dünyanın dört bir yanındaki üslerde yaşadım. İtalya, Almanya, pek çok farklı yerde. | Open Subtitles | ترعرعت على الإقامة في جميع أنحاء العالم ايطاليا, ألمانيا, الكثير من الأماكن المختلفة |
Travis dünyanın dört bir köşesindeki ikon olmuş binalarda projeksiyonlar yaptı. | Open Subtitles | وقد فعلت ترافيس التوقعات على المباني البارزة في جميع أنحاء العالم. |
Bunların hepsi dünyanın dört bir yanındaki bilgisayarlarımıza geçebilir. | TED | كل هذا يصادف تواجده في حواسيبنا، في حواسيب في جميع أنحاء العالم. |
dünyanın dört bir yanında yerli halklarla yaptığımız saha araştırmaları. | TED | العمل الميداني الذي نقوم به حول العالم مع السكان الأصليين، |
dünyanın dört bir yanında gizli ekipler olarak görevlere katılıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعمل في مجموعات سرّية في مهمات متعدّدة حول العالم. |
dünyanın dört bir yanında dostlarım var. | Open Subtitles | لدي اصدقاء في جميع انحاء العالم |
Kudüs'te, tüm Judea ve Samiriye'de ve dünyanın dört bir bucağında benim tanıklarım olacaksınız. | Open Subtitles | هل سيكون لي شهودا في أورشليم وفي كل اليهودية والسامرة وإلى أقاصي الأرض. |
Vay be... dinle orası dünyanın dört bir yanından mektupların geldiği bir odadır. | Open Subtitles | انه مكان ياتي منه البريد من كل انحاء العالم |
Bugün size dünyanın dört bir yanındaki bilimciler tarafından insan zihninin sinirsel portresini çizmek amacıyla yürütülen bir projeden bahsedeceğim. | TED | أرغب اليوم في أن أخبركم عن مشروع يشارك فيه العديد من العلماء من مختلف أنحاء العالم لرسم صورة عصبية للعقل البشريّ. |
Bunun benim için çok önemli olmasının nedenlerinden biri, dünyanın dört bir yanından aldığım tepkiler. | TED | واحد أهم الأسباب في أن ذلك مهم بالنسبة لي ، هو ردود الأفعال التي عشتها في جميع أنحاء العالم. |
İnsanlar muhteşem kreasyonlarını göstermek için dünyanın dört bir yanından San Diego'ya geliyor. | TED | يسافرُ الناس إليه من كل أنحاء العالم ليعرضوا إبداعاتهم المدهشة على أرض سان دييغو. |
dünyanın dört bir yanından kadınları dinlediniz, bazı şeylerin niçin gerçekleşmesi gerektiğini anlattılar. | TED | لقد استمعتم للنساء من جميع أنحاء العالم يتحدثن عن سبب حدوث الأشياء، |
dünyanın dört bir yanından yetenekli bilim insanları arıyoruz, bu protein tasarım devrimine hız kazandıracak ve birlikte beş büyük zorluğa yöneleceğiz. | TED | إننا نبحث عن جذب علماء موهوبين من أنحاء العالم لتسريع ثورة تصميم البروتين، ولنصبح أكثر تركيزًا على تحديات خمسة كبرى. |
Pek ipucu sayılmaz bu. dünyanın dört bir yanında milyonlarca çalışanı var. | Open Subtitles | هذا لا يُعتبر دليلًا حاسمًا، فتلك الشركة لديها ملايين العملاء حول العالم |
Bu yüzden dünyanın dört bir yanında, polisleri, hakimleri ve cumhuriyet savcılarını eğitiyoruz. | TED | ولهذا نحن ندرب ضباط الشرطة وندرب القضاة وندرب النيابة العامة حول العالم |
Bu parçaların çoğu daha sonra dünyanın dört bir yanındaki müzelerde, bienallerde, trienal sergilerinde gösterilmektedir. | TED | العديد من هذه القطع سيتم عرضها لاحقاً في المتاحف و المعارض التي تقام كل سنتين و ثلاث سنوات حول العالم. |
Tomi Lebrero, bandoneonu ve Buenos Aires, Arjantin'den arkadaşlarından dünyanın dört bir yanında birçok başka yere ve müzisyene. | TED | من تومي لبريرو وفرقته وأصدقائه في بوينس آيرس بالأرجنتين لأماكن كثيرة أخرى وموسيقيين حول العالم |
Son 10 yıldır, dünyanın dört bir yanını dolaşıyorum ve sadakatsizlik yüzünden paramparça olmuş yüzlerce çiftle yoğun bir şekilde çalıştım. | TED | خلال العشرة سنوات الماضية، سافرت حول العالم وعملت على نطاق واسع مع مئات من الأزواج الذين دمّرتهم الخيانة الزوجية |
Bu ölüm tehditlerin dünyanın dört bir yanındaki sunuculardan gelmiş. | Open Subtitles | هاته التهديدات وجهت من خلال حسابات على مستوى العالم أجمع. |
dünyanın dört bir yanında, bu görüntüler her zaman vardı öbür dünya ile aramızda bağlantı kuruyorlardı. | Open Subtitles | من جميع انحاء العالم يظهرون فى الصور يتواصلون معنا في الخفاء |
İnsanlar dünyanın dört bir yanından gelerek diğer insanlara yardım etme hayallerine kavuşacaklar. | Open Subtitles | لا رؤساء سوف يأتى الناس من كل مكان بالعالم ليحققوا حلمهم فى مساعدة الآخرين |
Büyük bir hatip olacak. Konuştukça, kelimeleri bu ülkenin ve ve dünyanın dört bir yanından duyulacak. | Open Subtitles | سيتحدث بتلك الكلمات التي ستكون مسموعة في البلاد و في كل العالم |
Böylece dünyanın dört bir yanından tasarımcılar ürünlerini insan sağlığı ve ekolojik sağlık bakımından milyonda bir parçacığına kadar analiz edebilirler. | TED | وهكذا بإمكان المصممين في كل أرجاء العالم تحليل منتجاتهم وصولأ الى أجزاء من المليون لما يتعلق بصحة الإنسان والبيئة. |