"düşünmek zorundayım" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يجب أن أفكر
• علي التفكير
• عليّ التفكير
• يَجِبُ أَنْ أُفكّرَ
• مضطرّ للقلق
• أن أقلق بشأن
• ان افكر

Güvensizim, çünkü her gün nasıl göründüğümü düşünmek zorundayım.
وأنا عديمة الثقة لأنه يجب أن أفكر في مظهري كل يوم.

Yaşım ilerliyor ve geleceğimi düşünmek zorundayım.
أنا يُداهمنى الكبر و يجب أن أفكر بالمستقبل

Ve fotoğraf çekerken ona ne söylemek istediğimi düşünmek zorundayım.
وعندما ألتقط صورة علي التفكير بما أريد قوله.

Sanırım bu konuyu düşünmek zorundayım.
اعتقد انني علي التفكير حول هذا الموضوع

O zaman sandala biraz yiyecek koyun. Tanrı aşkına, her şeyi ben mi düşünmek zorundayım?
لذلك ضع القليل من الطعام في القارب هل عليّ التفكير بكل شيء؟

Güvenliğini düşünmek zorundayım.
عليّ التفكير في سلامتك هذا الرجل يهدف للإنتقام

Hayır, ama onu düşünmek zorundayım.
لا، لَكنِّي يَجِبُ أَنْ أُفكّرَ بشأنها

Ben kendi halkımı düşünmek zorundayım.
إنّي مضطرّ للقلق على قومي.

Birazdan olacakları düşünmek zorundayım.
لكن يجب أن أقلق بشأن الوقت الحالي

Eğer Vince ortalarda yoksa, bu adamların işin içinde olabileceğini düşünmek zorundayım.
ان كان فينس مفقوداً يجب ان افكر بان هؤلاء هم السبب

Kulağa çok harikâ bir plân gibi geliyor. Ama bu iş yerini de düşünmek zorundayım.
هذا يبدو كخطة رائعة ، ولكن يجب أن أفكر في عملي

Gidebileceğim onlarca yer varken bunu istediğini düşünmek zorundayım.
هناك أماكن كثيره يمكنني الذهاب إليها يجب أن أفكر أنك تستثمرين بهذه العمليه

Ama bütün ailemi düşünmek zorundayım.
لكن يجب أن أفكر بخصوص عائلتي بأكملها

Geleceğimi düşünmek zorundayım öyle değil mi?
ولكنني يجب أن أفكر بمستقبلي ، أتعرفين؟

Aşağıya indiğimde ciddi bir şey düşünmek zorundayım.
يجب أن أفكر في شيء جاد عندما أنزل

Fakat Celice için en iyisinin ne olacağını düşünmek zorundayım.
لكن علي التفكير ما هو الأفضل من أجل "سيلس"

Diğer insanları da düşünmek zorundayım.
علي التفكير في الناس الأخرين

Sanırım bu konuyu düşünmek zorundayım.
اعتقد انه علي التفكير في هذا

Şimdi de geçmişi düşünmek zorundayım ki o da bazen şimdiki zaman oluyor.
والآن عليّ التفكير في الماضي والذي يكون الحاضر أحياناً

Ailemi ve Haeshin'i düşünmek zorundayım.
" يتوجب عليّ التفكير بوالدينا و التفكير أيضاً بـ " هاي شين

Bunu düşünmek zorundayım, Gertrud.
عليّ التفكير بالأمر

- Ama saygınlığımı düşünmek zorundayım.
لاتقلق حول لا شيءِ. - لَكنِّي يَجِبُ أَنْ أُفكّرَ بسمعتِي.

Artık her şeyi düşünmek zorundayım.
مهمتي أن أقلق بشأن كل شيء الآن.

düşünmek zorundayım. O ne ister?
علي ان افكر في ماالذي هو يحبه ؟