| - Kuruş almadılar. - Ve Daha iyisini hak ediyorlar. | Open Subtitles | ولم يحصلوا على شيء وهم يستحقون أفضل من هذا أنت محق |
| Ben ressam değilim kalifiye bir apartman görevlisiyim ve o bundan Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | أنا لست فنانا أنا عامل نظافة، وهي تستحق أفضل من هذا |
| Daha iyisini hak ettiğini ona söylemek zorundasın Lux. | Open Subtitles | يجب عليك أن تخبريه أنك تستحقين الأفضل ، لاكس |
| Ve ben Phoebe'nin bunu yaşamasını istemiyorum. Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | وأنا لن أدع فيبي تخوض ذالك مرة أخرى إنها تستحق الأفضل |
| Ölmenize üzüldüm. Daha iyisini hak ediyordunuz. | Open Subtitles | آسف أنكما متما كنتما تستحقان الأفضل |
| Biliyorum, özür dilerim. Daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | أعرف, و أنا آسف أنتِ تستحقين أفضل من ذلك |
| Ve bundan Daha iyisini hak ettiğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنّي أستحق أفضل من ذلك. |
| Lincoln'e hayatımı borçluyum. Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | .انا ادين ل "لينكلن" بحياتي وهو يستحق افضل من هذا |
| O, çocuklarının hayata başlamak için Daha iyisini hak ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لأنها تعتقد بأن أطفالها يستحقون أفضل بداية ممكنة في الحياة |
| Hastalarımıza acıyorum. - Daha iyisini hak ediyorlar. | Open Subtitles | أشعر بالسوء من أجل المرضى انهم يستحقون أفضل من ذلك |
| Ben ressam değilim kalifiye bir apartman görevlisiyim ve o bundan Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | أنا لست فنانا أنا عامل نظافة، وهي تستحق أفضل من هذا |
| Depresif ve pis bir kızın peşinden koşmaktan Daha iyisini hak etmiyor musun? - Anne! | Open Subtitles | ألا تستحق أفضل من مطاردة سيدة قمامة مكتئبة |
| Keşke burada olsan diyorum. Çünkü Daha iyisini hak ediyorsun sen. | Open Subtitles | أتمنى فقط لو كنتِ هنا .لأنكِ تستحقين الأفضل |
| Sadece şerefsizlerden uzak kalamıyor olman Daha iyisini hak etmediğini göstermez. | Open Subtitles | انظري، فقط لأنك لا تستطيعين تفادى الأشخاص السيئون هذا لا يعنى انك لا تستحقين الأفضل |
| Onun için yeterince iyi değilsin. O Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | أنت لست جيداً بما فيه الكفاية لها إنها تستحق الأفضل |
| Ölmenize üzüldüm. Daha iyisini hak ediyordunuz. | Open Subtitles | أنا آسف لأنكما موتى، تستحقان الأفضل |
| Daisy sen Daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | ديسى أعتقد أنكِ تستحقين أفضل من هذا |
| Bundan Daha iyisini hak ediyorum! | Open Subtitles | في مبارة الليلة مع أريزونا... أنا أستحق أفضل من ذلك! |
| Lincoln'e hayatımı borçluyum. Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | .انا ادين ل "لينكلن" بحياتي وهو يستحق افضل من هذا |
| Daha iyisini hak ediyordu. | Open Subtitles | كنت تعطيه أحضاناً سيئة حقاً كان يستحق أفضل من ذلك |
| Fikirleri tartıştırmak isteyen herkes bundan Daha iyisini hak eder. | Open Subtitles | أي أحد يريد مناقشة أفكار يستحق أكثر من نهاية نكتة سياسية. |
| Bu çocuk Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | هذا الطفل يستحق الأفضل |
| Biz bekleriz. Gerek yok. Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | سننتظركِ - . لا حاجة لهذا، فهو يستحق ما هو أفضل - |
| Yatırımcılarınız Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | مساهموك يستحقون الأفضل |
| Biz bundan Daha iyisini hak ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نستحق أفضل من هذا |
| Çünkü Daha iyisini hak ettiğini düşünüyorsun boktan bir iş için çok ilginç biri olduğunu sanıyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعتقد انك تستحق افضل تعتقد انك شخص مثير للأهتمام لتحصل على وظيفة سيئه |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 