Ooh, bir dolarım oldu. Gazete dağıtma işini bırakabilirim artık. | Open Subtitles | يا رجل، دولار كامل الأن يمكني التوقف عن توزيع الجرائد |
Kayaları dağıtma konusunda en iyisi olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | و هل أفضل الوسائل هو إعادة توزيع الصخور؟ |
Önemsiz görünebilir, bu dikkat dağıtma işi bana bir anlığına zevk verdi. | Open Subtitles | من البديهي كما يبدو، صرف الإنتباه هذا أعطني بضعة لحظات من السرور |
1 saati 15 dakika geçti. Dikkat dağıtma vakti sona erdi. | Open Subtitles | مرّت 15 دقيقة فوق الساعة المعنيّة، انتهت فترة الإلهاء. |
Ve bu, pizza dağıtma işimden daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | و يجب أن تكون أسهل من الذي كنت اجنيه في توصيل البيتزا |
Bence satın almış olamaz. Bu bir dikkat dağıtma. Burada. | Open Subtitles | أظن أنه لم يقم بشرائها هذا إلهاء ، أنه هنا |
Bu Carroll'ı şehirden çıkartmak için bir dikkat dağıtma eylemi miydi yani? | Open Subtitles | إذن كان ذلك تشتت كبير لأجل ماذا تهريب كارول خارج المدينة؟ |
Görevlilerin dikkatini dağıtma. | Open Subtitles | كفي عن الهاء الطاقم |
15 büyük hırsızlık ve çalınan malı dağıtma planı suçlamasıyla karşı karşıya. | Open Subtitles | لقد رفعت ضدها 15 تهمة من سرقات كبرى و التآمر لتوزيع الممتلكات المسروقه |
Hediye çantaları dağıtma konusunda yardımına ihtiyacım var? | Open Subtitles | أليس عليك مساعدتي في توزيع اكياس الهدايا ؟ |
Şimdi de kamyon duraklarında gezici prezervatif dağıtma hizmeti veriyorum. | Open Subtitles | والآن أنا أدير خدمة توزيع الواقيات في المواقف |
Ve inanıyorum ki bu bize Noel ikramiyelerini dağıtma imkânı verecek. | Open Subtitles | وأعتقد أن ذلك يُمكّننا من توزيع مكافآت عيد الميلاد. |
Yani, onlar başkanın peşinden giderken bizim dikkatimizi dağıtma amaçlı şeyler olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً ، فكل هذا هو مجرد صرف انتباه لنا ليطاردوا الرئيسة؟ |
Yani, onlar başkanın peşinden giderken bizim dikkatimizi dağıtma amaçlı şeyler olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً ، فكل هذا هو مجرد صرف انتباه لنا ليطاردوا الرئيسة؟ |
İyi yönde dikkat dağıtma acıdan arındırır. Duygusal acıdan arınmak | Open Subtitles | صرف الإنتباه الجيد يحررنا من الشعور بالألم |
Sizin gibi bir oluşum için, kullanışlı bir dikkat dağıtma sağlayabilirim. | Open Subtitles | ولمجموعة مثلكم بوسعي توفير الإلهاء المفيد |
Tüm dikkatler kurbanın üzerinde. Mükemmel bir dikkat dağıtma. | Open Subtitles | "كلّ الأنظار متّجهة إلى الضحيّة، الإلهاء المثاليّ" |
Beni bırakma konusunda mı yoksa yengeçleri dağıtma konusunda mı? | Open Subtitles | بالقيام بتوصيلي أم توصيل السرطانات ؟ |
Bir şeye bulaştı, evet. İçgüdülerim başka bir dikkat dağıtma diyor. | Open Subtitles | بخُضامٍ ما، أجل، إحساسي يُملي عليّ أنه إلهاء آخر. |
Sen bir kaynaksın. Dikkatini dağıtma. | Open Subtitles | انت مورد لي يا طونى ولا تشتت انتباهك |
Dikkat dağıtma aleti Stefan. | Open Subtitles | دامون: آه، ستيفان آلة الهاء. |
Timmy'nin abisi, gazete dağıtma işini yapmaktadır. | Open Subtitles | وشقيق (تيمي) الأكبر كان لديه مسار لتوزيع الصحف، |
Dikkatini dağıtma. Duygularını karıştırma. | Open Subtitles | لا تشتّت لا عواطف |
Etrafı dağıtma. | Open Subtitles | لا تعبثي بأي شيء |
Hiçbir şey yapmamaktansa sis dağıtma sistemine evet diyenler ellerini kaldırsın. | Open Subtitles | كل من يوافق مع نظام التشتيت يقومون بشيءٍ بدلاً من لا شيء |
Odaklan. İşin riskleriyle dikkatini dağıtma. | Open Subtitles | ركزي لا تشتتي انتباهك بالصعوبات العالية |