Model ve duygular kafamızda, gerçeklik ise Dış dünyada. Değişmez; çünkü gerçek. | TED | إحساس و نموذج في فكرنا، حقيقة في العالم الخارجي. لا يتغير; إنها حقيقة. |
Bu, Dış dünyada yer alan dinozorlar gibi büyük nesnelere ilgi duydukları ve anlamaya çalıştıkları aynı döneme denk gelir. | TED | يحدث نفس الشيء تقريبا عندما يحصلون على أشياء مثل الديناصورات هذه الأمور الكبيرة في العالم الخارجي التي يحاولون الإمساك بزمامها |
Evet, elbette. Dış dünyada haberler nasıl? | Open Subtitles | لا بأس، ماهي أخبار العالم الخارجي يا أفرام |
Dış dünyada olup bitenler beni hiç ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | لا تهمني الأمور التي تحدث في العالم الخارجي |
İlk kez Dış dünyada seyahat ettim. | Open Subtitles | و للمرة الأولى سافرت إلى العالم الخارجي. |
Büyü Okulu kurallarının Dış dünyada da her zaman geçerli olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | كما تعلمون، قواعد المدرسة السحرية لا تنطبق دائما على العالم الخارجي |
Bu Kuruluş deneklerin Dış dünyada kaybolmasına izin veremez. | Open Subtitles | هذه الشركة لا يمكنها تحمّل ترك هذا المشروع طليقاً في العالم الخارجي. |
Hayır, Dış dünyada o kadar güzel zaman geçirmişler ki, kalmaya karar verdiler. | Open Subtitles | لا، أمضين جميعاً وقتاً رائعاً في العالم الخارجي بحيث قررن البقاء |
İnsanlar Dış dünyada çok fazla başarılı olabiliyorlar ve bu aileleri için tamamen gizemli olabiliyor. | Open Subtitles | يستطيع الأناس عادة أن يكونوا ناجحين جداً في العالم الخارجي ويبقوا لغزاً كبيراً لعائلاتهم |
Bana kalırsa, doğru kararı verecek kadar sorumluluk sahibisin hem burada hem de Dış dünyada umarım bir sirk okulunda. | Open Subtitles | أعتقد أنك بالمسؤولية الكافية لاختيار الخيار الصائب وفي العالم الخارجي |
Dış dünyada olayların sizin istediğiniz gibi gidip gitmediğini merak edersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك ربما تكون فضولياً حول ما إذا كان العالم الخارجي يسير كما أنت تتوقع |
Baskı gücüne Dış dünyada bayağı ihtiyacın olmuştur. | Open Subtitles | لابد أن الأكراه كان ضرورة في العالم الخارجي |
Fakat düşünme ve yapmanın bu yeni yollarıyla, hem Dış dünyada hem de evde ailemle, ve çocuklarıma bıraktığımla, bu gerçekle daha rahat hissediyorum. | TED | لكن بفضل هذه الطرق الجديدة في التفكير والفعل، في العالم الخارجي ومع عائلتي في المنزل على حد سواء، وفي ما سأتركه لأطفالي، أصبح أكثر ارتياحًا مع هذه الحقيقة. |
Özetle, mutfağınızdaki şeyleri kullanarak öğrenebileceğiniz ve Dış dünyada faydalı olabilecek konseptler var. | TED | بشكل أساسي، هناك عدد صغير من المفاهيم التي يمكنكم أن تكونوا على دراية بها مستخدمين أشياء في مطابخكم، وهي مفاهيم مهمة جداً للحياة في العالم الخارجي. |
Ancak onu içinizde ateşleyecek bir yol bulduğunuzda, Dış dünyada dönüştüğünüz yeni kişiyi kucaklamak için yeniden şekillenir. | TED | ولكن إن وجدتم طريقة لإشعاله حيث أنتم، فعندها ستجدون أنّ العالم الخارجي سيعيد ترتيب نفسه ليناسب الإنسان الجديد الذي أصبحتموه. |
Dış dünyada, patlak lastikli yaşlı bir kadına yardım etmeyecek binlerce araç görürsünüz. | Open Subtitles | اقصد في العالم الخارجي سترى بين الحين والآخر سيل من السيّارات تقودها امرأة عجوز مع ثقب في الاطار . |
O Dış dünyada dolanıyor. | Open Subtitles | و لقد إستطاع العيش في العالم الخارجي |
Dış dünyada yaşadığın gibi bir hayat asla değil bu. | Open Subtitles | انها ليست حياة اللجوء من العالم الخارجي |
Dış dünyada çalışıyor muydunuz? | Open Subtitles | هل كانت لديك وظيفة في العالم الخارجي ؟ |
Dış dünyada dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نكون حذرين من العالم الخارجي. |