böyle bir şeyi uyduracağımı düşünmüyorsun, herhalde?
انت لا تعتقدين انني اختلق شيئاً كهذا، أتعتقدين؟

Hayır, böyle düşünmüyorsun. Sen hep bende yanlış bir şeyler olduğunu düşündün.
لا، أنت لا تعتقدين ذلك أنت دائما ترين شيئا خاطئ فيّ

Ona yatırım için para vermeyi düşünmüyorsun, değil mi?
أنت لا تفكّر في إعطائه أيّ مال لإستثماره، أليس كذلك؟

Kimsenin bunları yayınlayacağını gerçekten düşünmüyorsun, değil mi?
أنت لا تعتقدي حقاً أن هناك من سينشُرهم ؟

Ciddi ciddi gitmeyi düşünmüyorsun, değil mi?
أنت لا تفكري بجدية بالذهاب هناك أليس كذلك ؟

Bu o. çocuğunun onları gerçekten serbest bırakacağını, ...düşünmüyorsun değil mi?
أنت حقاً لاتعتقد ان هذا الحقير سوف يدعهم يذهبون، أليس كذلك؟

"Sevgili babacığım, senden mektup bekleyen bir kızın olduğunu hiç düşünmüyorsun.
"عزيزي بوبي أَفترضُ أنك لا تَعتقدُ ابداً عِنْدَكَ بنت بأنتظار رسالة.

Bir hapis molası vermeyi düşünmüyorsun değil mi Bitsey?
أنت لا تخططين لكسر قواعد السجن أليس كذلك بيتسي؟

Bunların hepsinin benim suçum olduğunu düşünmüyorsun, değil mi?
أنت لاتفكر بأن الأمر برمته بسببي، أليس كذلك؟

Umarım sana söylediğim saçma şeyler için özür dileyeceğimi düşünmüyorsun.
آمل ألا تظنني سأعتذر على الكلام السيء الذي قلته عليك.

Bir kerecik olsun neden kendinden başka birini düşünmüyorsun?
لمَ لا تفكّرين في أحدِ ما خلاف نفسكِ و لو لمرّةٍ واحدة، حسناً؟