ويكيبيديا

    "dükkanında" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • متجر
        
    • محل
        
    • بمتجر
        
    • دكان
        
    • مخزن
        
    • بمحل
        
    • المقهى
        
    • متجره
        
    • مخزنِ
        
    • محلات
        
    • محلّ
        
    • صالون
        
    • دكانِ
        
    • في متجرك
        
    • بقالةِ
        
    Mahalledeki basit bir evcil hayvan dükkanında ne bulmayı umduğunu bilmiyorum. Open Subtitles لا أعرف ماذا تتوقّع أن تجد، في متجر حيوانات أليفة بسيط.
    Seni bugün içki dükkanında gördüğümüzde bir parça kendimizi de görür gibi olduk. Open Subtitles لما كنا بمثل عمرك كنا نكرهه الشرطة ولما شاهدناك في متجر الكحول شاهدنا
    Senin kartında iç çamaşırı dükkanında yapılmış bir harcama görünüyor. Open Subtitles وهنا على بطاقتكَ ثمّة مطالبة لصالح متجر للملابس الدّاخلية للنّساء
    Gerçek şu ki, o berber dükkanında belediye reisini de, sabıkalıyı da görürsünüz. TED والحقيقة هى من رئيس البلدية إلى المجرم، سوف تجدهم في محل الحلاقة هذا.
    2 gün önce, Macy's dükkanında millete kolonya denetirken gördüm. Open Subtitles وبعد ثلاثة أيام رأيته يرش عينات كالونيا عند محل ميسيس
    Ninem verem olmuştu, ve saati 10 sente gömlek diktiği dikiş dükkanında çalıştı. TED أصيبت جدتي بالسُل، وكانت تعمل بمتجر ماكينات الخياطة تصنع القمصان مقابل 10 سنتات للساعة.
    Balık dükkanında tanıştığım bir adamın kondomsuz benimle birlikte olmasına izin verdim. Open Subtitles سمحت لرجل قابله فى متجر السمك أن يفعل بى دون واقى ذكرى.
    Üniversitenin dışında bir kitap dükkanında çalışmış, oradan da kovulmuş. Open Subtitles لقد عمل في متجر كتب بعد التخرج ولكنه قد استقال
    Beyaz bir adam mahallenin ortasında bir örgü dükkanında mı? Open Subtitles ‫رجل أبيض يدخل متجر العناية ‫بالشعر في مُنتصف حيّ السود؟
    Halat, çok ucuz birşey hırdavatçı dükkanında çok ucuza bulabililirsiniz. TED انها مجرد ذلك ، بل هذا شيء غير مكلف للغاية، المتاحة عمليا في متجر لاجهزة الكمبيوتر الخاص بك ، وانها رخيصة جدا.
    Yunanlı bir satıcı onu bir eskici dükkanında buldu. Open Subtitles اسمه شاريلاوس كونستانتينيدس, بالعثور عليه فى متجر مجهول,
    Auxerre'de bir parfüm dükkanında çalışıyorum. Open Subtitles أعمل محاسبة بمحل عطور في متجر كبير في اوكسير
    Gönüllüler için çaresizdiler çünkü hastanedeki hediyelik eşya dükkanında ortalama gönüllü yaşı 75'ti. TED كانوا في حاجة شديدة إلى متطوعين لأن متوسط الأعمار في محل الهدايا في المستشفى كان 75.
    Eşi ile 15 yaşında bir garsonken Michigan'da küçük bir barbekü dükkanında tanışmış. TED التقت بزوجها عندما كانت في الخامسة عشر من عمرها وتعمل كنادلة في محل للمشويات بميتشغن.
    Bir sorun mu var Davies, o dükkanında çok kaldın galiba? Open Subtitles المشكلة معك يا ديفيز إنك عملت كصاحب محل لفترة طويلة
    Yarın sabah traş olmalıyım Kaninski Berber dükkanında. Open Subtitles احتاج للحلاقة غدا صباحا فى محل كانينسكى للحلاقة
    Çok uzun yıllar bir müzik dükkanında bile çalıştım, maaşı kaset olarak kabul ediyordum. TED حتى أنني كنت أعمل بمتجر للتسجيلات لعدة سنوات وكان ذلك مصدر ارتزاقي طوال حياتي.
    Geberene kadar o etli yemek dükkanında kalacağımı mı düşündün? Open Subtitles بأنَّي أَعود إلى نفسِي القديمة وأعُد إلى دكان ذلك الكاري؟
    Ben sadece yem dükkanında çalışıyorum. Open Subtitles إنه لا يعمل فى التطور إننى فقط أعمل فى مخزن الأغذية
    Bir yerde oturmuş birileri ile konuşuyoruz, sonra Hugh Jackman ile kahve dükkanında karşılaştığımız anı hatırlıyoruz. TED حيث أننا نجلس مع شخص نحادثه ، وفجأة نتذكر في ذلك اليوم حين قابلنا هوغ جاكمان في المقهى.
    Üst kat özeldir, çıkamazsınız. Bay Quilp kendi dükkanında istediğini yapar. Open Subtitles لا تستطيع الذهاب للأعلى سيدي,إنه مكان خاص السيد كويلب له أن يفعل مايشاء في متجره
    Her şey annem Max'ın video dükkanında işe girince başladı. Open Subtitles كُلّة بَدأَ عندما أمَّي ذَهبَت للعَمَل في مخزنِ فيديو ماكس
    Armani'ye doğru giderken babam bir indirim dükkanında bunu gördü. Open Subtitles لقد كنا في طريقنا لارماني وعندها اصطاد ابي هذه البذله من واجهة احد محلات التنزيلات
    Karikatür dükkanında çalışıyorsun. Open Subtitles عمّ تتحدث؟ أنت تعمل في محلّ للكتب الهزلية
    Ama duyguların şiddeti, az kalsın bugün berber dükkanında vakayı mahvediyordu. Open Subtitles لكن العواطف الشديدة كادت تقضي على هذه القضية في صالون الحلاقة...
    Tahmin et annemi beklerken protez dükkanında kimi gördüm. Open Subtitles إحزرْ مَنْ وَقعتُ فيه في دكانِ علم الأعضاء الإصطناعيةَ بينما أنا كُنْتُ أَنتظرُ أمَّ.
    Bir, iki, üç, dört. dükkanında süt emzireceğiz. Open Subtitles واحد، اثنان، ثلاثة، أربعة ونحن سوف إرضاع في متجرك
    Kasanın arkasında, göğsünden, 38'likle, Pocum'un dükkanında vuruldu. Open Subtitles ... مَعa38كماوَقفتْوراء العدّاد في بقالةِ Pocum.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد