Peki, bunun hakkında düşünmenizi istemiyorum tamam mı? | Open Subtitles | حسناً، حسناً، لا أريدكما أن تفكرا بذلك، أتفقنا؟ |
Yardıma muhtaç birisi olduğum için burada olduğumu düşünmenizi istemem. | TED | لا أريدكم أن تعتقدوا أن وجودي هنا لأنني أمثل قضية إنسانية. |
Haliyle bugün, sizden geleceğin nasıl olup da bugün gerçekleştiğini düşünmenizi rica etmek için buradayım. | TED | لذلك، أنا اليوم لأطلب منكم التفكير في كيف يحدث المستقبل الآن |
Ve meydana gelişinde bir parçası olmak istediğiniz toplulukla ilgili düşünmenizi istiyorum. | TED | وأريدكم أن تفكروا في المجتمع الذي تريدون أن تكون جزءً من صنعه |
gibi. Sosyal çevrenizde seyahat etme biletinizi nasıl gördüğünüzü düşünmenizi istiyorum. | TED | أريدكم أن تفكروا في ماهو تعتقدون عن التذكرة التي لديكم لتسافر إلى كونك الاجتماعي |
Ve Kendall'ı onun öldürdüğünü düşünmenizi istemedim. | Open Subtitles | ولم أرغب أن تظني بأنه قتلها.. لهذا لم أقل شيئا |
Fakat daha fazlasını öğrenene kadar anlaşmanın imzalanmasını ertelemeyi düşünmenizi isteyecektim, efendim. | Open Subtitles | ولكن حتى نعرف أكثر.. يَجِب عليّ نُصحَك بِتَأخِير تَوقِيع المُعاهدة سيدي |
Konuşmayı kontrol altında tutarlar. Konuşmayı kontrol ederken de istedikleri şeyi düşünmenizi sağlamak zorunda değiller. | TED | إنهم يتحكمون بالنقاش، وبالتحكم في النقاش، لا يتعين عليهم دفعك للتفكير فيما يريدونك أن تفكر به. |
İkinizin de stratejik bir ortak bulmayı düşünmenizi rica ederim | Open Subtitles | أود منكما أن تفكرا في جلب شريك إستراتيجي. |
Bugün ne yediğinizi düşünmenizi istiyorum. Anladınız mı ? | Open Subtitles | أريدكم أن تفكرا ماذا أكلتم اليوم |
Bu sabah havalandığımı düşünmenizi isteyen birileri var. | Open Subtitles | إسمعا، هناك شخص ما يريدكم أن تعتقدوا أننا من كنا نحلق هناك هذا الصباح. |
- Halüsinasyon falan gördüğümü düşünmenizi istemedim sadece. | Open Subtitles | الآن، أنا فقط لا أريدكم أن تعتقدوا أني أهذي أو أي شيء |
Çoğunuz hafta sonlarında baskı rejimiyle mücadele etmediğinizden, biraz daha ilişkilendirebilmek için birkaç örnek düşünmenizi istedim. | TED | الكثير منكم لا يتبع حميات قاسية في عطلة نهاية الأسبوع أردت التفكير في أمثلة ليكون الموضوع أكثر ترابطًا |
Sizden çok basit ama önemli bir gerçeği düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أود منكم أن تفكروا بشأن حقيقة بسيطة لكنها أساسية جداً |
Fakat farklı bir metafor düşünmenizi istiyorum. | TED | ولكن أريدكم أن تنتبهوا إلى استعاره أخرى |
Benim yaptığımı düşünmenizi istiyor. | Open Subtitles | إنها تريدك فقط أن تظني بأنه أنا |
Fakat daha fazlasını öğrenene kadar anlaşmanın imzalanmasını ertelemeyi düşünmenizi isteyecektim, efendim. | Open Subtitles | ولكن حتى نعرف أكثر.. يَجِب عليّ نُصحَك بِتَأخِير تَوقِيع المُعاهدة سيدي |
Bilinci, hayatı düşündüğümüz şekilde düşünmenizi istiyorum. | TED | أود منك أن تفكر فى الوعي بنفس الطريقة التى تفكر بها في الحياة. |
Bunu önümüzdeki günlerde düşünmenizi istiyorum ama kendinize karşı dürüst olmalısınız. | TED | أدعوكم جميعًا لتفكروا به في منازلكم وفي الأيام المقبلة، لكن عليكم أن تكونوا صادقين مع أنفسكم. |
Biliyorum bazılarınız hâlâ bu konuyla mücadele ediyor. Ama bunun hakkında düşünmenizi istiyorum. | TED | أعلمُ بأن بعضكم لا يزال يعاني من هذا الموضوع، ولكنني أطلبُ منكم التفكير حوله. |
Bir saniyeliğine düşünmenizi istiyorum. Düşündüğünüz, üzerinizde çalıştığınız bir konu hakkında. | TED | أريد منكم أن تأخذوا ثانية وتفكروا بمسألة تشغل بالكم، تعملون عليها. |
İmhadan bahsettiğimi düşünmenizi istemiyorum. | TED | لا أريدكم أن تظنوا أن هذا عن استئصال الهوية. |
düşünmenizi istediğim asıl konu bu. Filtrelerimizle savaşmamız gerekiyor. | TED | إذن الشيء الذي أريدكم ان تفكروا فيه هو هو أننا يجب أن نصارع اختيارتنا |